Özbekistan Polisi Başörtülülere Zulmediyor

Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te polis pazarlarda başörtülü kadınları zorla merkeze götürerek açılmaları konusunda baskı yapıyor, başörtüsünü çıkarmayanlar yargılanıyor.

Özbekistan'da bazı şehirlerdeki halk pazarlarında uygulanan başörtüsü yasağı, ülkenin başkenti Taşkent'e de sıçradı.

Ozodlik radyosunun haberine göre Taşkent'in Kuyluk pazarında polisler başörtülü kadınları polis merkezine götürerek başörtülerini çıkarmaya zorluyor.

POLİSE DİRENEN BAŞÖRTÜLÜ KADINLAR TERÖRLE MÜCADELEYE GÖNDERİLİYOR

Radyonun Özbek güvenlik birimlerinden bir kaynağa dayandırdığı habere göre Kuyluk pazarı ve çevresindeki semtlerde başörtülü kadınları yakalama emri trafik polislerine verildi. Müslüman kadınlara karşı bu kampanyanın geçen Cuma günü başlatıldığı bildiriliyor. Operasyonu gerçekleştirmek için birkaç polis ekibi oluşturuldu.

Radyoya konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir polis memuru, "Kuyluk pazarında yakalanan başörtülü kadınlar Bektemir ilçesi polis merkezine götürülüyor. Orada başörtüsünü çıkaranlar hemen evlerine gönderiliyor. Çıkarmak istemeyenlerin ise yakınları buraya davet ediliyor.

Kiminin babası, kiminin kocası polis merkezine getiriliyor. Sonra onlardan başlarını açanlar yakınları ile evlerine gönderiliyor. Ancak polise direnenler de var. Onları terörle mücadele bölümüne götürüyorlar” dedi.

DİRENENLER YERLERDE SÜRÜKLENİYOR

Kuyluk pazarında polisin başörtülü kadınları avladığını taksi şoförlerinden biri de tasdik etti. Şoförün ifadeleri şöyle:

"Dün bunu kendi gözlerimle gördüm. Polis başörtülü kadınları zorla minibüslere bindirerek götürüyordu. Direnenleri yerde sürükleyerek götürdüler. Kimse bu Müslüman kadınlara sahip çıkamıyor.

Haberde Özbek hükümetinin zulmüne karşı olan polis memurları olduğu da bildirildi. Onlardan biri olaylar hakkında şöyle konuştu:

"Ben emniyette çalışıyorum. Kadınların aşırılığa kaçacak şekilde örtünmesine karşıyım. Ancak şu anda polis aşırı davranıyor. Özellikle terörle mücadele bölümündeki arkadaşlar bu operasyonlardan rahatsızlar. Biran önce emekli olsak da, bu işlerden kurtulsak diye düşünüyoruz.

Geçen ay Özbekistan'ın kuzeyindeki Kokand ve Fergana şehirlerinde polisin başörtülü kadınlara müdahale ettiği bildirilmişti. Özbekistan Müslümanları Dini idaresi sise sadece olayı araştırmakta olduklarını açıklamakla yetinmişti.

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.