Peygamber Efendimiz’in Hakkı

PEYGAMBERİMİZ

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in ümmeti üzerindeki hakları.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allâhʼın âyetlerini okuyan, (inkârdan ve kötülüklerden) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müʼminlere büyük bir lûtufta bulunmuştur…” (Âl-i İmrân, 164)

Hakîkaten, Cenâb-ı Hakkʼın insanlıkta tecellî etmiş bir mûcizesi ve bir sanat hârikası olan Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, bizim en kıymetli gönül servetimizdir.

Bütün dünya nîmetleri bizim olsa, fakat Allah Rasûlü’nü tanımamış olsaydık, bunun ne kıymeti olurdu? Zira bu dünyadaki ömrümüz de dünya da fânîliğe mahkûm… Fakat Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’i tanıyıp O’na cân u gönülden tâbî olmanın getireceği huzur ve saâdet ise sonsuz...

Ümmetine çok düşkün olan ve tebliğ yolunda en büyük çile ve meşakkatlere katlanmış olan Peygamber Efendimiz’in ümmeti üzerinde hakkı çoktur. O’nun ise ümmetinden istediği şudur:

“Sakın (günah işleyerek) mahşer gününde yüzümü kara çıkarmayın! (Beni mahcup etmeyin!)” (İbn-i Mâce, Menâsik, 76)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İslam Tefekkür Ufku, Erkam Yayınları