2014-07-02 15:45:12 [M.M.E.] 2,218
Yaşadığımız bu fânî hayat, ilâhî imtihan hikmetine binâen, bâzen kahır bâzen de lûtuf tecellîlerinin tezâhürüne sahne olmaktadır. Asıl mârifet, irâdemizi Cenâb-ı Hakkʼın rızâsı istikâmetinde kullanarak, bütün bu kahır ve lûtuf tecellîlerinden kazançlı çıkabilmektir.
2014-07-02 15:40:36 [Ö.F.Y.] 2,522
Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Ramazan ayı münasebetiyle Ahmet Taşgetiren'in sorularını cevapladı. Sohbet kıvamında geçen mülakatta, Hocaefendi'nin çocukluğundaki iftar sofraları, infak âdâbı ve eski Ramazan adetleri de yad edildi.
2014-07-02 15:05:08 [A.G.] 6,024
Suriye’de başlayan iç savaşın ardından Türkiye’ye sığınan 1 milyona yakın Suriyeli olduğu belirtiliyor. Türkiye’de devletin ve birçok vakfın, derneğin vb. sivil toplum kuruluşlarının yardım faaliyetlerinde bulunduğu Suriyelilerin bir kısmı çadır kentlerde bir kısmı da Türkiye’nin değişik şehirlerinde hayatlarına devam ediyorlar. Suriye’deki savaştan kaçarak ülkemize sığınan ve İstanbul Sultanbeyli’de yaşamaya devam eden Suriyeli üç aileyi ziyaret ettik. Onların kendi hikayelerini, Suriye’den İstanbul’a yolculuklarını, İstanbul’da neler yaşadıklarını, neye ihtiyaçları olduklarını konuştuk.
2014-07-02 12:57:24 [F.H.] 2,930
“Hicaz’dan İstanbul’a Hz. Peygamber Sevgisi” temasıyla hazırlanan “Aşk-ı Nebi” sergisi, Ramazan boyunca da gezilebilecek. Hat sanatının en güzel örnekleri Topkapı Sarayı ve Ayasofya’da meraklılarını bekliyor.
2014-07-02 12:28:34 [SK] 1,633
2014-07-02 12:26:07 [SK] 1,275
2014-07-02 12:23:47 [SK] 1,223
2014-07-02 12:20:19 [SK] 1,210
2014-07-02 12:16:12 [SK] 1,259
2014-07-02 12:15:03 [SK] 1,508
2014-07-02 12:10:47 [M.M.E.] 4,771
Mevlânâ’nın eserlerinde geçen ney, aslında “insan-ı kâmil”i temsil etmektedir. Sazlıktaki bir kamışın ney hâline gelene kadar geçirdiği devreler, insanın olgunlaşmasını, yani “nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye” basamaklarını ifâde eder.
2014-07-02 12:10:41 [SK] 1,716
2014-07-02 11:53:16 [SK] 1,486
2014-07-02 11:51:06 [SK] 1,336
2014-07-02 11:48:36 [SK] 2,399
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.