Rad Suresinin 29. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ra’d suresinin 29. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? İman edip iyi işler yapanları bekleyen mükâfatı bildiren âyet; Ra’d suresinin 29. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Kur’an’da şöyle buyrulur:

اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ طُوبٰى لَهُمْ وَحُسْنُ مَاٰبٍ

İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir. (Ra’d, 13/29)

NE MUTLU İMAN EDİP SÂLİH AMEL İŞLEYENE!

Bilgi:

Allah Teâla, dünyayı bir imtihan yurdu olarak yaratmış ve insanları, bu imtihanı yaşamaları için dünyaya göndermiştir. İmtihanı kazanmak için insanın birinci vazifesi Allah’ın birliğine iman etmek, ikinci vazifesi ise bu imanına göre yaşamaktır. Kişinin imanına göre yaşaması ancak sâlih ameller işlemekle mümkün olmaktadır. Sâlih amel ise bize sevap kazandıracak her türlü iş, düşünüş ve sözlerdir.

Mesaj:

  1. İman edip sâlih amel işleyenler dünya hayatında bazı sıkıntılara maruz kalsalar bile, ahirette onları ebedî mutluluk beklemektedir.
  2. İnsanın gerçek yurdu ahirettedir.
  3. Ebedî mutluluk ancak iman ve salih amelle elde edilir.

Kelime Dağarcığı:

Tûbâ: “Ne mutlu!” anlamında bir söz. Bazı hadislerde cennette yer alan ihtişamlı ve olağanüstü özelliklere sahip bir ağacın adının da Tûbâ olduğu ifade edilmektedir.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. O iman edip sâlih amel işleyenler var ya; işte dünyada huzurlu bir hayat, âhirette de varılacak yerlerin en güzeli olan cennet onları beklemektedir.

 طُوبٰى  (tûbâ) sözlükte “misk gibi tayyip olmak, hoş olmak, hayır, şeref, gıpta, cennet, bahçe” gibi mânalara gelir. “Tûbâ lehüm” ifadesi bir dua cümlesi olup, “Hoş olasınız, hoş olunuz” demektir. Buna göre âyet-i kerîme iman edip sâlih ameller işleyenlere:

  • Her türlü nimetlerin, güzelliklerin,
  • Daimî iyilik ve tükenmez hayırların,
  • Hoşluk, ferahlık ve göz aydınlığının,
  • Dünya ve ukbâda tatlı, huzurlu ve hoş bir hayatın,
  • Varılacak, barınılacak en güzel cennetlerin verileceğini müjdeler.

Peygamberimiz (s.a.s.)’in gönderilmesinin en büyük hikmeti, işte bu ilâhî müjdenin insanlığa ulaştırılması ve buna inanmayanları nasıl kötü bir sonun beklediğinin hatırlatılmasıdır.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

İMAN EDİP SALİH AMELLERDE BULUNANLAR

İman Edip Salih Amellerde Bulunanlar

SALİH AMEL VE İHLAS İÇİN DUA

Salih Amel ve İhlas için Dua

SALİH AMEL İLE İLGİLİ HADİSLER

Salih Amel ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.