Peygamberimizin Davetine İcabet Edenlerin Mükâfatı
Sahabeye Âl-i İmrân suresi 172. ayette Kuran'ın övgüsünü kazandıran amel neydi? Ayet davete icabet sahabeyi nasıl müjdeliyor?
Abdullah bin Sehl ile kardeşi Râfî -radıyallâhu anhümâ-, Uhud’da Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile birlikte muharebeye iştirak etmişler ve yaralı olarak Medine’ye dönmüşlerdi. Allah Rasûlü’nün düşmanı takip için müslümanları davet ettiğini işittikleri zaman;
“–Vallâhi bir binitimiz yok, yaramız da ağır. Fakat Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in bulunduğu bir seferi hiç kaçırır mıyız?!.” diyerek hemen yola çıktılar. Yarası diğerine göre hafif olan; ağır yaralı olanın gâh yürümesine yardım etti, gâh onu sırtında taşıdı. Bu şekilde, Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in yanından ayrılmadılar. (İbn-i Hişâm, III, 53)
İşte bu engin muhabbet ve müstesnâ gönül kıvamlarından dolayı onlar, Kur’ân-ı Kerim’de şu medhe nâil oldular:
“Yara aldıktan sonra yine Allâh’ın ve Peygamber’in çağrısına uyanlar (bilhassa) bunların içlerinden ihsan ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır.” (Âl-i İmrân, 172)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2024 Ay: Ocak, Sayı: 227