"peygamber Size Ne Verirse Onu Alın"
Peygamberimizin sünnetine kayıtsız şartsız uyup emirlerini ifa etmemiz Allah Teâlâ tarafından buyurulmakta ve hatta Kur’an-ı Kerîm'in birçok ayetinde Rasûlullah'a itaat, Allah'a itaatle yanyana zikredilmekte, Allah'ı gerçekten sevmenin, Râsûlullah'a kayıtsız şartsız bağlanmakla mümkün olacağı belirtilmektedir.
"Peygamber size ne verirse onu alın, neden sakındırırsa ondan uzaklaşın" buyruğu (Haşr, 7) bütün benliğimizle sünnete yönelmeyi emretmektedir. Bu ilahi emirleri en iyi anlayan, en mükemmel şekilde yaşayan Ashab-ı kiram olmuştur.
Onlar her şeyden çok sevdikleri Gönüller Sultanı Efendimiz'in gözünün içine baktılar. Her sözünde, her hareketinde alınıp yaşanacak prensipler arâdilar. Parmağına bir altın yüzük taktığını görünce, onlar da hemen birer altın yüzük taktılar. Rasûl-i Muhterem'in altın yüzüğü çıkarıp "bunu bir daha takmayacağım" diye fırlattığını görünce, onlar da parmaklarındaki yüzükleri çıkarıp attılar. (Buharî, i'tisam, 4) Kâinatın Efendisi'nin bir gece mescitte ibadet ettiğini görünce, onlar da toplanıp gece ibadetine başlâdilar. Fakat ümmetini çok seven Merhamet Çağlayanı Efendimiz, gece namazının onlara farz olabileceği düşüncesiyle bir daha yanlarına çıkmadı.
Hacerü'l-esved'i öperken Hazreti Ömer'in söylediği şu sözler, bu seçkin neslin İki Cihan Güneşine nasıl bağlandığını daha iyi ifade eder:
"Bilirim ki, sen bir taşsın. Ne faydan dokunur, ne zararın. Eğer Rasûlullah'ın öptüğünü görmeseydim, seni öpmezdim"