Peygamber Efendimiz'in Çocukları

Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in Hazret-i Hatîce ile izdivâcından Kâsım, Abdullâh, Zeyneb, Rukıyye, Ümmü Gülsüm ve Fâtıma dün­yâya geldi. İlk oğlunun ismi Kâsım olduğu için Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-’a “Ebu’l-Kâsım” künyesi verildi. Kâsım iki yaşındayken vefât etti.

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in diğer oğlu Abdullâh’a, İslâm döneminde dünyâya geldiği için Tayyib ve Tâhir de denirdi.(İbn-i Sa’d, I, 133.) O da vefât edince Kureyş müşriklerinden Âs bin Vâil, Peygamber Efendimiz hakkında:

–Bırakınız onu! O ebterdir, nesli devâm etmeyecek bir adamdır. Ölünce adı anılmaz olur. Siz de artık ondan kurtulur ve rahata kavuşursunuz.” dedi.

Bunun üzerine Allâh Teâlâ Kevser Sûresi’ni inzâl buyurdu:

اِنَّا اَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ. فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ. اِنَّ شَانِئَكَ هُوَ اْلاَبْتَرُ

“Muhakkak Biz Sana Kevser’i verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Doğrusu asıl adı sanı ortadan kalkacak olan, Sana kin tutan kimsedir.” (el-Kevser, 1-3) (İbn-i Sa’d, III, 7; Vâhidî, s. 494)

Allâh Rasûlü’nün oğlu küçük yaşta vefât edince Hazret-i Hatîce -radıyallâhu anhâ-:

−Ey Allâh’ın Rasûlü! Yavrumun sütü taştı. Keşke Allâh onun ömrünü, süt çağını tamamlayıncaya kadar uzatsaydı!” dedi.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

−O süt devresini cennette tamamlayacak! buyurdu.

Hazret-i Hatîce vâlidemiz:

−Yâ Rasûlallâh! Şâyet bunu (kesin olarak) bilseydim çocuğun ölümü nazarımda hafiflerdi!” dedi.

Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

−İstersen Allâh’a duâ edeyim de sana onun sesini işittireyim. buyurdu.

Fakat Hatîcetü’l-Kübrâ -radıyallâhu anhâ-, teslîmiyet ve sadâkat vasfını bir daha göstererek:

−Hayır, yâ Rasûlallâh! Ben Allâh ve Rasûlü’nü tasdîk ediyorum.” dedi. (İbn-i Mâce, Cenâiz, 27)

Allâh Rasûlü’nün dört tane de kızı vardı. En büyükleri Hazret-i Zeyneb idi. O doğduğunda Fahr-i Kâinât -aleyhi efdalü’s-salevât- otuz yaşında idi. Daha sonra Hazret-i Rukıyye doğdu.(Diyarbekrî, I, 273-274.)

Rukıyye’den sonra Hazret-i Ümmü Gülsüm, ondan sonra da Hazret-i Fâtıma doğdu. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu esnâda otuz beş yaşındaydı ve Kâbe yeniden inşâ edilmekteydi.(İbn-i Sa’d, VIII, 19-26.)

Son olarak hicrî sekizinci senede Mâriye vâlidemizden Efendimiz’in oğlu İbrâhîm dünyâya geldi. İbrâhîm’in ebeliğini Ümmü Râfî yapmıştı. Onun kocası Ebû Râfî, doğumu Allâh Rasûlü’ne müjdeledi. Bu habere çok sevinen Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ona hediyeler verdi. Yanındakilere de:

–Bu gece bir oğlum doğdu, ona atam İbrâhîm’in ismini verdim. buyurdu. (Müslim, Fedâil, 62)

İbrâhîm, on yedi veya on sekiz aylık iken hastalandı ve çok geçmeden vefât etti.(Asri Çubukçu, DİA, İbrâhîm” md., XXI, 273-274.)

KAYNAK: Osman Nuri TOPBAŞ, Hazret-i Muhammed Mustafa-1, Erkam Yayınları, İstanbul

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.