Paşazade Çorbası Nasıl Yapılır?

Evinizde kolaylıkla yapabileceğiniz zengin ve nefis bir tarif... Paşazade çorbasını beğeneceksiniz.

Paşazade çorbası tarifi...

Malzemeleri:

Köftesi için,

300 gr. az yağlı kıyma

Orta boy soğan

Bir tutam maydanoz

1 dilim bayat ekmek içi

tuz karabiber

Bulamak için,

1 yemek kaşığı un

Ayrıca,

1 büyük patates

1 su bardağı haşlanmış nohut

Yeteri kadar su

Yoğurtlu meyane için,

3 su bardağı yoğurt

1 adet yumurta

2 yemek kaşığı un

Sosu için,

1 dolu yemek kaşığı tereyağı,

1 yemek kaşığı kuru nane

Hazırlanışı:

Köfte için soğanı rendenin iri gözünden rendeleyin. Suyunu hafifçe sıkın. Maydanozu ince ince doğrayın. Ekmeği ufalayın veya 1 yemek kaşığı galeta unu ekleyin. Tuz ve baharatı ekleyip, kıymayla beraber  yoğurun.

Bilye büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayın veya avuç içinizde sıktırarak şekil verin. Köftelerin üzerine  1 kaşık un serpin. Tavaya çok az yağ koyup kızdırın. Köfteleri içine atıp yüksek ateşte soteleyin.

Bir tencereye 1 lt. kadar su ekleyip kaynatın. Soyup küp küp doğradığınız patatesi ve haşlanmış nohutu ekleyip patates haşlanana kadar kaynatın. Köfteleri ekleyip 6-7 dakika daha  haşlayın.

Yoğurt, yumurta ve unu iyice çırpın. Kaynayan köfteli sudan 1 su bardağı kadar alıp yoğurtlu meyaneye ekleyip karıştırın. Meyaneyi hızlı bir şekilde çorbaya ekleyip kaynayana kadar karıştırmaya devam edin. Kaynamaya başlayınca tuzunu ilave edip altını kapatın.

Bir tavada tereyağını eritin. Naneyi ekleyip yağı kızartın. Çorbaya döküp karıştırın. Afiyet şifa olsun.

Not: Yoğurtlu çorbaların kesilmemesi için, ocaktan aldıktan sonra kapağını kapatmayın ve ara sıra karıştırmaya devam edin.

Kaynak: Cahide Sultan

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.