Osmanlı’yı Bitiren Antlaşma
Osmanlı sadrâzamlarından olan Mustafa Reşit Paşa’nın ciddî bir tahsîli yoktur. Buna rağmen ecnebî desteğiyle devletin en üst kademesine kadar yükselebilmiştir.
Mustafa Reşit Paşa, husûsiyle İslâmî mâlûmattan ve millî hislerden mahrum olduğundan, Avrupaî fikirlerin son derecede tesirinde kalmıştır. O, bu tesirle bâtıl bir yolda masonlu-ğa kadar yürümüştür. Nitekim Londra sefirliğinden gelen bu menfî ruhlu paşa, İngiliz desteğinin bedelini Baltalimanı Anlaşması ile ödemiştir. Bu anlaşma, İngilizler’e Osmanlı devletinde iktisâdî bakımdan birçok imtiyaz tanıyordu. Bunu öğrenen Avusturya Başbakanı Metternich:
“İşte Osmanlı şimdi bitti!” demiştir.
2. Mahmûd’un ardından tahta geçen on altı yaşındaki Sultan Abdülmecîd’e, esaslarını İngiltere’de tespit ettiği reformları kabul ettirerek Gülhâne Hatt-ı Hümâyûnu adı ile, meşhur Tanzimat Fermânı’nı yayınlatan bedbaht da bu Reşit Paşa’dır. Bu ferman üzerine halk, içlerindeki öfke, ıztırap ve isyânı:
TANZİMAT FERMANININ ASIL GAYESİ
“Artık gâvura gâvur denilmeyecek!” şeklinde buruk bir is-tihzâ ile ifâdelendirmiştir.
O Tanzimat Fermânı ki, başlangıç cümlelerinde devletin Batı’ya karşı geri kalış sebeplerinin şer’î hükümlerden uzaklaşılmasının eseri olarak ifâde ettikten sonra, gûyâ yeni bir düzenleme ile tekrar şerîate dönülüyormuş gibi bir üslûp taşımasına rağmen, sarâhaten şerîatten inhirâfın başlangıcını teşkil etmiştir. Gerçi bâzı fiilî inhiraftan daha evvel mevcut olmakla beraber bunun resmî bir vesîkada izhar ve ifâdesi de, Tanzimat Fermânı’yladır.
Bütün inkılâp tarihinde gerçekleri halkın gözünden kaçırmak için başvurulmuş olan bir taktikle buna “Tanzimât-ı Hayriyye” denilmiş olmasına rağmen, o aslında gerçek bir “Tanzimât-ı Şerriyye”dir. Bu gerçek, Tanzimât’ın muhtevâsı kadar, ona âmil olan ricâlin hüviyetleri ve icraatlarıyla da sâbittir.
Bu fermânın hemen ardından da İstanbul ve Selânik’te mason locaları açılmış ve tatlı su frenklerinin emelleri için rahat bir zemin hazırlanmıştır. Ancak bu meyanda birtakım gâfilâne yenilik hareketlerine öncülük etmiş olan Abdülmecîd Han bile, gelişen ahvâl dolayısıyla bu şahıstan bîzâr olmuş ve nâçâr bir şekilde Hırka-i Saâdet dâiresine gidip ağlamış:
“Yâ Resûlâllah! Beni bu adamın elinden kurtar!” diye Hazret-i Peygamber’den istimdâda mecbur kalmıştır.
OSMANLI'YA “HASTA ADAM” YAFTASI VURULMASININ SEBEBİ
Reşit Paşa’nın mel’anetleri sadece kendi yaptıklarıyla kalmamış ve yetiştirdiği talebeleri de aynı yoldan yürüyerek Osmanlı Devleti’nin boynuna “hasta adam” yaftasının takılmasına sebep olmuşlardır.
Türk diplomatlığından ziyâde Avrupa’nın diplomatlığını yap-mış olan Reşit Paşa’nın son nefesi hamamda iken kalp sektesindendir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları