Osmanlı'nın Yangın Havuzları Tarihe Tanıklık Ediyor

Osmanlı İmparatorluğu döneminde alevlere karşı yüzyıllar boyunca verilen mücadelenin sembolü olan yangın havuzları zamana meydan okuyor.

Osmanlı döneminde, küçük bir kıvılcımla başlayıp, ahşap evler, rüzgar ve dar sokakların da etkisiyle devasa alevlere dönüşen yangınlar, İstanbul'un birçok yerinin yeniden inşa edilmesine de neden oldu.

İmparatorluk, bu felaketle mücadele için cami avlularına ve kamusal alanlara su depoları inşa ederek, yangına erken müdahale etmenin yollarını aradı. Cami avlularına yapılan su depoları, yangın başladığında alevleri söndürmenin en hızlı ve etkili yolu haline geldi. Şehrin stratejik noktalarına yerleştirilen havuzlar, yangınlarla mücadelede önemli rol oynadı.

​​​​​​​Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinde (FSMVÜ) Kültürel Mirasın Korunması ve Yönetimi Programı'nda yüksek lisans yapan, tarih mezunu Arzu Ulaş, araştırma projesini Osmanlı'dan kalan İstanbul'daki yer altı yapıları üzerine gerçekleştirdi. Ulaş, çalışmasında Osmanlı döneminde alevlerle mücadelede önemli bir yeri olan yangın havuzlarına yer verdi. Ulaş'ın çalışması "Osmanlı Belgeleri Işığında İstanbul Yer Altı Yapıları" başlığında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kitap haline getirilerek yayımlandı.

6 TANESİ BUGÜNE ULAŞAMADI

Ulaş'ın tek tek gidip incelediği Ayasofya, Sultanahmet, Şehzade, Fatih, Süleymaniye, Pertevniyal Valide Sultan, Hekimoğlu Ali Paşa ve Gazi Atik Ali Paşa camilerinin avluları ile Fatih'teki Babıali bahçesindeki yangın havuzları bugüne kadar varlığını sürdürerek tarihe tanıklık yapıyor.

Yeni, Nuruosmaniye ve Laleli camilerinin avluları ile Salkımsöğüt, Kumkapı ve Beyazıt'taki yangın havuzları ise yapılaşma, bakımsızlık gibi nedenlerle bugüne ulaşamadı. Bu havuzlar, bulundukları alanlara binalar, yeşil alan, yol ve meydanların yapılmasıyla kayboldu.

KENT HAFIZASINA KAZANDIRILMALI

Arzu Ulaş, Osmanlı'nın şehrin mimari dokusunu bir anda küle çeviren yangınla mücadelede aldığı en büyük tedbirlerden birinin su temini olduğunu söyledi.

Suyu depolamak ve ihtiyaç halinde en yakın yangın yerine ulaştırmak amacıyla selatin camileri ve kilise bahçelerine, kamusal alanlara ve meydanlara yangın havuzları inşa edildiğini anlatan Ulaş, "Osmanlı arşiv belgeleri, kaynaklar ve haritaları inceleyerek tarihi yarımada bölgesinde 15 yangın havuzu tespit ettim. Bunların yapıldığı yerleri gidip incelediğimde günümüzde 9 tanesinin varlığını sürdürdüğünü gördüm, 6 tanesi ise kayıp. Ayasofya, Sultanahmet, Şehzade, Arap, Fatih ve Süleymaniye camilerinin yangın havuzları günümüzde var." ifadelerini kullandı.

Ulaş, Osmanlı döneminde inşa edilen yangın havuzlarının kent hafızası için önemli kültür varlıkları ve su mimarisinin önemli yapıları olduğunun altını çizerek, "Yangın havuzları, yarı gömülü veya tamamı yer altında olmak üzere yer altı yapıları olarak sayılabilir. Geçmişte yangınlara karşı inşa edilmiş yangın havuzlarının kent hafızasına tekrar nakşedilmesi için belki yerleri tanıtım afişleriyle belirtilebilir." diye konuştu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.