Peygamberimizden 9 Ana Düstur
Yaşayışımıza huzur, kalplerimize sürûr ve âhiretimize nur arayan insanlar olarak Efendimiz’in dokuz düsturu...
Düsturlar; Allâh’ın son Peygamberi, insanlığın son mürşidi, peygamberler kafilesinin sultanı, iki cihanın efendisi, Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in bize hayat ve saâdet bahşeden mübârek sözlerindendir.
Bu düsturlara dikkat eden, iki cihanda da mesut olur. Bu düsturları tutan insanlar, herkese hayırlıdır. O hâlde dikkatle okuyalım:
Birinci üç madde:
1. Allâh’a ve âhirete cidden îmân eden kimse, söylerse ya hayır söylesin yahut ağzına kilit vursun.
2. Allâh’a ve âhirete cidden îmân eden kimse, komşusuna iyilik ve ikram etsin. Daima güzel muamele etsin. Asla ona eziyet vermesin, onu rahatsız etmesin.
3. Allâh’a ve âhirete cidden îmân eden kimse, misafirine ikram ve iltifat etsin. (Buhârî, Edeb, 31, 85)
İçtimâî hayatta huzur için üç mühim esas!..
İkinci üç madde:
1. Her nerede olursan ol Allah’tan kork! (Emirlerini tut, yasaklarından kaç! Çünkü her yerde O seninle beraber. Açıkta da tenhâda da…)
2. (Ne kadar gayret etsen de nefsine uyup da işlediğin) her günahını mutlaka bir iyilik takip etsin ki günahını yok etsin.
Âyet-i kerîme de şöyle:
“Muhakkak ki hasenât, yani iyilikler; kötülükleri (günahları) giderir.” (Hûd, 114)
3. İnsanlara ahlâkın en güzeliyle muamele et, geçimin en güzeliyle geçin (ki hayatta huzur bulasın). (Tirmizî, Birr, 55/1987)
Üçüncü üç madde:
1. Sen Allâh’ı gözet; emir ve yasaklarını, haram ve helâl kıldıklarını koru. Allah da seni gözetsin ve korusun.
2. Gönlünü Allâh’a bağla, Allâh’ı gönlünde sakla, bir şey istediğin vakit Allah’tan dile ve yardımı Allah’tan iste ki Allâh’ı karşında bulasın. Yani rahmet ve inâyetine kavuşasın.
3. Şunu unutma ki: Bütün yaratılmışlar, hepsi elbirliğiyle sana bir fayda vermeye çalışsalar, Allâh’ın ezelde sana yazdığı (takdir ettiği) faydadan fazlasını yapamazlar.
Yine bütün yaratılmışlar hepsi beraber olup sana bir zarar vermek isteseler, Allâh’ın ezelde sana takdir ettiği zarardan fazlasını veremezler. (Faydayı da zararı da azaltmaya yahut çoğaltmaya hiçbir kimsenin haddi yoktur.) Mukadderâtın yazılması bitince, kaderi yazan kalem kaldırılmış, sahifelerdeki kader yazısının mürekkebi de kurumuştur. (Artık o kader yazısını silmeye yahut değiştirmeye hiçbir kimse salâhiyetli değildir.) (Tirmizî, Kıyâmet, 59)
ECEL BİRDİR
Ey kardeş!
Ecel birdir. Her canlıya bir kere muhakkak gelecektir. Geleceği zaman da kimsenin malûmu değildir.
Malûm olan şudur ki: Hiç kimsenin eceli, rızkı bitmedikçe gelmeyecektir. Hiç kimsenin rızkı da eceli gelmedikçe tükenmeyecektir. Ecel, rızık bitince gelecek ve ecel gelince rızık da kesilecektir. Allâh’ın bütün canlılar üzerinde tam bir hassâsiyetle yürüttüğü değişmez kanun budur.
Aziz mü’min kardeşim!
Hiçbir hâl karşısında sakın Peygamber’inden ayrılma! Hak yoldan, Hakk’a kulluktan, Hakk’a hizmetten asla geri kalma! Allah Rasûlü’nün düsturlarına uymak, doğrudan doğruya Allâh’ın emirlerine uymaktır. Peygamber’e itaat eden, Allâh’a itaat etmiş olur. Mademki nasıl olsa öleceksin, nasıl olsa ecelin gelecek, sen de ancak Allâh’a kul ol! Ecel gelince seni vazife başında; Hakk’a kullukta, Hak yola hizmette bulsun.
Bu gaye ve niyetle çalış ki, dünya ve âhiretin gülistan olsun. (Tahsin YAPRAK, Sesleniş’ten tasarruflarla alınmıştır.)
Cenâb-ı Hak, hizmetle yorulmuş bir bedenle kabre girmeyi nasîb eylesin. Âmîn…
Kaynak: İrfan ÖZTÜRK, Altınoluk Dergisi,