Rab Ne Demektir?

Rab ne demektir? Kısaca anlamı nedir? Kur'ân'da kaç defa hangi anlamlarda geçiyor?

Terbiye etmek, yetiştirmek, ıslah ve tamir etmek, yönetmek, sorumluluk almak, istediğini yapabilmek, başkan olmak, toplamak, yığmak, hazırlamak; malik ve sahip olmak, nimeti artırmak, üstünlük ve efendilik anlamlarındaki "r-b-b" kökünden türeyen Rabb, efendi, malik, sahip, terbiye eden, yetiştiren, düzene koyan, düzelten, tedbir alan, sorumluluk üstlenen, yöneten, nimet veren, ihtiyaçları gideren, kefil olan, seçkin, sözü dinlenen, otorite sahibi reis, melik, efendiliği ve üstünlüğü kabul edilen kişi demektir. Çoğulu erbâbtır. Arap dilinde "rabb" kelimesi; itaat edilen efendi, bir şeyi ıslah eden, bir şeyin maliki ve sahibi anlamlarında kullanılmıştır. Rabb kelimesi, terbiye anlamında mastar iken mübalağa kastı ile terbiye ediciye (mürebbî) isim olmuştur.

Kur'ân'da 969 defa geçen rabb kelimesi, Allah ve insanların sıfatı olarak şu anlamlarda kullanılmıştır:

  1. İhtiyaçları gideren efendi, malik anlamında insanın sıfatı. Yusuf Peygamber, gayr-ı meşru ilişki teklif eden Zeliha'ya, ".... Allah'a sığınırım, gerçekten o (eşiniz Aziz Kıtfîr) benim efendimdir (bana ikramda bulunmuştur, ona hainlik edemem) dedi." (Yûsuf, 12/23) âyetinde geçen "rabb" Mısır azizinin sıfatı olarak kullanılmıştır.
  2. İtaat edilen, sözü geçen, otorite sahibi, reis, efendilik ve üstünlüğü kabul edilen kişiler. Meselâ; "(Yahûdî ve Hristiyanlar) Allah'ı bırakıp hahamlarını ve rahiplerini rablar edindiler. Meryam oğlu Mesihi de (Rabb edindiler)." (Tevbe, 9/31) ve "... Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi rablar edinmeyelim..." (Âl-i İmrân, 3/64) âyetlerinde geçen "erbab"; emir ve yasaklarına boyun eğilen, koyduğu kurallara uyulan, ilâhî vahye dayanmadan helal ve haram dediklerine inanılan, ilahlık mertebesine yükseltilen kimseler anlamında kullanılmıştır.
  3. Melik ve sahip, yaratma, hidâyet etme, yedirme, içirme, şifa verme ve bağışlama anlamında Allah'ın sıfatı olarak kullanılmıştır. Meselâ "Onlar bu Beytin Rabbine ibadet etsinler." (Kureyş, 106/3-4) âyetindeki "rabb" kelimesi bu anlamdadır.

Allah'ın sıfatı olarak "Rabb", bütün varlıkları yaratan, yetiştiren, terbiye eden, ihtiyaçlarını gideren, rızık veren, görüp gözeten (Şu'arâ, 26/77-82), insanlara, yerlere, göklere, gezegenlere, hayvanlara, bitkilere, ağaçlara, çiçeklere, toprağa, suya, havaya... her şeye nizamını, güzelliğini, yeteneklerini veren, yaşamalarını sağlayan, her şeyin maliki ve sahibi demektir.

Rabb kelimesi; Kur'ân'da "er-Rabb" şeklinde hiç kullanılmamış, "çok merhametli Rabb" (Yâsîn, 36/58) ve "çok bağışlayan Rabb" şeklinde iki yerde nekre, bunun dışında; "âlemlerin Rabbi" (Fâtiha, 1/2), "ulu arşın Rabbi" (Tevbe, 9/129), "göklerin, yerin ve ikisi arasında olanların Rabbi" (Meryem 19/65), "Musa ve Haru'nun Rabbi" (Tâ-hâ, 20/70), "yedi göğün Rabbi" (Mü'minûn, 23/86), "doğu, batı ve ikisin arasında olanların Rabbi" (Şu'arâ, 26/28), "Kâbe'nin Rabbi" (Kureyş, 106/4), "sabahın Rabbi" (Felak, 113/1), "insanların Rabbi" (Nâs, 114/1), "her şeyin Rabbi" (En'âm, 6/164) ve daha çok "Rabbin" (243 defa), "Rabbiniz" (118 defa) ve "Rabbimiz" (111 defa) terkipleriyle kullanılmıştır.

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

RAB NE DEMEK?

Rab Ne Demek?

“RABB” NE DEMEKTİR HANGİ ANLAMA GELİR?

“Rabb” Ne Demektir Hangi Anlama Gelir?

ALLAH’IN 99 İSMİ VE ANLAMI NEDİR?

Allah’ın 99 İsmi ve Anlamı Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.