Peygamberimiz Nasıl Öğüt Verirdi?

Kur’an okumanın faydaları nelerdir? Peygamber (s.a.s.) Efendimiz sahabeye nasıl öğüt verirdi? Peygamberimizin (s.a.s.) öğüt verme kaynağı ve yöntemi.

Yüce Rabbimiz, insanlık tarihi boyunca farklı zamanlarda değişik toplumlara gönderdiği elçilerine ayrı ayrı mucizeler vermiştir. Nebilerin son halkası Sevgili Habibine lutfettiği sayısız mucizelerinin başında ise Kur’an-ı Kerim gelir. Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem cahiliyye toplumunun karşısına iki müessir burhanla çıkmıştı. Bunlardan birincisi kırk sene içlerinde yaşadığı toplumun, hakkında hiçbir olumsuz kanaat ileri süremeyeceği tertemiz şahsiyeti, ikincisi ise yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’di.

KUR’AN’LA ÖĞÜT VER

Âlemlerin Rabbi, Habibinin kalbine indirdiği kelam-ı ilâhisini büyük bir tertil ile mânâsını inceden inceye düşünerek okumasını emir buyurdu: “Biz Kur’an’la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk.” (Furkan, 32), “Ey örtünüp bürünen Peygamber! Kalk, birazı hariç olmak üzere geceyi yarısını ibâdetle geçir, yahut bundan biraz eksilt, yahut buna biraz ekle. Kur’an’ı da ağır ağır, tane tane oku.” (Müzzemmil, 1-4) Böylece “Beni Rabbim terbiye etti ve en güzel şekilde terbiye etti.” buyuran Habib-i Kibriya Efendimiz öncelikle yeryüzünde yürüyen canlı bir Kur’an oldu. Akabinde Cenab-ı Kibriya, kendisine indirilen her ayeti, yaşadığı topluma okumasını emir buyurdu: “İşte bu (Kur’an) da bereket kaynağı, kendinden önceki (ilâhi kitapları) tasdik eden ve şehirlerin anası (Mekke’yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır.” (En’am, 92) ve “Bu, sana kendisiyle insanları uyarman için ve mü’minlere öğüt olarak indirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. Rabbinizden size indirilene uyun, O’nu bırakıp da başka dostlara uymayın. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz.” (A’raf, 2-3)

Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz vahyedilen âyetleri gündüz ve gece tekrarlıyor, bu âyetlerin beyan ettiği ilâhî ölçüleri bizzat hayatileştiriyor, bu ilâhî beyanlarla buluşup mü’min vasfını kazanan yeni Müslümanlar da evlerini hemen bir Kur’an mektebine dönüştürüyordu. Nitekim Hz. Ömer radıyallâhu anh evlerini âdeta bir Kur’an merkezi haline getiren kardeşi Hz. Fatıma’nın evinde dinlediği ilâhî beyânın tesiriyle Müslüman olmuştu.

Mekke toplumundan her gün bir insan Kur’an’la buluştukça müşrikler onun okunmaması ve tesirinin azaltılması için farklı baskılar uyguladılar. Bu mevzuda bizzat O kelamın ezelî ve ebedî sahibi Sevgili elçisini uyarmakta ve şöyle buyurmaktadır:

“-Ey Habibim (Muhammed)! De ki: Size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana tâbi oluyorum. De ki: Kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?

Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur’an’la uyar. Onlar için Allah’tan başka ne bir dost ne de bir şefaatçi vardır. Gerekir ki Allah’tan korkarlar.” (En’âm 50-51)

İmamü’l-enbiya sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz 23 senelik risâlet vazifesi müddetince, hep sahabilerini Kur’an-ı Kerim’le ve söz, fiil ve sükûtlarından oluşan Sünnet-i Seniyyesi ile terbiye etmiş, özellikle değer verdiği sahabilerini de Kur’an elçileri olarak İslâm’la yeni buluşan alanlara göndermiştir. O’nun yetiştirdiği mübârek neslin kimi bizzat savaş ve gazalarda şehit olurken bir kısmı da Kur’an öğretimi için çıktıkları yollarda şehit edilmişlerdir. (Radıyallâhu anhüm ecmaîn)

KUR’AN OKUMANIN FAYDASI

Rasûl-i Kibriyâ Efendimiz, Kur’an okumanın insanı değiştireceğini, onu tatlandırıp güzelleştireceğini şöyle haber verirler: “Kur’an okuyan mü’min portakal gibidir. Kokusu hoş, tadı da güzeldir. Kur’an okumayan mü’min ise hurma gibidir. Kokusu yoktur, -mümin olduğu için- tadı güzeldir. Kur’an okumayan münâfık ise Ebû Cehid karpuzu gibidir. Kokusu da yoktur ve tadı da acıdır.” (Buharî, Et’ıme, 30)

Muhyiddin ibni Arabî bu hadis-i şerifle ilgili olarak çok güzel bir yorum yapar ve buyurur ki: “Burada kokuyla kastedilen kıraattir. Kur’an kıraati sırasında çıkan nefesler kokulu meyvenin yaydığı güzel havaya benzetilmiştir. Tadı güzeldir denilirken de mü’mindeki imana işâret edilmiştir. Zira başka bir hadis-i şerifte: “Rab olarak Allah’tan, din olarak, İslam’dan, peygamber olarak Muhammed Mustafa’dan râzı olan imanın tadını almıştır.” buyurarak, imanı, bir tat olarak vasfetmişlerdir. Öyleyse; Kur’an-ı Kerîm -Hakk’ın kelâmı olarak- güzeldir. Kur’an’la dolu olan nefesler de güzeldir.” (Fütuhat-ı Mekkiyye)

Sahabe-i kiramdan Ebû Talha radıyallahu anh bir gün Peygamber Efendimiz’in yanına vardığında O’nu ayakta durmuş, Ashab-ı Suffe’ye Kur’an öğretirken gördü. Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem açlıktan iki büklüm olan belini doğrultmak için karnına taş bağlamıştı. İşte bu şekilde Rasûl-i Ekrem Efendimiz ve ashabının en mühim meşguliyeti Allah’ın kitabını tefekkür etmek, anlamak ve öğrenmek en büyük arzu ve iştiyakları da Kur’an-ı Kerîm’i tekrar tekrar okumak ve dinlemekti. (Ebû Nuaym, Hilye)

TABİÎN ŞU 5 ESAS ÜZERE İDİLER

Ashab-ı kiramın en güzel şekilde yetiştirdiği güzîde talebeleri “Tabiîn” de aynı şekilde Kur’an tilavetine ehemmiyet verirlerdi. Nitekim İmam Evzâî şöyle demiştir:

“Şöyle denirdi ki: Muhammed aleyhisselam‘ın ashabı ve onları ihsân üzere takip eden tabiîn şu 5 esas üzere idiler:

  1. Müslüman topluluğu ile beraber olmak
  2. Sünnete tam uymak
  3. Cemaate devam etmek
  4. Kur’an okumak
  5. Allah yolunda cihad etmek.” (Ebu nuaym, Hilye)

Kur’an-ı Kerim, Selef-i Sâlihîn dediğimiz geçmişte İslâm’ı güzel yaşayan mü’minlerin hayatlarının her zerresine sirâyet etmişti. Onlar her şeye Kur’an ile bakar, her hâdiseyi Kur’an’la görür ve her dâim Kur’an ile yaşarlardı. Urve bin Züheyr’in (r.a.) şu hassasiyeti günümüz insanı için ne kadar uyarıcıdır. Urve (r.a.) taze hurmaların olgunlaştığı günlerde önce bahçesinin duvarından bir kapı açardı. İnsanlar da oradan girip taze hurma yer ve evlerine götürürlerdi. Kendisi de bahçesine girdiğinde oradan çıkıncaya kadar devamlı şu ayet-i kerimeyi tekrar ederdi.

“Bağına girdiğin vakit ‘Maşallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır.’ Deseydin ya.” (El-Kehf, 39)

Bahçesi ile Kur’an ilişkisinin farkına varabilen insan elbette ki hayatın bütün alanlarında bu hassasiyeti gözetebilecektir.

Yaz tatili evlatlarımız için çok önemli Kur’an’la buluşma fırsatıdır. Bir taraftan bu mevsim değerlendirilirken diğer taraftan resmi tedrisattaki seçmeli Kur’an dersine teşvikler artırılmalıdır. Ebediyet hayatında bütün ümmetin şefaatine muhtaç olduğu Sevgili Efendimiz ümmetine bıraktığı iki emâneti vardır ki bunlara sımsıkı sarıldığımızda asla sapmayacağımız müjdelenmekte. Onlar da Allah’ın kitabı ve Rasûl’ün sünnetidir.

Canımız aşk ile kurban edelim /Es-Salat ü ves-selam diyelim. (İpsalalı Ebul Hayr)

Kaynak: Abdullah Sert, Altınoluk Dergisi, Sayı: 437

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZİN SAHABEYE ÖĞÜTLERİ

Peygamberimizin Sahabeye Öğütleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.