Rahmân Suresi 6. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Rahmân Suresi 6. ayeti ne anlatıyor? Rahmân Suresi 6. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Rahmân Suresi 6. Ayetinin Arapçası:

وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ

Rahmân Suresi 6. Ayetinin Meali (Anlamı):

Yıldızlar da ağaçlar da Allah’a secde ederler.

Rahmân Suresi 6. Ayetinin Tefsiri:

Güneş, ay ve yıldızların doğuş ve batışı, değişmeyen, muazzam bir kanuna tabidir. Bu kanun sayesinde insanlar, mevsimlerin vakitlerini, günlerin sayısını, mahsulâtın hasat zamanlarını tespit edebilirler. Yeryüzünde canlı hayatının devam etmesinin sebebi, güneşin yeryüzünden belli bir mesafede uzak tutulmuş olmasıdır. Şayet güneş ölçüsüz hareket etseydi; yeryüzüne yaklaşsa ya da uzaklaşsa idi, bunca varlık yok olur giderdi. Ayrıca güneş ve ay birbirleriyle öyle bir uyum ve âhenk içindedirler ki bizlerin kullandığı takvimler, zaman tayin vasıtaları onların hareketlerine bağlıdır. Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Allah güneş ve ayı da vakitlerin tespiti için birer hesap ölçüsü olarak yaratmıştır.” (En‘âm 6/96)

“Biz geceyle gündüzü kudretimizin büyüklüğünü gösteren iki delil yaptık. Onların her biri için de bir alâmet var ettik. Sonra gecenin alâmetini sildik. Gündüzün alâmetini ise bizatihî ışıklı ve aydınlatıcı kıldık ki, hem Rabbinizin lütfedeceği nimetleri araştırıp elde edesiniz, hem de yılların sayısıyla birlikte zamanı hesaplamayı bilesiniz. İşte biz, her bir şeyi böylesine yerli yerine koyup tüm ayrıntılarıyla açıkladık.” (İsrâ 17/12)

Güneş ve ayda olduğu gibi, gökte sayısız yıldızlar yerde de sayısız bitki ve ağaçlar Allah Teâlâ’ya secde etmekte, yani O’nun emrine boyun eğmiş vaziyette kendileri için takdir edilen vazifeleri harfiyen yerine getirmektedirler. O’nun koyduğu sınırların dışına zerre miktarı bile çıkmazlar.

6. âyette geçen اَلنَّجْمُ (necm) kelimesi, Arapça’da hem “yıldız”, hem de kavun, karpuz, kabak, çimenler gibi “gövdesiz bitkiler” için kullanılır. Burada her iki mânayı gözetmek de mümkündür.

Şâir der ki:

“Yetişen her çemen yerde,

«Vahdehû lâ şerîke leh»[1] demede.”

Tüm varlıkların Allah’a secde etmesi hakkında âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Görmez misin ki, göklerde olanlar, yerde olanlar, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, yeryüzünde hareket eden bütün canlılar ve insanlardan birçoğu Allah’a secde etmektedir…” (Hac 22/18)

Madem ki tüm kâinat nizamını yaratan, yeryüzünden gökyüzüne kadar her şeyin hâkimi olan Allah’tır; tasarruf ve yetkilerinde hiç kimse kendisine ortak değildir; o halde kulluk ve secde edilecek yegâne mabud O’dur. İşte tevhid budur ve Kur’an bu inancı tebliğ eder. Tevhid gerçeğine rağmen küfür ve şirk içinde yaşayanlar, tüm kâinat nizamına aykırı ve onunla çelişkili bir halde yaşıyor demektir. Oysa göklerdeki ihtişam ve kusursuz nizam, onları şirkin girdaplarından kurtaracak güçte açık bir delil değil midir:

[1] Mânası: “Allah birdir, O’nun hiçbir ortağı yoktur.”

Rahmân Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Rahmân Suresi 6. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.