“Rabb” Ne Demektir Hangi Anlama Gelir?

İsmail Hakkı Bursevi Hazretlerinin anlatımıyla: “Rabb” ifadesi ne anlama gelir? Allah’ın şanının yüceliğine deliller hangileridir?

“Rabb” ifadesi ne anlama gelir? “Rabb” ifadesi kısaca ne anlama geliyor?

ALLAH HER TÜRLÜ HAMDE LAYIKTIR

Cenâb-ı Hakk’ın zâtî olarak lâyık olduğu her türlü hamd, “Allah” ismi ile; sıfatları ile lâyık olduğu hamd da (Fatiha Suresi’ndeki) “Rabbi’l-âlemîn” lâfzıyla ifâde edilmiştir. Bu iki kelime, zât ve sıfat isimlerinin anlamlarını cem ederek, Allah’ın zâtî ve sıfâtî, dünyevî ve uhrevî her türlü hamde lâyık olduğunun delili gibidir.

“Rabb” terbiye ve ıslah etmek anlamına gelir. Hakk’ın âlemleri terbiyesi, onları beslemek ve varlık sebeblerini devâm ettirmekle olur. İnsanın zâhirinin terbiyesi nimetle; bâtınının, kalbinin terbiyesi rahmetle olur. Allah, âbidlerin nefslerini şerîat ahkâmı ile, âşıkların kalblerini tarîkat âdâbı ile muhiblerin sırlarını hakîkat nûruyla terbiye eder.

KEMİĞE İŞİTTİREN YAĞA GÖRDÜREN…

İnsanı bâzan değişik şekillerde eğitir ve organlardaki nûrânî gücün feyziyle terbiye eder. Kemiğe işittiren, yağdan oluşan göz yuvarlağına gördüren, et olan dili konuşturan; bitkileri meyve ve daneleri ile hayvanları etleri ve yağlarıyla, yeryüzünü ağaçları ve nehirleri ile gökyüzünü yıldızlarıyla ve onların ışıklarıyla donatan, geceyi haşerâtı teskin ve zararlıları hareketten men etmek sûretiyle insanların dinlenmesi için tahsîs eden, gündüzleri fazlından dilediği kadarını lütfeden Allah’ın şânı ne yücedir.

Sen ona hizmet etmediğin halde, O sanki senden başka kulu yokmuş gibi, seni terbiye edip beslemektedir. Sen ise kullukta sanki O’ndan başka bir Rabbın daha varmış gibi davranmaktasın.

Kaynak: İsmail Hakkı Bursevi, Ruhül Beyan Tefsiri, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ALLAH’IN 99 İSMİ VE ANLAMI NEDİR?

Allah’ın 99 İsmi ve Anlamı Nedir?

ESMAÜL HÜSNA NEDİR?

Esmaül Hüsna Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.