Özel Hayat Ne Kadar Özeldir?

Özel hayat ne kadar özeldir? Özel hayatın gizliliği diye bir kavram İslam’da var mıdır?

Modern çağ, insanların hayatını sürekli böldü. Çünkü bölerek daha kolay yönetti ve daha çok hâkim oldu. İnsanın hayatına kimin egemen olacağı sorusu tarihin derinliğinden gelen bir tartışmaydı. İblis, cennetten kovulurken buna dair süre istemiş ve söz vermişti. Ancak insanın da yaratılış amacına uygun olarak hayatını ilahi meşiet ve hikmet çizgisinde düzenlemesi gerekiyordu.

Bu bölüşmenin birçoğu gayet masumane bir kisveyle arzı endam etti.  İbadet hayatı, iş hayatı, aile hayatı, eğlence hayatı, özel hayat derken sürekli bölündü. Bu kadar bölünme olunca da “her alanın kendine göre raconlarının olduğu” bir anlayış gelişti. Bu iş o kadar ileriye gitti ki bazen Müslümanlar için bile sanki Allah’ın gözetiminden uzak olabilecek bir kısım özel alanları oluverdi. Düğünler, tatil mekânları, bazı özel kutlamalar derken bu liste de sürekli uzadı.

ÖZEL HAYAT NE KADAR ÖZELDİR?

Bu konuda özel hayatın özel olması, bu özel hayatın şartlarının kişilere göre değişebilmesi, süreç ve şartlar içinde esnek kullanıma müsait görülmesi ve orada kişisel sorumluluğun geçerli olacağı gibi bir kısım tezler havada uçuşmaya başladı. Bu nevi düşünce ve hayat tarzlarına en güzel cevaplardan birisi şu hadisi şerif olmalı.

“Bir gün Rasulullah Efendimiz (sav.), zekât olarak toplanan koyunların bulunduğu yere gitmişti. Koyunların başında, ücret karşılığı çalışan bir çoban bulunuyordu. Efendimiz, çobanın yarı çıplak vaziyette dolaştığını görünce hemen onu çağırdı ve:

“‒Bizim için kaç gün çalıştın, bizde ne kadar alacağın var?” diye sordu.

Efendimizin bu sualinden, işine son verileceğini anlayan çoban, büyük bir endişeyle:

“‒Niçin ya Rasûlâllah? Yoksa hayvanların bakımını ve gözetimini güzel yapamıyor muyum?” diye sordu.

Allah Rasûlü (sav.) ise:

“‒Hayır, ondan değil! Lâkin ben, aramızda çalışan insanların, yalnız kaldıklarında bile Allah Teâlâ’dan hayâ eden kişiler olmasını arzu ediyorum! Yalnız kaldığında Allah Teâlâ’dan hayâ etmeyen kişinin yaptığı işi istemiyorum!” buyurdu. (Beyhakî, Şuab)

Müslümanların diğer insanlar tarafından kolayca görülen ve topluma müteallik işleri vardır. Burada İslam ve ahlak dairesinde hareket etmeleri istenir. İnsanlar da buradaki hal ve hayatı görür ve ona göre bir değerlendirmede bulunurlar. Ancak kişinin evinde, kimsenin olmadığı tenha yerlerde, özelliklerde bu çağda tatil mekânları gibi gözlerden ırak yerlerde kişi ve Allah arasında kalacak davranışlar; ferdin asıl İslam kalitesini gösterir.  

Koyunların bakımı konusunda ne kadar maharetli bir şahıs olsa da kendini insanların gözlerinden uzak bildiği bir yerde giyim kuşamı başta olmak üzere tüm hal ve davranışlarında sınırsız bir anlayışa sahip olmak; Nebiy-yi Muhterem’in kabul edemeyeceği bir davranıştır.

İSLAM’DA ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

Özel hayatın gizliliği diye bir kavram İslam’da var mıdır? Evet vardır. Allah tecessüs etmeyi yasaklar. Ben; kendime veya ümmete ait bir vazifeyi yürüten hiç kimsenin özel hayatını araştırma ve onu gözetleme görev ve hakkına sahip değilim. Ben onun gizli olan yönlerini araştırmam. Lakin gizli olmayan ancak kişisel olan, kamuyu ilgilendirmese de kamuya açık alanlarda yapılmış olan davranışları vardır. Örneğin, başka zamanlarda israf konusunda saatlerce vaaz veren bir Müslümanın, açık büfe bir tatil merkezinde masasında bıraktığı onca artık yiyeceği özel hayatın dokunulmazlığı olarak görmüyor Nebiy-yi Muhterem.

Kamunun hizmetine yönelik olmasa bile kamunun aşikâr olarak görebildiği yerlerde Müslümanın sorumluğu çok önemledir. Özellikle bugün sosyal medya ve benzeri mecralarla artık sınırlar kalkmış durumdadır. Hiçbir Müslümanın hatta Müslümanlara önderlik edenlerin gözden kaybolmuş zehabıyla hareket etme lüksleri yoktur. Aksi durumda derste, sohbette veya vaazında öyle söylenmesi gerektiği ama o işe ait özel hayatta başka davranmak gerektiği gibi bir yanlış kanaatin yerleşmesine sebep olacaktır.

Müslüman spor yapar mı? Yapabilir. Ancak burada da Müslümandır ve burada da Allah’tan korkan, kullarından utanan bir Müslüman olarak hareket edecektir. Kıyafeti, davranışları ve ağzından çıkan sözlerine kadar her noktada mesuliyet sahibi olarak davranmak zorundadır.

Evindeki ailesi ve çocuklarına çok nazik davranırken, işyerinde çalışanlara çok kaba ve kırıcı bir üslubu tercih eden bir Müslüman ne kadar yadırganırsa; işyerindeki gönlünü almak zorunda hissettiği müşterilerine kibar ve içten davranan ama eve gelince aslan kesilen bir anne/baba da bu kadar yadırganır.

Allah her yerde görürü, işitir ve gizli / açık olana muttali olur. Kulların görmemesi bizi sorumluktan kurtarmaz.

Özel hayatın dokunulmazlığı ne olacak şimdi?

Kaynak: Haşim Akın, Altınoluk Dergisi, Sayı: 465

İslam ve İhsan

İSLAM’DA ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

İslam’da Özel Hayatın Gizliliği

AİLE MAHREMİYETİ NEDİR, NASIL OLMALIDIR?

Aile Mahremiyeti Nedir, Nasıl Olmalıdır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.