Osmanlı’nın Kutsal Topraklara Hürmeti
Osmanlı’nın, “Kutsal Topraklar”a gösterdiği hürmete dair bir misal...
Osmanlı döneminde “Kutsal Topraklar”a ayrı bir hürmet gösterilir, mukaddesâta öncelik verilirdi.
OSMANLI’NIN KUTSAL TOPRAKLAR’A HÜRMETİ
4. Murad devrinde bir sel baskını olur ve Kâbe’nin iki tarafında çöküntü meydana gelir. Bunun üzerine Mîmarbaşı Rıdvan Ağa tamir için derhâl Mekke-i Mükerreme’ye gönderilir. Gerekli tespitleri yapan Mîmarbaşı, çöken yerleri ifâde ederken Kâbe-i Muazzama hakkında “yıkılma ve çökme” gibi tâbirleri kullanmaktan hayâ eder ve şöyle bir ifâde kullanır:
“Kâbetullâh’ın falanca falanca kısımları semt-i sücûda varmıştır.”
Ayrıca tâmir esnâsında da inşâ için lüzumlu malzemeleri taşıyan hayvanâtın o mübârek mekânları kirletmemesi için gerekli tedbirlerin alınması gibi câlib-i dikkat hürmet tezâhürleri sergilenmiştir.
Esâsen Osmanlı’nın o kudsî beldelere tâzîmi, tâ pâyitahtta başlar. Öyle ki, o zamanlar hac yolculuğunda Avrupa kıtasından Asya’ya geçişteki ilk yere “Harem” ismi verilmiş ve Harameyni’ş-Şerîfeyn’in mâneviyat ve edebine daha orada bürünülerek yola çıkılmıştır. Ve o yolda gaflet ifâde eden hiçbir hareket tasvip edilmemiştir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları