Rızkını Arkasından Çektiği Bavulla Arıyor

Samsun'da yaşayan dört çocuk babası Hüseyin Özkan, sağlık sorunlarına rağmen engelli oğlu ile torununa bakabilmek için kuru yemiş dolu bavuluyla her gün kilometrelerce yol kat ediyor.

Samsun'da yaşayan dört çocuk babası Hüseyin Özkan, trafik kazası sonucu engelli kalan oğlu ile torununa bakabilmek için sağlık sorunlarına rağmen her gün kilometrelerce yürüyerek bavulundaki kuru yemişleri satıp ekmek parasını çıkartmaya çalışıyor.

İlerlemiş yaşına ve sağlık sorunlarına rağmen her sabah erken saatlerde kalkan 61 yaşındaki Özkan, önce 56'lar Mahallesi'nde anlaştığı kuru yemişçiye giderek bavulunu fındık, fıstık, çekirdek, kuru üzüm, badem, incir, hurma, kayısı gibi ürünlerle dolduruyor.

Daha sonra yola düşen Özkan, resmi kurumlar, okullar, dükkanlar ve bürolara giderek satış yapmaya çalışıyor.

Bugüne kadar yaşadığı üç trafik kazası sonrası yedi ameliyat geçiren, sol kolu ve bacağına platin takılan, retina yırtığı nedeniyle sol gözü görmeyen, sağ gözünde yüzde 30 görme kaybı oluşan Özkan, astım bronşit ve kireçlenme gibi rahatsızlıklara rağmen çalışma azmiyle gençlere örnek oluyor.

HER GÜN 100 KİLOMETREDEN FAZLA YÜRÜYOR

Özkan, yaşadığı zorluklara rağmen çalışabiliyor olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Günün büyük bölümünde bavulundaki kuru yemişleri satmak için yürüdüğünü anlatan Özkan, yaklaşık 30 kilogram ağırlığındaki bavulunu yoruldukça taşımakta zorlandığını belirtti.

Satış yapabilmek için bozuk, engebeli ve yokuş yollar aştığını, merdivenler tırmanmak zorunda kaldığını dile getiren Özkan, her gün 10 kilometreden fazla yürüdüğünü kaydetti. Özkan, kendisiyle yaşayan 34 yaşındaki oğlu Abdulkadir'in 2012 yılında geçirdikleri trafik kazası sonrası engelli kaldığını belirterek, oğluna ve torununa baktığını söyledi.

Evinin kira olduğunu belirten Özkan, "Emekli maaşım yetmediği için çalışmak zorundayım. Benim ve oğlumun ilaçlarını karşılamam gerekiyor. Torunumu da okutuyorum." dedi.

Yürürken en çok dizlerindeki kireçlenme nedeniyle zorluk yaşadığını vurgulayan Özkan, şunları kaydetti:

"Bavulun ağırlığı yürüdükçe artıyor. Çok bozuk yollar var, geçerken çok zorlanıyorum. Kaldırımlarda engeller oluyor, arabalardan geçilmiyor. Yokuş yerlere gidiyorum, asansör olmayan binaların ikinci, üçüncü katına çıkıyorum. Ekmek paramı kazanıyorum çok şükür. Bu işten ayda 800 ila bin lira arasında gelir elde ediyorum."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.