Rûhun Mânevî Gıdaları Nelerdir?

HAYATIMIZ

Yaz bulutu hâlinde gelip geçen dünyâ hayatını, âhiret endişesi olmadan yaşamak, gündüzü akşamsız telâkkî etmek gibi abes bir şeydir.

İslâm dîni, insanı ciddiyete dâvet etmekte ve yarın Allâh’ın huzûruna çıkıp yaşadığı hayâtın hesâbını vereceğini defaatle hatırlatmaktadır. Bu sebeple mü’min, boş ameller, dedikodular ve lüzumsuz sorularla, dînî ve ahlâkî şeref ve haysiyetini küçültecek davranışlarda bulunmamalıdır. Câhillerden uzak durarak lüzumsuz mâcerâların peşinde koşmamalı; abeslere, bâtıllara, azgınlıklara ve gâyesizliklere dalmamalıdır. Sapık felsefelerin çıkmaz sokaklarında dolaşmamalıdır.

Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh- buyurur:

“Teni aşırı besleyip geliştirmeye bakma! Çünkü o, sonunda toprağa verilecek bir kurbandır. Sen gönlünü feyz pınarlarından doldurmağa bak. Yücelere gidecek ve şereflenecek olan odur.

Cesedine yağlı-ballı şeyleri az ver. Çünkü tenini fazla besleyen, nefsânî arzulara düşüyor ve sonunda rezîl olup gidiyor.

Rûha mânevî gıdâlar ver. Olgun düşünüş, ince anlayış ve rûhî gıdâlar sun da, gideceği yere güçlü-kuvvetli gitsin!”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları