Osmanlı’yı 6 Asır Yaşatan Sır
Osmanlılar, Türk milletinin, devlet te’sîsinde zirve, ahlâkta üstün, askerî sahada cengâver olduğunu bütün cihâna göstermiş ve destanlar yazan bir millet olmanın maddî-mânevî husûsiyetlerini en güzel bir şekilde sergilemişlerdir.
Osmanlı’nın husûsiyle ilk üç asrı, Hazret-i Ebûbekir’in îmân ve sadâkatinden, Hazret-i Ömer’in şecâat ve adâletinden, Hazret-i Osman’ın hayâ, aşk ve vecdinden, Hazret-i Alî’nin ilim ve irfânından ve Ömer bin Abdülazîz’in dirâyetinden coşup âlemi kuşatan bir i’lâ-yı kelimetullâh şerâresidir.
SULTANLAR VE DEHALAR SİLSİLESİ
Hiçbir milletin tarihinde üç asır süren bir müddet içinde birbiri ardınca cihangir sultanlar ve dehâlar silsilesi gelmemiştir. Cihan târihinde Romalılar kadar uzun ömürlü ve Osmanlılar kadar hem uzun ömürlü, hem de hakka, hukûka ve insaniyyete meş’ale olan hiçbir devlet kurulmamıştır. Osman Gâzî’nin kurduğu devletin, tam 623 sene hüküm sürdüğünü hatırlatmak, bu gerçeğe şâhit olarak yeter.
Bu şanlı devletin dörtyüz atlı ile ekilen çekirdeği, ulu bir çınar olmuş, dalları üç kıt’ayı gölgesine almış ve altı asır şerefle yaşamış, sonra da ardından birçok yetîm devletçik bırakmış ve târih isimli kabristanda şanlı bir türbe şekline bürünmüştür. Bize düşen, bu şanlı türbenin lâyık bir türbedârı olmaktır.
Biz târihçi değiliz. Bu sebebledir ki, kronolojik bir târih yazmak yerine dînî ve millî târihimizin bazı nirengi şahsiyetlerini ele alarak maddî ve zâhirî yükselişimizin mânevî zemîni ile hazîn yıkılışın derûnî esbâb ve hikmetini ortaya koymaya çalıştık.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İbret Işıkları, Erkam Yayınları