Peygamberler Dualarında Ne İstiyor?
Peygamberler; duâlarında, hiçlik ve mahviyet içinde, acziyetlerini ifade ediyorlar. Peygamberler niyazlarını ve taleplerini bilhassa son nefeste îmâna ve âhirette necâta teksif ediyorlar.
Peygamberlerin ilticâlarında görüyoruz ki;
- Peygamberler; duâlarında, dâimâ bir anlık gafletlerini bile çok büyük cürümmüş gibi îtirâf ediyorlar:
“Nefsimize zulmettik!” (el-A‘râf, 23: Hazret-i Âdem)
“Zâlimlerden oldum!” (el-Enbiyâ, 82: Hazret-i Yûnus)
“…Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim. Beni bağışla!..” diyerek itirafta bulunuyorlar. (el-Kasas, 16: Hazret-i Musa)
- Peygamberler; duâlarında, hiçlik ve mahviyet içinde, acziyetlerini ifade ediyorlar;
“…Eğer bizi bağışlamazsan, bize acımazsan, mutlaka ziyân edenlerden oluruz.” (el-A‘râf, 23: Hazret-i Âdem)
“(Yûsuf -aleyhisselâm- dedi ki) Rabbim! Bana zindan, bunların benden istediklerinden daha iyidir! Eğer onların hilelerini benden çevirmezsen, onlara meyleder ve câhillerden olurum!..” (Yûsuf, 33: Hazret-i Yûsuf)
Bin bir debdebe ve şâşaa ortamı olan Firavun’un sarayından ayrıldıktan sonra çilelerle dolu Medyen çöllerinde Hazret-i Musa; açlık, gariplik ve muhtaçlık içinde Cenâb-ı Hakk’a şöyle ilticâ etmiştir:
“Rabbim! Doğrusu bana indireceğin en küçük bir hayra da muhtacım!” (el-Kasas, 24: Hazret-i Musa)
- Peygamberler niyazlarını ve taleplerini bilhassa son nefeste îmâna ve âhirette necâta teksif ediyorlar:
“(Yâ Rabbî!..) Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!” (Yûsuf, 101: Hazret-i Yûsuf)
“…Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize merhamet et! Sen bağışlayanların en hayırlısısın!
Bize, bu dünyada da hasene / iyilik yaz âhirette de. Şüphesiz biz Sana yönelip geldik…” (el-A‘râf, 155-156: Hazret-i Musa)
“Ey Rabbim! Beni, gerek bana gerekse ana babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın sâlih ameller yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle, beni sâlih kulların arasına kat!..” (en-Neml, 19: Hazret-i Süleyman)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Sayı: 162