Peygamberimizin Allah Korkusu ile İlgili Örnekler

Peygamberimizin (sav.) Allah korkusu nasıldı? Peygamberimizin (sav.), Allah korkusu ile ilgili örnekler...

Peygamberimiz (sav.), âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber olduğu hâlde Allah Teala’dan, herkesten daha çok korkar ve “Kıyamet günü acaba ne olacağım” derdi.

PEYGAMBERİMİZİN ALLAH KORKUSUNA ÖRNEKLER

Müslüman olanların on dördüncüsü ve Medine muhacirlerinden ilk vefat eden Sahabi Osman ibn Maz’ûn (ra.) öldüğü zaman Peygamberimiz (sav.) ölüm haberini alır almaz evine gitmişti. Ensar’dan Ümmü Alâ bint-i Hâris (r.anha), Osman’ın (ra.) cesedini göstererek,

—Ey Ebû Sâib, Allah’ın rahmeti üzerine olsun. Senin hakkında bildiğim ve bu cemaate bildirmek istediğim şudur ki sen Allah’ın rahmet ve inayetine erişmiş birisin, dedi. Bu sözleri dinleyen Peygamberimiz (sav.) kadına dönerek,

—Allah Teala’nın bu ölüye ikram ve inayette bulunduğunu nereden biliyorsun, diye sordu. Kadın,

—Ey Allah’ın Resulü, babam anam sana feda olsun. Allah bu imanlı, itaatli kuluna ikram etmez de ya kime ikram eder, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav.),

—Osman İbn Maz’ûn ölmüştür. Allah’a yemin ederim ki ben de bu mübarek ölü için hayır ve mutluluk umarım. Ama Allah’a yemin ederim ki ben, Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamber olduğum hâlde Kıyamet gününde bana ne muamele edileceğini bilemem, buyurdu. (Buhârî, “Cenâiz”, 3.)

***

Bir gün Hz. Ebubekir (ra.), Peygamberimize (sav.),

—Ey Allah’ın Resulü, görüyorum ki saçlarınız ağarıyor, demiş. Peygamberimiz (sav.) de,

—Evet, Hûd, Vâkıa, Mürselât ve Amme sureleri beni ihtiyarlattı, cevabını vermiştir. (Tirmizî, “Tefsiru’l-Kur’an”, 57.)

***

Bir gün Peygamberimiz (sav.) bir cenazeye katılmış, cenazenin mezarı kazılmakta olduğundan beklemek mecburiyetinde kalmıştı. Bu, onu o kadar etkilemişti ki ağlamış ve toprak onun gözyaşları ile ıslanmıştı. Sonra da orada bulunanlara şu sözleri söylemişti:

—Kardeşlerim, kendinizi bugün için hazırlayın.” (İbn Mace, “Zühd”, 19.)

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZİN ALLAH KORKUSU

Peygamberimizin Allah Korkusu

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN GÜZEL AHLAKI İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

Peygamber Efendimiz’in Güzel Ahlakı ile İlgili Örnekler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.