Peygamberimizin Tebliğ ile İlgili Hadisleri

HADİSLER

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in tebliği ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v.) tebliğ hakkındaki bazı hadisleri.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in tebliğ ile ilgili hadis-i şerifleri...

TEBLİĞ HAKKINDA HADİSLER

Ebû Hüreyre’den (r.a.) nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Benimle ümmetimin durumu (geceleyin) ateş yakan kimsenin hâline benzer. Böcekler ve kelebekler o ateşe düşmeye başlar. İşte ben de sizler ateşe girerken kuşaklarınızdan tutup engellemeye çalışıyorum.” (Müslim, Fedâil, 17)

***

Muhammed b. Münkedir’in (r.a.) işittiğine göre, Rebîa b. Abbâd ed-Dîlî (r.a.) şöyle demiştir:

“Medine’ye hicret etmeden önce Resûlullah’ı, Mina’daki konaklama yerlerinde insanları ziyaret ederken gördüm. Şöyle diyordu: ‘Ey insanlar! Yüce Allah, yalnızca kendisine kullukta bulunmanızı ve O’na şirk koşmamanızı emrediyor...’” (İbn Hanbel, III, 492)

***

Ebû Hâzim’in (r.a.), Sehl b. Sa’d’dan (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) Hayber günü (sancağı verdiği Hz. Ali’ye) şöyle buyurmuştur:

“Onların bulundukları bölgeye varıncaya kadar sükûnetle yürü! Sonra onları İslâm’a davet et ve yerine getirmeleri gereken ilâhî hak ve esasları onlara haber ver! Vallahi senin vasıtanla Allah’ın bir kişiyi hidayete erdirmesi, senin için (en değerli) kızıl develerden daha hayırlıdır.” (Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 34; Buhârî, Meğâzî, 39)

***

Ebû Musa el-Eş’arî (r.a.) naklediyor:

Resûlullah, bazı emirlerini yerine getirmesi için ashâbından birini görevli olarak gönderdiği zaman, “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaştırın, zorlaştırmayın!” buyururdu. (Müslim, Cihâd ve siyer, 6)

***

Ebû Musa el-Eş’arî (r.a.)  şöyle demiştir:

“Resûlullah bazı emirlerini yerine getirmesi için ashâbından birini görevli olarak yolladığı zaman, ‘Müjdeleyin, nefret ettirmeyin, kolaylaştırın, zorlaştırmayın!’ buyururdu.” (Müslim, Cihâd ve siyer, 6)

***

Ebû Saîd el-Hudrî’nin (r.a.) işittiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Bir kötülük gören kişi eli ile değiştirmeye gücü yetiyorsa onu eli ile değiştirsin. Buna gücü yetmez ise dili ile değiştirsin. Bunu da yapamazsa kalbi ile o kötülüğe tavır koysun (ondan nefret etsin) ki bu da iman eden kişinin yapması gereken asgarî şeydir.” (Ebû Dâvûd, Salât, 239-242)

***

Huzeyfe b. Yemân’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Canım elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki ya iyiliği emredip kötülükten sakındırırsınız ya da (bunu yapmamanız hâlinde) Allah size bir ceza gönderiverir de O’na dua edersiniz ama O, duanızı kabul etmez.” (Tirmizî, Fiten, 9)

***

Temîm ed-Dârî (r.a.) anlatıyor:

“Peygamber, ‘Din samimiyettir.’ dedi. Biz, ‘Kime karşı?’ diye sorduk. O da, ‘Allah’a, Kitabı’na, Resûlü’ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara.’ buyurdu.” (Müslim, Îmân, 95)

***

Ebû Vâil (r.a.) anlatıyor:

“Abdullah b. Mesut her perşembe insanlara vaaz ederdi. Bir şahıs, ‘Ey Ebû Abdurrahman! Senin bize her gün vaaz etmeni çok isterim.’ deyince, İbn Mesut ona şöyle cevap verdi: ‘Beni bundan alıkoyan şey, sizi bıktırmak istemeyişimdir. Peygamber’in, bize bıkkınlık vereceği endişesiyle, bizim durumumuza uygun günleri kolladığı gibi ben de vaaz vermede size uygun günleri kolluyorum.” (Buhârî, İlim, 12)

***

Ebû Saîd el-Hudrî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Size doğu tarafından ilim öğrenmek için insanlar gelecektir. Size geldiklerinde onlara iyiliği tavsiye ediniz.” (Tirmizî, İlim, 4; İM249 İbn Mâce, Sünnet, 22)

***

Muâviye b. Hakem es-Sülemî (r.a.) (namazda konuştuğu ve ashâbın tepkisini çektiği zaman olanları) şöyle anlatmaktadır:

“...Ne ondan önce ne de sonra daha güzel öğreten birini gördüm. Vallahi Resûlullah beni ne azarladı ne bana vurdu ne de hakaret etti. Sadece, ‘Bu namazda insan kelâmı konuşulmaz. Namaz ancak tesbih, tekbir ve Kur’an okumaktır.’ dedi.” (Müslim, Mesâcid, 33)

***

Enes b. Mâlik (r.a.) tarafından rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Kolaylaştırın zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin!” (Buhârî, İlim, 11)

***

Abdullah b. Mesut (r.a.) şöyle demiştir:

“Resûlullah bıkkınlık vermekten endişe ederek bize vaaz vermek için uygun günleri kollardı.” (Tirmizî, Edeb, 72)

***

Hz. Âişe (r.a.) şöyle demiştir:

“Resûlullah sizin gibi böyle hızlı konuşmazdı. Aksine yanındakilerin ezberleyebileceği kadar tane tane ve yavaş konuşurdu.” (Tirmizî, Menâkıb, 9)