Peygamberimizin Tevekkül ile İlgili Hadisleri

Peygamberimiz (sav.) tevekkül hakkında ne buyurmuştur? Tevekkül ile ilgili hadis-i şerifler...

Tevekkül, “Allah’a güvenip dayanma” anlamında terimdir.

Tevekkül dinî ve tasavvufî bir terim olarak “bir kimsenin kendini Allah’a teslim etmesi, rızkında ve işlerinde Allah’ı kefil bilip sadece O’na güvenmesi” şeklinde tanımlanmaktadır (el-Müfredât, “vkl” md.; Lisânü’l-ʿArab, “vkl” md.; Tâcü’l-ʿarûs, “vkl” md.; Gazzâlî, IV, 259).

TEVEKKÜL İLE İLGİLİ HADİSLER

İbn Abbas’tan nakledildiğine göre, Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle dua ederdi:

“Allah’ım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim ve yüzümü sana döndürdüm. Senin yardımınla mücadele (gücü elde) ettim. Allah’ım! Beni saptırmaman için senin izzetine sığınıyorum, zira senden başka ilah yoktur. Sen ölmeyecek olan dirisin, cinler ve insanlar ise ölümlüdürler.” (Müslim, Zikir, 67)

*

Avf b. Mâlik’ten aktarıldığına göre, Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

“Allah acizliği kınar, hâlbuki akıllı olmalısın. Bir işin üstesinden gelemediğin zaman, ‘Allah bana yeter, O ne güzel vekildir.’ de.” (Ebû Dâvûd, Kadâ’ (Akdiye), 28)

*

Câbir b. Abdullah diyor ki:

“Rasûlullah’ı -sallâllâhu aleyhi ve sellem- vefatından üç gün önce şöyle derken işittim: ‘Hepiniz ancak Yüce Allah’a hüsn-i zan besleyerek can veriniz.’” (Müslim, Cennet, 82)

*

Enes’in naklettiğine göre, Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- savaşa gideceği zaman şöyle derdi:

“Allah’ım, tek güvendiğim sensin, tek yardımcım sensin ve senin (yardımın sayesinde) savaşıyorum.” (Tirmizî, Deavât, 121)

*

Ömer b. Hattâb’ın naklettiğine göre, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

“Eğer siz gerektiği gibi Allah’a tevekkül etmiş olsaydınız, tıpkı sabahleyin kursakları boş olarak çıkıp akşam dolu olarak dönen kuşlara rızık verildiği gibi size de rızık verilirdi.” (Tirmizî, Zühd, 33; İbn Mâce, Zühd, 14)

*

Hz. Ebû Bekir Sıddîk(ra) anlatıyor:

Hicret esnasında mağarada gizlenmişken ve müşrikler de yanı başımızda bizi arıyorken onların ayaklarına baktım ve “Ey Allah’ın Resûlü! Eğer bunların birisi eğilip ayağının ucuna bakacak olsa muhakkak bizi görür.” dedim. Bunun üzerine Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “Ey Ebû Bekir, üçüncüleri Allah olan bu iki kişi için neden telaş ediyorsun?” (Buhârî, Tefsîr (Sure 9), 9; Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 1)

*

Enes b. Mâlik’in naklettiğine göre, Nebi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

“Kişi evinden çıkacağı zaman, ‘Bismillah, tevekkeltü alallah, lâ havle velâ kuvvete illâ billah.’ (Allah’ın adıyla. Allah’a tevekkül ettim. Güç ve kuvvet sadece Allah’tandır.) dediğinde o kişiye şöyle denilir: İşte şimdi sana rehberlik edilir, ihtiyaçların karşılanır ve korunursun...” (Ebû Dâvûd, Edeb, 102-103)

*

... Enes b. Mâlik(ra) anlatıyor:

Bir adam, “Ey Allah’ın Resûlü! Devemi bağlayıp da mı Allah’a tevekkül edeyim, yoksa salıp da mı tevekkül edeyim?” diye sordu. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- da, “Önce onu bağla, sonra (Allah’a) tevekkül et!” buyurdu. (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 60)

İslam ve İhsan

TEVEKKÜL DUASI

Tevekkül Duası

TEVEKKÜL ÖRNEKLERİ

Tevekkül Örnekleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.