Piyale Paşa’nın Vefası
Şehzade Korkut’un sadık adamlarından Piyale Paşa’nın vefası.
Devlet ricâli; vefâ ve sadâkat içinde, sultanların emrinde vatana hizmet ederdi. Padişahlar da bu şahsiyetlerin kıymetini bilirlerdi.
Yavuz Sultan Selim Han; memleketin içinde bulunduğu karışıklığı sona erdirmek için, kardeşi Şehzâde Korkut ile mücadele etmek zorunda kalmıştı. Şehzâde Korkut bu mücadelede vefât etti. Yavuz Han, ittihâd-ı İslâm uğruna kardeşini kaybettiği için çok üzüldü.
Daha sonra Şehzâde Korkut’un hizmetinde olup da esir alınan kişiler, Yavuz Selim Hân’ın huzûruna getirildi.
Şehzâde Korkut’un sâdık adamlarından Piyale Paşa’ya Yavuz Selim Han, şunları söyledi:
“–Seni; büyük bir fazîlet olan sadâkatin sebebiyle, affediyorum! Bu sadâkatinin mükâfâtı olarak da seni istediğin makama tayin edeyim. İstersen vezirim ol!”
Yavuz’un bu teklifi, eşsiz bir vefâ idi.
Lâkin; Piyale Paşa da, kendi kâ‘bına varılmaz vefâsını şöyle îlân etti:
“–Sultanım, madem fakire iltifat ediyorsunuz; Korkut’a bir türbe inşâ ediniz de, beni de ona türbedâr tayin ediniz. Bundan sonra benim vazifem Şehzâde Korkut’un türbedârı olmaktır!”
İşte kâ‘bına varılmaz bir sadâkat ve vefâ!
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Anadolu Dervişinin Gönül Dünyası, Yüzakı Yayıncılık