Parkta Buldukları Suriyeli Genci Hayata Bağladılar

Kırşehir'de hayırsever bir aile, Suriye'nin Kobani bölgesindeki iç savaşta anne ve babasını kaybettikten sonra önce Irak'a sonra da Kırşehir'e gelen gence sahip çıktı.

 Yaklaşık 6 ay önce Kırşehir'deki bir parkta perişan halde bulunan Kobanili genç, hayırsever ailenin sahip çıkmasıyla hayata yeniden bağlandı.

 Suriye'nin Kobani (Ayn el Arap) bölgesinde yaşanan iç savaşta anne ve babasını kaybeden, daha iyi bir yaşam için gittiği Irak'ta da kalamayan Dilşad Şeney (20), sığınmacı olarak Kırşehir'e geldi.

Parasız bir şekilde parklarda yatıp kalkarken Hüseyin Sönmez’in dikkatini çeken Suriyeli sığınmacı genç, bu rastlantının ardından adeta yeni bir hayata "merhaba" dedi.

Babası ve ağabeyiyle unlu mamul işi yapan Sönmez, perişan, halsiz ve aç bir şekilde bulduğu Dilşad'ı iş yerine getirerek karşılaştığı durumu aktardı. Yaşanan süreci anlatan ağabey Ali Sönmez, bir kardeş gibi Dilşad'a sahip çıkmaya gayret ettiklerini söyledi.

Türkçe bilmediği için ilk başlarda Dilşad ile işaret diliyle anlaşmaya çalıştıklarını ifade eden Sönmez, daha sonra Kürtçe bilen bir kişi vasıtasıyla az da olsa Türkçe'yi öğrettiklerini belirtti.

MESLEK SAHİBİ OLDU

Dilşad'ı adeta bir erkek kardeşleri gibi gördüklerini dile getiren Sönmez, ona pasta ustalığını öğreterek, meslek sahibi olmasına katkı yapmaya gayret ettiklerini anlattı.

Sığınmacı gencin usta olarak iş yerlerinde çalışmaya devam ettiğini aktaran Sönmez, "Parkta yatarken kardeşimin dikkatini çekiyor. Perişan bir halde. Karnı aç ve zayıf. Konuşmaya çalışıyor ama anlaşamıyor. Onu alıp yanımıza getirdi. Bize, annesi ve babasını Kobani'deki savaşta kaybettiğini söyledi. Kendisine babamız babası olarak, bizler abisi olarak sahip çıkmaya çalıştık. Sanat öğrettik. İşi sahibi yaptık. Güzel bir meslek öğrendi" diye konuştu.

ÖZEL HASTANEDE AMELİYAT ETTİRDİLER

Sönmez, sağlık sorunları olan ve burnundan nefes almakta zorlanan Dilşad'ı özel bir hastanede ameliyat ettirdiklerini belirterek, şimdi bu sorunu yaşamadığını aktardı.

Kendisine doğalgazlı bir ev kiraladıklarını kaydeden Sönmez, istemesi halinde düğün masraflarını da karşılayarak Kırşehir'den evlendirmeyi istediklerini sözlerine ekledi.

Dilşad Şeney de kendisine yardımcı olarak hayata bağlayan ve meslek öğreten aileye teşekkür etti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.