Osmanlı'nın 24 Eseri Halep'te Yerle Bir Oldu!

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Kürsüsü hocası Suriyeli Mahmud Zeynel Abidin, Halep’teki eserlerin son durumunu anlattı.

Suriye’deki iç savaşta bugüne kadar Emevi, Eyyubi, Memlük ve Osmanlı dönemlerine ait UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan yüzlerce tarihi cami, medrese, külliye, hamam ve hastane tahrip edildi. Suriye’deki Osmanlı eserlerini 25 yıldır inceleyen ve 8 kitap yazan Ortadoğu’da Osmanlı eserleri uzmanı Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Kürsüsü hocası Suriyeli Mahmud Zeynel Abidin, Halep’teki eserlerin son durumunu HABERTÜRK’e anlattı

“Son kuşatmalarla Halep’te 200 tarihi eser tahrip edildi. Halep mimarisinin yüzde 70’i Osmanlı eserlerinden oluşuyordu. Tamamı yok oldu. Tahrip edilen 200’e yakın eserden sadece 33’ü tespit edildi. 33 tarihi yapının öncesini bizzat ben fotoğrafladım. Bu eserlerden 22’sinin Osmanlı’ya ait olduğunu, hatta 2’sinin Mimar Sinan’a ait olduğunu tespit ettim. Mimar Sinan’ın 2 eserinden biri tamamen yok olmuş, biri de yüksek oranda tahrip edilmiş durumda” dedi

Suriye’de Beşar Esad güçleri, son 4 yılda ülkenin ikinci büyük kenti konumunda olan Halep’i defalarca kuşatma altına aldı. 2013’ten itibaren Halep’te 200’den fazla tarihi eser tahrip edildi. Bu eserler her gün yeniden tahrip edilmeye devam ediliyor. Kuşatmalar sırasında Esad güçleri ve muhalifler arasında çıkan çatışmalar sonucunda şehir tam anlamıyla bir harabeye döndü. Tarihi eserlerin kimi tamamen yok oldu, kimi roket ve kurşunlarla kısmi zarar gördü.

‘MİMAR SİNAN’IN CAMİSİ DİNAMİTLE YOK EDİLDİ’

Yıllardır Ortadoğu’daki Osmanlı eserleri üzerine çalışan Osmanlı eserleri uzmanı Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Mimarlık Tarihi Kürsüsü hocası Suriyeli Mahmud Zeynel Abidin, Suriye’de Mimar Sinan’a ait 3 yapının bulunduğunu söyledi. Abidin, “Bunlardan biri Şam’daki Süleymaniye Külliyesi. Temeldeki teknik sorunundan dolayı tahrip olma tehlikesi yaşıyor. Acilen restore edilmesi gerekiyor. Diğer 2’si de Halep kentinde. Atılan roketlerle Adliye Camii’nin kubbesi ve minaresi yıkıldı. Hüsreviye Külliyesi, temeline dinamit konularak tamamen yok edildi” dedi.

Ortadoğu’da Osmanlı’ya ait bine yakın tarihi yapının bulunduğunu belirten Mahmud Zeynel Abidin, “Bu eserlerin tamamını tespit etmeye çalışıyorum. Ancak bunu bir ekiple yapmak gerekiyor. Benim imkânlarım kısıtlı. Tek başıma yaklaşık 25 yıldır 200’e yakınını tespit edip 8 kitap halinde yayımladım” diye konuştu.

‘ARAPLAR DA OSMANLI ESERLERİNİ TANIMIYOR’

Yaptığı çalışmalarla Osmanlı eserlerini tespit edip bulunduğu ülkenin kültür bakanlıklarına rapor halinde sunduğunu söyleyen Abidin, “Onlar da bu çalışmalar neticesinde Osmanlı yapılarını fark edip restore ediyorlar, değer veriyorlar” ifadesini kullandı. Kendisini Türk ve Osmanlı kültürünü Araplara tanıtmaya adayan Mahmud Zeynel Abidin, “Şimdilik Halep’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren en önemli 33 tarihi yapıyı tespit ettim. 100’e çıkarıp kitap şeklinde yayımlayacağım. Bunun için çalışıyorum” dedi.

HÜSREVİYE CAMİİ VE KÜLLİYESİ

1546 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Halep Valisi Hüsrev Paşa tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirildi. Hüsreviye Külliyesi’nin içinde bir cami, bir medrese ve bir türbe bulunmaktaydı. Suriye’de başlayan iç savaş sonucunda bakımsız kalan külliye, kendi haline terk edilmişti. 2013’ün sonlarına doğru bölgedeki silahlı güçler temellerine dinamit koyarak yapıyı tamamen yok etti.

 

 

ADLİYE CAMİİ

556 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirildi. Eski Halep olarak bilinen sur içinde yer alıyordu. Atılan roketler sonucunda minaresi ve duvarları zarar gördü. Tek kubbeli cami, Memlük mimarisi tarzında renkli mermer ile bezenmiş mihrap ile Osmanlı tarzında yapılmış mermer minberle öne çıkıyordu. Pencere kemerlerinde yer alan, İznik’te üretilmiş, mavi-beyaz çiniler de Halep’te Osmanlı varlığının canlı bir anısıydı. Adliye Camisi, tahribatın ardından tamamen kullanılamaz durumda.

 

 

TAHRİP ADLİYE CAMİİ EDİLEN ESERLER

- Emevi dönemi: Etras Cami ve Emevi Cami

- Eyyubi dönemi: Halep Surları ve Halep Kalesi

- Memlük Dönemi: Antakya Kapısı, Kınisirin Kapısı, Makam Kapısı, Hadid Kapısı, Nasır Kapısı, Mehmendar Cami ve Sultaniye Medresesi.

- Osmanlı dönemi: Halep Kapalı Çarşısı, Hacı Musa Cami, Osmaniye Medresesi, Şuna Hanı, Halep Belediyesi Binası, Ahmediye Medresesi, Ziraat Bankası Binası, Şeybani Kilisesi, Hibal Hanı, Saray Binası, Mimar Sinan’ın inşa ettiği Hüsreviye Külliyesi ve Adliye Cami, Sayadiye Konağı, İbrahim Konağı, Vezir Hanı, Canbulat Kasrı, Vekil Evi, Nahhasin Hanı, Nahhasin Hamamı, Yalbuğa Hamamı, Maraş Evi, Gureba Hastanesi.

OKUDUĞU ÜNİVERSİTEYE HOCA OLARAK GERİ DÖNDÜ

2011’de Suriye’de başlayan iç savaşın ardından, Mahmud Zeynel Abidin Türkiye’ye geri döndü. 1989’da mimarlık eğitimi için girdiği Yıldız Teknik Üniversitesi’nde (YTÜ), Mimarlık Tarihi Kürsüsü’nde hoca olarak eğitim vermeye başladı. Yazdığı ‘Osmanlı Camiler Mimarisi’ kitabıyla 2007 yılında 3 yılda bir verilen ve Ortadoğu’nun mimarlık tarihi alanında en prestijli ödülü olan, İslami Başkentler ve Kentler Organizasyonu Ödülü’ne layık görüldü. Aynı ödülü tam 9 yıl sonra, 2016’da ‘Şam’daki Osmanlı Eserleri’ kitabıyla ikinci defa kazandı. Mimar Mahmud Zeynel Abidin’in yazdığı 8 kitabın 5’i ödülle taltif edildi.

Kaynak: haber7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.