Peygamber Efendimiz Nasıl Zehirlendi?
Peygamberimiz (s.a.v.) nasıl zehirlendi? Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in zehirlenme sebebi ve gerçekleşen mucize...
Yahûdîler, henüz önceki cürümlerinin netîceleri ortada iken, kendilerini diğer Yahûdî kabîleleri gibi sürgün etmeyip affeden Yüce Peygamber’e böyle bir ihânete tevessül etmekle, bir kere daha ahitlerini bozmuş oldular.
Yahûdîler, Müslümanlardan gördükleri insânî muâmeleye rağmen hâinliklerinden vazgeçmediler. Gizlice bir plân yaparak Hazret-i Peygamber’i öldürmeye karar verdiler. Bu bedbahtlar, henüz önceki cürümlerinin netîceleri ortada iken, kendilerini diğer Yahûdî kabîleleri gibi sürgün etmeyip affeden Yüce Peygamber’e böyle bir ihânete tevessül etmekle, bir kere daha ahitlerini bozmuş oldular.
DİLE GELEN ET
Bu sinsi ihâneti gerçekleştirmek için Yahûdîlerin reislerinden Hâris’in kızı Zeyneb, Resûlullâh’ı ashâbıyla birlikte yemeğe dâvet etti. Bir koyun kızartarak her tarafını zehirledi. Efendimiz’in hayvanın kürek kısmını daha çok sevdiğini öğrenerek orayı daha fazla zehirledi. Allâh Resûlü, ilk lokmayı mübârek ağızlarına alır almaz, onu çıkararak ashâba:
“–Bu et, bana zehirli olduğunu haber veriyor; sakın yemeyiniz!” buyurdular. Ancak ashâbdan Bişr bin Berâ, Resûlulâh’ın yemeğe başlaması üzerine etten bir parça almış, Hazret-i Peygamber’in îkâzı sâdır olmadan evvel çiğneyip yutmuş bulunuyordu. Onun dışındakiler yemeğe el sürmemişlerdi.
Çok geçmeden ihâneti yapan kadın yakalanıp Allâh Resûlü’nün huzûruna getirildi. Peygamber Efendimiz ona:
“–Bu koyunu sen mi zehirledin?” diye sordu.
Hazret-i Zeyneb:
“–Zehirlediğimi Sana kim haber verdi?” dedi.
Resûlullâh:
“–Şu önümde bulunan kürek kemiği haber verdi.” buyurdu.
Hazret-i Zeyneb:
“–Evet, ben zehirledim!” diyerek suçunu îtirâf etti.
Allâh Resûlü bunu niçin yaptığını sorunca da:
“–Sen benim babamı, amcamı ve kocamı öldürdün! Kavmime yapmadığın kalmadı! Kendi kendime; «Eğer o gerçekten Peygamberse yaptığım şey, kendisine muhakkak Allâh tarafından bildirilir ve zehir kendisine zarar vermez; eğer o yalancı biri veya bir hükümdarsa, bu zehirden ölür, böylece kendisinden kurtulmuş oluruz!» diye düşündüm!” dedi.
Peygamber Efendimiz:
“–Allâh, bunu yapacak gücü sana vermemiştir!” buyurdu.
HİDAYETE VESİLE OLAN MUCİZE
Kadın bir yandan cürmünü îtirâf ederken, diğer yandan da şâhit olduğu mûcizenin tesiriyle îmân ederek pişmanlığını dile getirdi. Af taleb etti. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz, kendisine yapılan bu suikasti affetti. Fakat bir müddet sonra Hazret-i Bişr’in, zehrin tesiriyle ölmesi üzerine vârisleri kısas istedi. Böylece Hâris’in kızına aynı zehir içirilerek kısas yapıldı.
Peygamber Efendimiz de, zehrin tesirinden kurtulmak için, iki omzunun arasından kan aldırdı. (Buhârî, Cizye, 7; Müslim, Selâm, 45; İbn-i Hişâm, III, 390; Vâkıdî, II, 678-679; Heysemî, VI, 153)
Allâh Resûlü üç sene sonra, vefâtı esnâsında hastalığının bu zehirden olduğunu ifâde etmiştir. (Hâkim, III, 242/4966)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa 2, Erkam Yayınları