Peygamber Efendimiz’in Medine’deki İlk Evi

Peygamber Efendimizin Medine’de kaldığı ilk ev neresidir?

Allâh Resûlü’nün Medîne’ye hicretiyle İslâm ve Müslü­manlar için yeni bir safha ve târihî bir dönem başlamış oldu.

Peygamber Efendimiz, Medîne’de bir mültecî durumunda değildi. Bilâkis O, müstakbel bir dünyânın baş mîmârı, lideri, rehberi, yeni kurulan İslâm Devleti’nin başkanı, velhâsıl her şeyiydi. O’nun Medîne’ye teşrîfiyle İslâm’ın teblîği ve Müslümanların hareket tarzı, büyük bir hamle gücü kazandı.

PEYGAMBERİMİZİN MEDİNE’DEKİ İLK İKAMETİ

Allâh Resûlü, “Mescid-i Nebî” yapılıncaya kadar Eyüp Sultan’ın evinde yedi ay misâfir kaldı. Mihmandâr-ı Resûl Eyüp Sultan Hazretlerinin evindeki bu misâfirliğin, asırlar öncesine dayanan uzun bir mâzîsi vardı:

Yedi yüz sene evvel, Medîne’ye (o zamanki ismiyle Yesrib’e) gelen Yemen hükümdarlarından Tübba’ Ebû Kerib, Resûlullâh’ın Mekke’de zuhûr edip Medîne’ye hicret edeceğini Yahûdî âlimlerinden öğrenince, orada bir ev yaptırmıştı. Bir de mektup yazarak altın mühürle mühürledikten sonra Medîne âlimlerinin en büyüğüne vermiş, kendisi erişemezse nesilden nesile emânet edilerek Hazret-i Peygamber’e takdîm edilmesini emretmişti.[1]

Tübba’ daha o zamandan Allâh Resûlü’ne îmân ederek Müslüman olmuştu.[2]

MÜBAREK EV

İşte bu ev, babadan evlâda aktarılarak Medîne âlimlerinden birinin neslinden gelen Ebû Eyyûb Hâlid bin Zeyd’e (r.a.) intikâl etmişti. Bu mübârek ev, Mescid-i Nebevî’nin doğusunda idi.

Tübba’nın mektubunu ellerinde bulunduranlar, Allâh Resûlü’nün Medîne’ye gelmekte olduğunu öğrenince, mektubu O’na teslîm etmek üzere Süleym kabîlesinden güvenilir bir zât olan Ebû Leylâ’yı gönderdiler. Ebû Leylâ, Mekke yolunda Peygamber Efendimiz’e rastladı. Allâh Resûlü, onu görünce yanına çağırdı ve:

“−Sen Ebû Leylâ mısın?” diye sordu. Ebû Leylâ:

“−Evet!” deyince Resûlullâh:

“−Senin yanında Tübba’ın mektubu var! Getir, ver bana o mektubu!” buyurdu. Ebû Leylâ, Resûlullâh’ı henüz tanımıyordu. Çok şaşırdı ve:

“−Sen kimsin? Ben Sen’in yüzünde sihirbazlık alâmeti görmüyorum. Sen bende mektup olduğunu nasıl bildin?!” dedi. Allâh Resûlü:

“−Ben Muhammed’im! Getir, ver mektubu bana!” buyurdu.

Ebû Leylâ mektubu sakladığı yerden çıkarıp Peygamber Efendimiz’e takdîm etti. Hz. Ebûbekir mektubu okuyunca, Hz. Peygamber üç defâ:

“–Merhabâ sâlih kardeş Tübba’!” buyurdu.

Ebû Leylâ’ya da Medîne’ye dönmesini emretti. Ebû Leylâ, Medîne’ye dönüp, onlara Hz. Peygamber’in gelmekte olduğunu müjdeledi. Medînelilerden her biri, bu müjdesinden dolayı ona ikramda bulundu.[3]

[1] İbn-i Asâkir, III, 334-335; Semhûdî, I, 188-189.

[2] Ahmed, V, 340.

[3] İbn-i Asâkir, III, 335; Aynî, IV, 176.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa 2, Erkam Yayınları

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) KİMDİR? HZ. MUHAMMED’İN (S.A.V) HAYATI

HZ. MUHAMMED MUSTAFÂ (S.A.V.)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Çok güzel maşâAllah Allah emeğinizden râzı olsun inşâAllah.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.