Rakik Ne Demek?
Rakik: Çok ince, yufka, nâzik, nârin. Yumuşak kalpli, yufka yürekli, hisli anlamlarına gelmektedir.
RAKİK KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
İslâmʼı tebliğ etmek için Tâif’e gittiği zaman, câhil, putperest ve egoist Tâif halkı kendisini taşlamışlardı. Dağlar Meleği, Hazret-i Cebrâil ile gelerek Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e: “–Şu iki dağı birbirine çarparak bu kavmi helâk edeyim mi?” deyince Hazret-i Peygamber'in (s.a.v) hassas, rakik, şefkat ve merhametle dolu gönlü buna râzı olmadı: “–Hayır, ben Cenâb-ı Hak’tan, onların (bu belde halkının) soylarından, sadece Allâh’a ibadet edecek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacak bir nesil getirmesini dilerim.” buyurdu. (Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 7; Müslim, Cihâd, 111)
*****
Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-’ın hassas ve rakîk kalbi, büyük vedâyı sezmiş ve ayrılıklardan şikâyet eden bir ney gibi feryâda başlamıştı. Ancak Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hastalığı ciddî bir hâl alınca, diğer ashâb da yaklaşan büyük firkat ve vuslatı sezerek gözyaşı dökmeye başladılar.
*****
Eğer kendini maddeye râm olmaktan kurtarıp rûhânî bir hayat yaşamak istiyorsan, O Âlemlerin Efendisi’nin yetiştirmiş olduğu Bilâl, Yâsir ve Sevbânları bul! Onlarla berâber ol ve sâdıklaş ki hassâs, ince, rakîk ve zarîf bir gönle sâhip olasın. Unutma ki câhiliye insanları, Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in delâletiyle hidâyete kavuşup O’nun etrâfında pervâne oldukları için sâdıklaştılar. Ashâb-ı Kehf’in Kıtmîr’i bile, sâdıkların muhabbet harcından nasîb aldığından ne büyük lutfa nâil olmuştu. Bunun zıddı olarak Hazret-i Lût’un karısı ve Hazret-i Nûh’un oğlu Kenan, fâsık ve zâlimlerle ihtilât etme netîcesinde ilâhî kahra uğramışlardır. Onlar ve onlar gibi olanlar, nefsin girdaplarında boğularak zâlimler topluluğuyla birlikte helâke dûçâr olmuşlardır.