Peygamberimiz Mahşerde Bizleri Nasıl Tanıyacak?
Hz. Muhammed (sav.) mahşerde bizleri/ümmetini nasıl tanıyacaktır? Peygamberimizin (sav.) ahirette ümmetini nasıl tanıyacağını anlatan hadis-i şerif...
Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-’tan rivâyet edildiğine göre, bir gün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ashâbıyla birlikte kabristana gitti ve:
“Allâh’ın selâmı üzerinize olsun ey mü’minler diyârının sâkinleri! İnşâallah bir gün Biz de size katılacağız. Kardeşlerimizi görmeyi çok isterdim. Onları ne kadar da özledim!” buyurdu.
Ashâb-ı kirâm:
“–Biz Sen’in kardeşlerin değil miyiz, yâ Rasûlâllah?” dediler.
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır.” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
“–Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allâh’ın Rasûlü?” dediler.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–Bir adamın alnı ve ayakları ak olan bir atı olduğunu düşünün. Adam bu atını hepsi de simsiyah olan bir at sürüsü içinde bulamaz mı?” diye sordu.
Sahâbe:
“–Evet, bulur, ey Allâh’ın Rasûlü!” dediler.
Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
“–İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben önceden gidip havuzumun başında ikrâm etmek için onları bekleyeceğim.
Dikkat edin! Birtakım kimseler yabancı devenin sürüden kovulup uzaklaştırıldığı gibi benim havuzumdan kovulacaklar. Ben onlara «Gelin buraya» diye nidâ edeceğim. Bana:
«–Onlar Sen’den sonra hâllerini değiştirdiler, (Sen’in Sünnet’ini tâkip etmeyip başka yollara saptılar, büyük günahlar işlediler.)» denilecek.
Bunun üzerine ben de:
«–Uzak olsunlar, uzak olsunlar!» diyeceğim.” (Müslim, Tahâret, 39)
Diğer bir rivâyette de şöyle buyrulur:
“Bana denilecek ki:
«–Sen onların Sen’den sonra neler yaptığını bilmiyorsun!» Ben de:
«–Benden sonra (istikâmet ve hâllerini) değiştirenler uzak olsunlar, uzak olsunlar!» diyeceğim.” (Müslim, Fedâil, 26)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları