Peygamberlerin Vârisi Olan Alimlerin Vasfı

Peygamberlerin vârisleri kimlerdir? Peygamberlerin vârislerinin özellikleri nelerdir?

Cenâb-ı Hakk’ın, onlara böyle bir sevgi ve teveccüh lutfetmesinin sebeb-i hikmeti; Hak dostlarının, insanlığı irşad vazifesinde, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in vârisleri olmasıdır.

Zira;

  • Dînin zâhir ve bâtınını ikmâl etmiş,
  • Kalbî merhaleler neticesinde selîm bir kalbe ulaşmış olan ilim sahipleri hakkında hadîs-i şerifte buyurulur:

“Âlimler, peygamberlerin vârisleridir.” (Ebû Dâvûd, İlim, 1)

Bu âlimlerin bir vasfı da şudur:

Onlar ilâhî azamet tecellîleri karşısında hayret ve haşyet makamında yaşarlar. Âyet-i kerîmede buyurulur:

“Kulları içinden ancak âlimler; Allah’tan (gereğince) haşyet duyar, korkar.” (Fâtır, 28)

Bir başka ifadeyle;

Hak dostları, Allah Rasûlü’nün asırlara yayılmış talebeleridir. Nebevî irşad ve davranış mükemmelliğinin zamanlara yayılmış zirveleridir.

Onlar, Hazret-i Peygamber ve O’nun ashâbını görme şerefine nâil olamayan bütün insanlar için fiilî ve müşahhas rehberlerdir.

Onlar; bütün maddî ve mânevî varlıklarını Cenâb-ı Hakk’a râm ederek, ebedî hayat sırrına nâil olan kişilerdir. Cenâb-ı Hak; dostluğuna erişebilenleri, muhâtaralarla dolu âhiret gününde en büyük rahmetle müjdeler:

“…Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Yûnus, 62)

İnsanların onlara olan sevgisi gibi, onlar da ümmet-i Muhammed’e şefkat ve merhamet doludurlar. İnsanlığı irşâd ederek, onları nâr-ı cehennemden kurtarmaya ve iki cihan saâdetine nâil eylemeye gayret ederler. Bu hususta her türlü fedâkârlığı gösterir, hiç yorulmaz, asla bezginlik göstermezler.

Onları tanımak ve yollarına tâbî olmak cihetinden, Hak dostlarının fârikalarını bilmek pek mühimdir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2024 Ay: Aralık, Sayı: 238

İslam ve İhsan

TÜRKİYE'DE ALLAH DOSTLARI HARİTASI

Türkiye'de Allah Dostları Haritası

BİR HAK DOSTUNDAN TAVSİYELER

Bir Hak Dostundan Tavsiyeler

SULTANLIĞI BIRAKAN HAK DOSTU

Sultanlığı Bırakan Hak Dostu

HAK DOSTLARI NASIL YAŞARLAR?

Hak Dostları Nasıl Yaşarlar?

HAK DOSTLARI VE MÜRŞİD-İ KAMİLLER

Hak Dostları ve Mürşid-i Kamiller

HAK DOSTLARI BENLİK DUYGULARINI NASIL YENDİ?

Hak Dostları Benlik Duygularını Nasıl Yendi?

HAK DOSTLARI VE MÜRŞİD-İ KAMİLLER

Hak Dostları ve Mürşid-i Kamiller

ALLAH DOSTU KİME DENİR?

Allah Dostu Kime Denir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.