Peygamberlerin Ortak Sünneti "Ağız ve Diş Temizliği"

Ağız ve diş temizliği neden önemlidir? Peygamberimizin ağız ve diş temizliği konusunda gösterdiği titizlik nasıldı? Ağız ve diş temizliği ile ilgili hadisler nelerdir?

Ebû Eyyûb'un naklettiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur: “Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir: Utanma duygusu, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek.” (Tirmizî, Nikâh, 1)

Enes b. Mâlik'in (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur: “Diş temizliği konusunda size çok telkinde bulunduğumu (biliyorsunuz)!” (Nesâî, Tahâret, 6)

Mikdâm b. Şureyh'in (ra) naklettiğine göre, babası (Şureyh b. Hânî) şunları anlatmıştır: “Âişe'ye (ra), "Peygamber (sas) evine girdiği vakit ilk önce ne yapardı?" diye sordum. "Misvak kullanırdı." dedi.” (Müslim, Tahâret, 43)

Zeyd b. Hâlid el-Cühenî'nin (ra) işittiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur: “Ümmetime sıkıntı verecek olmasaydım, onlara her namaz vaktinde misvak kullanmalarını emrederdim.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 25; T23 Tirmizî, Tahâret, 18)

Abdurrahman b. Ebû Atîk (ra), babası aracılığıyla Hz. Âişe'den (ra) şunu nakletmiştir: Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurdu: “Misvak ağzı temizler, (ağzı temizlemek de) Allah'ı (cc) hoşnut eder.” (Nesâî, Tahâret, 5)

KİŞİNİN MADDÎ VE MÂNEVÎ KİRLERDEN ARINMASI

Peygamberimiz (s.a.v) bütün hayatı boyunca ashâbına temizliğin önemini vurgulamıştı Hz. Peygamber (sas). Hayatının son anlarında da ümmetine temizliği öğütlüyordu. Özellikle de ağız ve diş temizliğini.

Temizlik, kişinin maddî ve mânevî kirlerden arınması, iç ve dış dünyasının temiz olması anlamlarına gelir. Temizliğe oldukça önem veren ve elbisemizden çevremize kadar her şeyi temiz tutmamızı isteyen dinimizde, temizlik bir kısım ibadetlerin şartı olduğu gibi sağlıklı yaşamın da olmazsa olmazlarındandır. İnsan fıtratında bulunan temiz olma isteği aynı zamanda kişinin kendisine, diğer insanlara ve Rabbine karşı saygısını gösterir. Ağız ve diş temizliği de insanın fıtratına uygun olan bu temiz olma isteğinin bir parçasıdır. Hz. Peygamber (sas) diş temizliğinin fıtrattan olduğunu bildirmiş ve şöyle buyurmuştur: "Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir: Utanma duygusu, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek."

‘Bir şeyi ovalamak’ anlamına gelen ‘sivâk’ kelimesinden türeyen ‘misvak’, erâk isimli ağacın dallarından elde edilen ve ağız temizliği için kullanılan aletin ismidir. Hadislerde ‘sivâk’ ve ‘misvak’ kelimeleri genellikle aynı anlamda kullanılmaktadır.

Günümüzde diş çürüklerinin birçok hastalığın sebebi olduğuna dair tıbbî değerlendirmeler dikkate alındığında diş bakımının insan sağlığı açısından önemi açıktır. Tıbbî veriler hastalıkların birçoğunun ağzımızla doğrudan ilgili olduğu gerçeğini ortaya koymuştur. Bu nedenle tedaviye ağızdan başlanması gerektiği sıkça ifade edilmektedir.

Ağız ve diş bakımı, insanın kişisel sağlığı açısından önemlidir. Allah Resûlü’nün (sas) sağlıkla ilgili tavsiyelerinin çoğu bugün koruyucu hekimlik denen hastalığı engelleyici tedbirlerin alınmasına yöneliktir. Ağız bakımı ile ilgili tavsiyeleri de bu yöndedir.

İnsanoğlunun, hastalık gelmeden önce sağlığının değerini bilmesi gerektiğine işaret eden Hz. Peygamber (sas), ağız ve diş temizliği konusundaki titizliği ile Müslümanlara örnek olmuştur. Bazı sahâbîler, özellikle oruçluyken Peygamber Efendimizin (sas) günde kaç defa dişlerini misvakladığını sayamadıklarını söylemişlerdir. Allah Resûlü (sas) gün içerisinde birçok kez diş bakımı yapar, bu konudaki hassasiyetini "Diş temizliği konusunda size çok telkinde bulunduğumu (biliyorsunuz)!" şeklinde dile getirirdi.

Ashâb-ı kirâmın beyanlarına göre, Peygamber Efendimiz (sas) dişlerini temizlemek üzere geceleyin birkaç kez misvaklardı. Gece teheccüd namazı kılmak için her kalkışında namazdan önce mutlaka misvak kullanırdı. Müminlerin annesi Hz. Âişe’nin (ra) anlattığına göre, "Hz. Peygamber’in (sas) abdest suyu ve misvakı yatmadan önce (hazırlanıp belli bir yere) konurdu. Gece kalkınca önce tuvalet ihtiyacını giderir sonra da dişlerini temizlerdi." İbn Abbâs (ra) da "Resûlullah’ın (sas) geceleyin ikişer rekât namaz kıldığını, her iki rekâttan sonra ağız ve diş temizliği yaptığını" belirtiyordu. Peygamber Efendimiz (sas) sadece gece uykusundan kalktığında değil, gündüz uykusunun ardından da mutlaka abdestten önce dişlerini temizlerdi.

Ağız ve diş bakımının kişisel yararları yanında toplumu ilgilendiren bir başka boyutu da vardır. Şöyle ki mümin kendisi ile ünsiyet kurulabilen yani dostluk geliştirilebilen kişidir. Kendisiyle barışık olan müminin, Rabbi (cc) ile arasındaki ilişki nasıl pak ve nezih ise, insanlarla ilişkileri de yakın ve samimi olmalıdır. Bunu sağlamak için mümin, görünüşüne ve temizliğine dikkat etmesi gerekir. Ağız kokusu ve bakımsız dişlerin hoş olmayan görüntüsü insanları rahatsız eder. Bu durum, özellikle ailede birbirleriyle sıkı ilişki içerisinde bulunan fertlerin arasındaki ünsiyeti zedeleyici bir etki yapmaktadır.

PEYGAMBERİMİZİN AĞIZ VE DİŞ TEMİZLİĞİ KONUSUNDA GÖSTERDİĞİ TİTİZLİK

Allah Resûlü (sas) ağız ve diş temizliği konusunda gösterdiği titizlikle, hayatın büyük bir bölümünü birlikte geçirdiği eşlerine karşı nezaketi elden bırakmazdı. Şureyh b. Hâni şöyle anlatmıştı: "Âişe’ye (ra), "Peygamber (sas) evine girdiği vakit ilk önce ne yapardı?" diye sordum. "Misvak kullanırdı." dedi." Onun evine gelenler bu durumu müşahede edebiliyordu. Ebû Musa el-Eş’arî (ra), "Bize bir binit temin etmesi için Resûlullah’ın (sas) yanına gittik. Onu, dilinin üstünü misvak ile temizlerken gördüm." demişti.

Aile içerisinde sağlanan bu ünsiyet toplumun diğer bütün birimlerine de taşınmalıdır. Allah Resûlü (sas), "Size ne oluyor da benim yanıma dişleriniz sararmış bir hâlde misvak kullanmadan geliyorsunuz?" sözleriyle Müslüman kişinin görünüşüyle ve temizliği ile kendisine dikkat etmesi gerektiğini söyler. Böylece genel temizliğin bir parçası olan ağız ve diş temizliğinin toplum içine çıkılırken uyulması gereken önemli bir kural olduğunu hatırlatır. Örneğin cuma namazı gibi insanların toplu hâlde ifa ettiği ibadetlere giderken ağız ve diş temizliğine dikkat edilmelidir. Nitekim Resûlullah (sas) bir cuma günü hutbeden cemaate şöyle hitap etmiştir: "Ey Müslüman topluluğu! Bu, Allah’ın (cc) bayram kıldığı bir gündür. O hâlde gusledin. Yanında koku olan kimsenin onu sürünmesinde sakınca yoktur. Misvak kullanın." Bir başka sefer Resûlullah’ın (sas) huzuruna ihtiyaç sahibi iki kişi gelmiş, bunlardan birisi Allah Resûlü’ne (sas) durumlarını arz etmek için konuşmaya başlamıştı. Ancak konuşan şahsın ağzı kokuyordu. Peygamberimiz (sas), konuşan kişinin ağzından kötü koku gelince ona, "Misvak kullanmıyor musun?" sorusunu yöneltmişti.

Resûlullah (sas), ashâbına ağız ve diş temizliği alışkanlığını kazandırmak için elinden geleni yapıyordu. Onun uyarı ve tavsiyeleri sonuç vermişti. Ashâb-ı güzîn de aynı hassasiyeti göstererek Resûlullah’ı (sas) örnek aldılar. Cüheyneli sahâbî Zeyd b. Hâlid (ra), misvakını kâtiplerin kulaklarına kalem koydukları gibi koyarak namaza katılırdı. Namaza başlamadan misvakını kullanır, sonra onu yerine koyar ve namaza dururdu. Hz. Ali (ra) da şu tavsiyede bulunurdu: "Ağızlarınız Kur’an’ın yollarıdır. Onun için misvak kullanın." Misvak ile amaçlanan sadece diş temizliği olsa, Peygamber Efendimiz (sas) iki üç defa ile yetinebilirdi. Ama onun, "Ümmetime sıkıntı verecek olmasaydım, onlara her namaz vaktinde misvak kullanmalarını emrederdim." sözü, ağız temizliğinin Yüce Allah’a (cc) ibadetle bütünleşen mânevî yönüne dikkat çekmekteydi. Namaz kılarken Allah’ın (cc) huzurunda olmanın, O’na (cc) yalvarıp yakarmanın, O’nun (cc) kelâmını okumanın gereği olan hürmet ve muhabbet, ağız temizliğini zorunlu kılmaktaydı. Belli ki Resûlullah (sas) Rabbinin huzuruna tertemiz çıkmak için elinden geleni yapıyordu. "...Şüphesiz Allah (cc) çok tevbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever." âyet-i kerimesinde de işaret edildiği üzere Rabbinin (cc) rızasını kazanmak için her huzura çıkışında ağız temizliğini ihmal etmiyordu. Bir keresinde bunu açıkça dile getirmişti: "Misvak kullanın. Çünkü misvak, ağzı temizler, (ağzı temizlemek de) Allah’ı (cc) hoşnut eder. Cebrail (as) bana her gelişinde diş temizliğini o kadar çok tavsiye etti ki bana ve ümmetime bunun farz olacağından korktum. Ümmetimi zora sokmaktan korkmasaydım misvakı onlara farz kılardım..."

Resûl-i Ekrem Efendimiz (sas), misvakla ilgili aldığı emirlerden sonra Allah’ın (cc) ağız ve diş temizliğiyle ilgili bir âyet indireceğini düşünmeye bile başlamıştı. Uhud’da şehid olan ve meleklerin yıkadığı sahâbî olarak bilinen Hanzala’nın oğlu Abdullah b. Hanzala’nın (ra) anlattığına göre Resûlullah (sas), abdestli olsun olmasın her namaz için abdest almakla emrolunmuştu. Ancak bu ona zor gelince her namaz için abdest almak yerine misvak kullanmakla emrolundu. Böylece ağız temizliği abdestin yerine konarak bir anlamda mânevî arınmanın bir parçası sayılmıştı. "Misvak kullanarak kılınan namazın misvaksız namaza üstünlüğü yetmiş kattır." şeklindeki hadis ise ağız temizliğinin faziletini gösteriyor ve buna teşvik ediyordu.

"Misvak bulamadığınız zaman parmaklar misvak yerine geçer." buyuran Hz. Peygamber (sas), muhtemelen bu temizliğin, dönemin kısıtlı imkânları ve hayat standardıyla ilişkili olarak mümkün olan en kolay şekilde gerçekleştirilmesini istemişti. Aslında misvak ağız temizliği için sadece bir araçtı. Önemli olan dişlerdeki yemek kırıntılarının temizlenmesi, böylelikle kişinin hem kendini iyi hissetmesi hem de çevresindekileri rahatsız etmemesiydi. Bu durumda Allah Resûlü’nün (sas) misvak kullanmakla ilgili ısrarlı tavsiyelerinden asıl kastının ağız ve dişleri temizlemek olduğu anlaşılmaktadır. Bu temizlik, birçok hususiyetleri bulunan misvakla yapılabildiği gibi şartlara göre parmaklarla, macunla, fırçayla ve daha başka araçlarla da yapılabilir.

Ağız ve diş temizliği sayesinde maddî ve mânevî birçok rahatsızlığın önüne geçilebilir. Temiz olmadan Allah’a (cc) huzur içinde ibadet edilemeyeceği gibi insanlarla sağlıklı sosyal ilişkilerin de kurulamayacağı mâlûmdur. Halbuki bir tebessümü, güler yüzü sadaka olarak kabul eden İslâm dini beşerî ilişkilere büyük önem vermektedir. Toplumsal bir varlık olan insan, ağız temizliğine dikkat etmesi sayesinde konuşma, gülme gibi durumlarda rahat hareket edeceği gibi nezih bir görünüme de kavuşacaktır.

İnsanın duygu ve düşüncelerini söze dökme, dolayısıyla hem Yüce Allah’a (cc) hem de insanlara kendisini ifade etme yolu olan ağız, en kıymetli organlarımızdan biridir. Bu sebeple misvak ve benzeri yöntemlerle maddî bakımdan temizlendiği gibi yalandan, çirkin ve boş sözlerden arındırılarak da mânevî bakımdan temiz tutulmalıdır. Kısacası her anlamda temiz bir ağız, Cenâb-ı Hakk’ın (cc) rızasına ulaşmaya vesile olacaktır.

Kaynak: Diyanet Hadislerle İslam

İslam ve İhsan

MİSVAK KULLANMANIN FAYDALARI

Misvak Kullanmanın Faydaları

MİSVAK KULLANMANIN FAZİLETİ

Misvak Kullanmanın Fazileti

TEMİZLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Temizlik İle İlgili Ayet ve Hadisler

MADDİ VE MANEVİ TEMİZLİK NEDİR?

Maddi ve Manevi Temizlik Nedir?

PEYGAMBERİMİZİN TEMİZLİK ADABI

Peygamberimizin Temizlik Adabı

MADDİ VE MANEVİ TEMİZLİK ÖRNEKLERİ

Maddi ve Manevi Temizlik Örnekleri

TEMİZLİK İLE İLGİLİ HADİSLER

Temizlik ile İlgili Hadisler

İSLAM'DA TEMİZLİK NEDİR, ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

İslam'da Temizlik Nedir, Çeşitleri Nelerdir?

İSLÂM'DA TEMİZLİĞİN ÖNEMİ VE ABDESTİN FAYDALARI

İslâm'da Temizliğin Önemi ve Abdestin Faydaları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.