“Rahmetim Gadabımı Aştı” Hadisi
Allah varlıkları yarattığı zaman, kendi katında arşın üstünde bulunan kitabına ne yazmıştır? Kitabın üzerinde yazan müjde nedir? Hadisi şerifi nasıl anlamalıyız? Hadisten çıkarmamız gereken dersler nelerdir?
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah varlıkları yarattığı zaman, kendi katında arşın üstünde bulunan kitabına, “Rahmetim gerçekten gadabıma gâlibtir” diye yazmıştır.”
Bir rivâyette (Buhârî, Bed’ü’l-halk 1) “Rahmetim gadabıma üstün geldi”; bir başka rivayette de (Buhârî, Tevhid 22, 28, 55; Müslim, Tevbe 15) “Rahmetim gadabımı aştı“ ifadeleri yer almıştır. (Buhârî, Tevhîd 15, 22, 28, 55, Bed’ü’l-halk 1; Müslim, Tevbe l4-l6. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 35)
- Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
İnancımıza göre Allah Teâlâ için herhangi bir zaman ve mekân belirlemek mümkün değildir. Hadisimizdeki “varlıkları yarattığı zaman” ve “kendi katında arşın üstünde bulunan kitabına” ifadeleri, Allah Teâlâ’nın hükümlerinin ezelî olduğunu, hadiste yer alan hükmünün de yaratıklarından gizli ve onların anlayış seviyelerinin üstünde bulunduğunu ifade eder. Yoksa bir zaman ve mekân tayin etmek anlamına asla gelmez.
Rahmet, sevâbın kula ulaştırılmasını anlatır. Gadab, kulun haketmesi sonucu, Allah Teâlâ tarafından cezalandırılması demektir.
Allah’ın rızâsı da gadabı da irâde sıfatıyla ilgilidir. İtaatkâr kuluna sevap vermek dilerse, buna rızâ, âsi kuluna azâb vermek dilerse, buna da gadab denilir. Rahmetin öncelik ve üstünlüğünden maksat, onun çokluğu ve yaygınlığıdır. Bu demektir ki, Allah Teâlâ’nın kulları hakkında hayır, nimet ve sevap verme irâdesi; şer, intikam ve azâbetme irâdesinden daha çok ve yaygındır. Bu mânayı bazı ilim adamları “Rahmet, Allah Teâlâ’nın zâtının gereğidir, gadab ise, kulun kusuruna bağlıdır” diye açıklamışlardır. Nitekim Allah Teâlâ, rahmet etmeyi kendi zâtına farz kılmış [bk. En‘âm sûresi (6), 12], bir âyette de “Rabbiniz rahmet etmeyi ilke edindi” [En’âm sûresi (6), 54] buyurulmuştur.
Nasıl açıklanırsa açıklansın, hadisimizin ortaya koyduğu gerçek, “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır” [A’râf sûresi (7), 156] âyetinde ifade buyurulduğu gibi, yüce Rabbimizin rahmetinin, gadabını aşmış olduğudur. Bu da bizim gibi günahkâr kullar için son derece büyük bir ümit kaynağıdır. O’nun engin rahmetini ummak için bundan daha büyük bir müjde mi olur?
- Hadisten Çıkarmamız Gereken Dersler Nelerdir?
- Allah’ın rahmeti gadabını aşkındır.
- “Her şeyi kuşatmış olan” rahmet-i ilâhîden yararlanabilmek için ondan asla ümit kesmemek gerekir. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Allah’ın rahmetinden asla ümit kesmeyiniz” [Zümer sûresi (39), 53] buyurmaktadır.
- Kul, Allah’ı nasıl düşünürse, Allah ona öyle tecelli eder. Allah’ın bize rahmetiyle tecelli edeceğini düşünmek, ayrıca bir kurtuluş umududur.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları
YORUMLAR