Ra'd Suresi 34. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Ra'd Suresi 34. ayeti ne anlatıyor? Ra'd Suresi 34. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Ra'd Suresi 34. Ayetinin Arapçası:
لَهُمْ عَذَابٌ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الْاٰخِرَةِ اَشَقُّۚ وَمَا لَهُمْ مِنَ اللّٰهِ مِنْ وَاقٍ
Ra'd Suresi 34. Ayetinin Meali (Anlamı):
Onları dünya hayatında mâhiyetini tahmin edemeyecekleri cezalar beklemektedir. Âhiret azabı ise elbette çok daha çetindir. Onları Allah’ın azabından koruyacak da hiç kimse yoktur.
Ra'd Suresi 34. Ayetinin Tefsiri:
Her
bir insanı yaratan, onu rızıklandıran, onu koruyan, ona kazanma gücü veren,
hayır veya şer yaptıklarını bilen ve bunların karşılığını verecek olan Allah
Teâlâ’dır. Bu vasıflara sahip olan Allah’ı, böyle bir özelliği olmayan putlarla
kıyaslamak nasıl mümkün olabilir? Bu bakımdan, putlar kastedilerek söylenen,
“Haydi bunları adlandırın; kimdirler, ne iş yaparlar?” ifadesi, onların,
kendilerine isim bile verilemeyecek kadar değersiz ve anlamsız şeyler olduğunu
haber verir. Gerçekte Allah’ın hiçbir ortağı yoktur ve O’nun ilmi de ortağı
olmadığı istikametinde tahakkuk etmiştir. Bu sebeple, O’nun ortağının olduğunu
söylemek, Allah’a bilmediği bir hususu haber vermek demektir. Her şeyi bilen
Allah’a, bilmediği bir şeyi haber vermek mümkün olmadığına göre, o halde şirk
iddiası, lafzı olan fakat anlamı olmayan içi boş, kof ve saçma sözlerden öteye
geçmeyecektir. Müşriklerin böyle bir yanlışa teşebbüs etmelerinin sebebi,
kurdukları tuzakların şeytan tarafından kendilerine süslü gösterilmesi ve
böylece Allah yolundan uzaklaşmalarıdır.
Âyette
şirk اَلْمَكْرُ (mekr) yani “tuzak,
düzen, hile” olarak isimlendirilmiştir. Bunun sebebi şudur:
Birincisi;
şirkin aslı tuzak ve hileye dayanmaktadır. Çünkü, bazı uyanık kimseler kendi
hile ve desiselerini tatbik edebilmek maksadıyla, avam insanların üzerinde
kuvvetli bir tesir uyandırabilmek, onları sömürebilmek ve onların güç bela
kazandıkları mallarının bir kısmını haksız yolla elde edebilmek için bu putları
ihdas etmişlerdir. Böylece halkı, ihdas ettikleri bu putların saf, şuursuz ve
mukallid izleyicileri haline getirmişler; kendilerini de, bu hilenin gereği,
putların kurban, adak, para ve benzeri işlerine bakan temsilcileri yerine
koymuşlardır.
İkincisi;
dünya zevklerine aşırı hırs gösteren müşrik ruhlu kimseler, şirke gerçekten
inandıklarından dolayı değil, böyle bir inanç kendilerine şehvet, şöhret, hırs
ve tama ile yüklü sorumsuz, hayvânî bir hayatın kapılarını açtığı ve önlerine
birtakım ahlâkî sınırlar koymadığından dolayı bağlanmaktadırlar.
Üçüncüsü;
şirk, onlara süslü ve güzel gösterildiği, böylece onları saptırıp, Allah yoluna
dönmekten alıkoyduğu için de tam bir tuzak ve hiledir. Şöyle ki, müşrikler
kendi hayat tarzlarına uygun yolları benimsediği zaman, şuurlarını uyuşturacak
ve diğer insanları da bulundukları doğru yoldan döndürecek deliller ihdas etmek
zorunda kalırlar. Tabiatıyla böyle bir hile, onları doğru yoldan saptırır ve
sapıklıklarında devam etmelerine sebep olur.
İman
edip kendilerini itikadî ve amelî her türlü günahlardan koruyabilenlere
gelince:
Ra'd Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Ra'd Suresi 34. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR