Reaksiyon Nedir?

Reaksiyon: Tepki, aksülamel anlamlarına gelmektedir.

REAKSİYON KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Güneşten gelen ultraviyole ışınlar, bitkilerin büyüme hızını azaltır, insanlarda cilt kanserine sebep olur, göze zarar verir ve bâzı bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskini artırır. İşte Stratosfer tabakası, Güneş’ten gelen ultraviyole ışınları yakalayıp geri yansıtır ve hârika bir kimyevî denge reaksiyonuyla oksijeni ozona dönüştürür.

*****

Vücûdumuzdaki faâliyetlerin neredeyse tamamı irâdemiz dışında idâre edilmektedir. Meselâ kalp atışlarımız, nefes alıp vermemiz, diğer bütün organ ve hücre içi faâliyetleriyle bunlar arasındaki haberleşme ve yardımlaşma da böyledir. İnsan vücudunda ilâhî bir program dâhilinde müthiş bir âhenkle işleyen organların veya sadece bir tek doku hücresi içindeki yüzlerce çeşit biyo-kimyevî reaksiyonun idâre ve kontrolü bir günlüğüne bizim elimize bırakılsaydı, belki birkaç dakika bile dayanamaz, kim bilir ona kaç ârıza yaptırırdık?

*****

Çeşitli beşerî müdâhalelerle tahrife uğratılmış Yahudîlik ve akâidi insanlar tarafından konsillerde2 tanzim edilen Hristiyanlığın tenâkuzlarla dolu muhtevâsı, Batıʼda bunlara bir reaksiyon olarak “aklı ön plâna çıkarıp dîni geri plâna atma” anlayışını doğurmuştur. 

*****

Meselâ pozitivistler, değişik maddelerdeki buharlaşma, özgül ağırlık veya dış tesirlere gösterdikleri reaksiyon farklarını, yalnız tespitle iktifâ ederler, fakat bunların sebeplerini araştırmazlar. Çünkü yaratılış hikmeti, onların alâkaları dışındadır. Bunun üzerinde tefekkür etmezler. İslâm ise bu husûsiyetleri, bütün varlıklarınyaratılış gâyesine uygun bir “ilâhî tâyin ve tanzim” hikmetiyle îzah eder.

İslam ve İhsan

VÜCUT SAATİ NEDİR?

Vücut Saati Nedir?

VÜCUTTA KURU YER KALIRSA GUSÜL ABDESTİ GEÇERLİ OLUR MU?

Vücutta Kuru Yer Kalırsa Gusül Abdesti Geçerli Olur mu?

VÜCUTTA KİMLİK KONTROLÜ NASIL YAPILIYOR?

Vücutta Kimlik Kontrolü Nasıl Yapılıyor?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.