Oyunun Çocuk Gelişimi Açısından Faydaları

Oyun ne kadar geliştirilir ve çocuğa oyun oynama fırsatı ne kadar çok verilirse o oranda faydalı olur.

Oyun, çocuğun içinde bulunduğu en anlamlı dünyadır. Çocuğun düşünme düzeyine, hayallerine, beklentilerine en uygun atmosfer oyundadır. Hayal dünyası geniştir, ne kadar hayal etse duyguları ve düşünme kapasitesi de o denli gelişir. Oyun çocuğun hayallerini yaşaması ve hayal kurması için bir fırsattır.

ÇOCUK GELİŞİMİNDE OYUNUN ÖNEMİ

Oyunda denenen çeşitli roller, olaylar sosyalleşmesi ve hayatı anlaması için bir kapıdır. Dikkat edilirse oyun hayatın bir prototipidir. Oyun ne kadar geliştirilir ve çocuğa oyun oynama fırsatı ne kadar çok verilirse o oranda faydalı olur.

Oyun oynayan çocuk, zaman ve mekân kavramlarına ait bilgileri çok doğal bir ortam içinde öğrenir. Grup oyunlarında bekleme, devam etme, başlama, bitirme, gibi durumlar zaman kavramının yaşam içinde özümlenmesini sağlar. Ayrıca, bahçede, sınıfta değişik köşelerde yapılan etkinlikler de mekân kavramının gelişimini destekleyici niteliktedir. Bunların yanı sıra, çocuk oyun içinde oyun materyallerini değişik durumlarda kullanarak, renkleri birbirine karıştırarak, nesneleri bir kaba doldurup boşaltarak materyallerin niteliksel ve niceliksel özellikleri hakkında bilgi edinir.

OYUNUN ÇOCUĞA KAZANDIRDIKLARI

Oyun için oyuncaklardaki zenginlik de önemlidir. Örneğin; büyük kasların gelişimini destekleyecek; tırmanma aletleri, büyük toplar, yuvarlanma minderleri ve bisiklet. Küçük kasların gelişimini destekleyecek; çeşitli renkli kâğıtlar, makas, boncuk, ip. Hafızasını kuvvetlendirecek problem çözme becerisini arttıracak türden yap-boz, boncuklu hesap tahtası, kukla tahtasının olması her çocuk için gereklidir.

Çocuk için en etkili okul oyun ortamıdır. Çocuğa bir şeyler öğretmek ve vermek bu yolla kolaylaşır. Ebeveynlerin oyuna katılması, çocuğu oyun oynamaya teşvik etmesi çocukla iletişimlerinde, ilişkilerinde çok önemli bir yer tutar.

Ebeveynler bazen çocuklarıyla oyun oynayamama sıkıntısı yaşarlar. Bu kimi zaman anne-babanın çocuk gibi oynamaktan zevk alamaması, yorgunluğu, zaman ayıramaması kimi zaman ise yeterli oyun bilgisine sahip olamayışından kaynaklanır.

Ebeveynler çocuklarıyla oynayabilmek, neşeli vakit geçirmek ve çocuğu oyunda eğitebilmek için yarar sağlayacak kitaplar okumalıdır. Çocuğa ulaşmada en tesirli olan bu iletişim üslubunu, oyunu ihmal etmemeliler.

Ayrıca oyuncak seçilirken çocuğun yaşına uygun olmasına, ağzına atacağı küçük parçalarının ve sivri uçlarının olmamasına özen gösterilmelidir.

Kaynak: Dünya Bülteni

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.