Osmanlı'nın Dirilişinde Askerî Sistemin Rolü

Günümüz modern ordularına bile ilham kaynağı olan Osmanlı askerî teşkilatlanma yapısı, Osmanlı'yı beylikten cihan devleti olmaya taşıyan en önemli unsurlardan biriydi.

KAYILARIN İLK ASKERLİK TECRÜBESİ

Osmanlı Devleti’ni ortaya çıkaran Kayıhan aşîreti, Moğol istilâ­la­rına karşı cansiperâne bir mücâdeleyi gerçekleştiren Celâleddîn-i Harzemşah’la birlikte Mahan bölgesinden çıkmış ve o yüce kumandanın emrinde ilk askerlik tecrübesini kazanmıştır.

OSMANLILAR BİZANS'A KARŞI ASKERİ TEŞKİLATLANMAYA GİTTİ

Harzem Türk devletinin Moğollar tarafından yıkılmasından sonra bu aşîret, müslüman Türk kitleleriyle Anadolu’ya geçmiş, Selçuklu Sul­tâ­nı’ndan kendilerine bir yurt verilmesi talebinde bulunmuştur.

Sultan da, böyle ateş çemberinden geçmiş tecrübeli bir topluluğun hudutlarda çok faydalı olacağı düşüncesiyle onları Söğüt’e yerleştirmiştir. Dolayısıyla aşîretlerinin Söğüt’te tutunabilmesi, Bizans tekfurlarına karşı askerî bir varlık olmalarına bağlı bulunduğunu daha ilk andan itibâren kavrayan Osmanlılar, eli silah tutan herkesi bir mücâhidler kadrosu hâlinde teşkilâtlandırma ihtiyacı hissetmişlerdir.

KÜÇÜK ASKERİ BİRLİKTEN, CİHANIN EN KUDRETLİ ORDUSUNA

Onlar, daha o yıllarda askerî bir güce sahip olmadan genişlemek bir tarafa, ellerindeki yeri dahî muhâfaza etmenin mümkün olmadığını kavramakta gecikmemişlerdir. Dolayısıyla küçük bir aşîretin askerî birliğini gitgide geliştirerek zamanla cihânın en kudretli ordusu hâline getirmişlerdir.

Disiplin, silah gücü ve askerî taktik bakımından Osman Gâzi’den iti­bâren dâhiyâne görüşlerle cihânın en büyük muzafferiyetlerini kazanan bu ordunun temel bir esası vardı:

OSMANLI ASKERİ SİSTEMİNDE TERFİ BAŞARIYA BAĞLI

Terfî, bugün birçok orduda olduğu gibi zaman veya tahsîle değil, başarıya bağlıydı. Ordu, erinden subayına kadar topyekûn muvazzaftı. Yani bugün birçok ülkede tatbik edildiği gibi, askerlik hizmeti millet fertlerinin bir-iki sene ile kayıtlı olarak yaptıkları bir vazife değil, hayat müddetince idi. Askerlik mesleğine çocuk yaşta başlayanlar, sakalları ağarıncaya kadar kılıç sallarlardı.

OSMANLI'DA GEÇİCİ ERLİK YOKTU

Bugün ordularda subay kadrosu muvazzaf, erler ise muvakkattir. Osmanlı’da ise bütün ordu muvazzaftı. Daha sonraları gelişen silahlar karşısında harp tekniği öğretilmek üzere subaylar yüksek bir tahsil gördükleri hâlde askerliği meslek hâlinde icrâ eden neferler, basit bir tahsil sonunda istihdâm edilirlerdi.

Ayrıca bunların, üstün bir tahsil görmüş subayların elde edebileceği rütbeleri kazanmalarına da bir engel yoktu.

Harplerde gösterdikleri üstün başarılar, terfîleri için kâfî idi. Bu yüzden Osmanlı ta­rihinin son devirlerinde askerler için “alaylı” ve “mektepli” ayırımı ortaya çıkmış ve alaylılar biraz küçümsenir olmuşlardır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Osmanlı, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.