Ramazan’da Hz. İbrahim Geleneği Yaşatılıyor

Şanlıurfa’da Ramazan’da iftar sofralarına ulaşmakta güçlük çeken engelli, yaşlı ve ihtiyaç sahiplerine iftar hizmeti sunuluyor.

Şanlıurfa’da her yıl Ramazan’da iftar sofralarına ulaşmakta güçlük çeken engelli, yaşlı ve ihtiyaç sahipleri için evlere iftarlık ulaştırılıyor.

Haliliye Belediyesi bünyesinde hizmet veren Evlere İftar Hizmeti birimi, Ramazan süresince kentteki 500 aileye iftar öncesi dört çeşit sıcak yemek ulaştırıyor. Her gün ziyaret ettikleri vatandaşlarla sohbet edip ihtiyaçlarını belirleyen ekipler, vatandaşlardan gelen talepleri de ilgili birimlere iletiyor.

ŞANLIURFA’DA RAMAZAN

Haliliye Belediye Başkanı Fevzi Demirkol, Türkiye’nin önemli kentlerinden Şanlıurfa’da Ramazan’ın coşkulu, bir o kadar da farklı yaşandığını belirtti. Demirkol, Şanlıurfa halkının ensar olduğunu ifade ederek, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan yüz binlerce Suriyeliye de yılardır ev sahipliği yaptıklarını hatırlattı.

Belediye olarak her alanda ihtiyaç sahiplerinin yanında yer aldıklarını anlatan Demirkol, Ramazan’da da iftar sofrasına ulaşmakta zorlanan vatandaşların evlerine kadar giderek sıcak yemek hizmeti sunduklarını kaydetti.

HALİLİYE’DE İFTAR HİZMETİ

Demirkol, kentte yaklaşık 500 kişiye iftar hizmeti verdiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Haliliye Belediyesi olarak sahip olduğumuz değerleri, bir ölçüde gençlerimize aktarmak, yaşanması mümkün olan geleneklerimizi geleceğe aktarmak, olmayanları da kayıt altına almak amacıyla bize miras bırakılmış bu sofrayı devam ettiriyoruz. Bu soframız hamdolsun Ramazan’da 30 gün boyunca halkımızın emrinde. Yaklaşık 4 yıl önce başladığımız Ramazan programlarımız, bu yıl da artarak devam etmekte. Her gün hasta yakınlarımızı da düşünerek 2’si hastane bahçelerinde olmak üzere 5 ayrı noktada iftar sofraları açıyoruz. Muhtaç olsun, olmasın iftar ve sahur sofralarımıza tüm halkımız davetlidir. Haliliye Belediyesi olarak sağlığı, yaşlılığı veya hastalık nedeniyle kurduğumuz sofralarımıza gelemeyen yaklaşık 500 kişiye dört çeşit sıcak yemek ikramımız evlerinde oluyor. Belediye çalışanlarımız, iftar vaktine az bir zaman kala tüm ailelerimizi ziyaret ederek evlerine sıcak yemeklerini bırakıyor. Bizler, Hz. İbrahim’den gelen bu geleneği yaşıyoruz ve yaşatmayı hedefliyoruz.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.