Ruhunuzu Fırçalıyor Musunuz?

En az dişlerimiz kadar önemlidir ruhumuz, temiz ve sağlıklı tutmak için dişlerimize gösterdiğimiz hassasiyeti ruhumuz için de göstermeli, çocuklarımıza dişleri üzerine verdiğimiz eğitimi ruhları üzerine de vermeliyiz. Ama tabi etkili olması için önce kendimizden başlamalıyız.

Çocukluktan beri büyükler diş fırçalamanın öneminden bahseder ve çocukları mutlaka diş fırçalamaları gerektiğine ikna etmeye çalışırlar hatta gerekirse zorlarlar. Çünkü küçükken dişlerini fırçalamayan çocukların, büyüdüklerinde dişleri çürür ve bir daha yenisi çıkmaz. Onun yerine de ne koyarlarsa koysunlar hiçbir zaman aslı gibi olmaz. Bu noktada hele ki diş ağrısı çekenler çok dertlidirler zamanında fırçalamadıkları dişlerinden yana…

Diş fırçalamanın ötesinde büyükler çocuklara, vücutlarını hastalıklardan korumalarını da öğretirler. Taşa bastırmaz, terli terli su içtirmez, ayaklarını sıcak, başlarını serin tutmaları konusunda tavsiyelerde bulunurlar. Çünkü önemlidir vücut sağlığı ve hastalanmamak… Hastalanıp da türlü acılar çekmemek… vücut sağlığı korunmadığı müddetçe de eninde sonunda hastalanmak mukadderdir.

Vücut sağlığının yanında temizliği de önemine binaen ısrarla üzerinde durularak öğretilen konulardan bir tanesidir bize çocukluğumuzda. Hatırlarsınız çocukken en ufak bir çamur gelse üzerinize anneniz telaşla üzerinizdekileri değiştirir, hemencecik temizleri giydirirdi. Sonra düzenli banyo yapmanın, tırnak kesmenin, çamaşırları özellikle yaz aylarında sık sık değiştirmenin önemi hem evde hem okulda büyüklerin zihnimize kazımak istermişçesine bize kazandırmak istedikleri önemli alışkanlıklardandı.

RUH VE BEDEN BİRBİRİNDEN ETKİLENİR

Haliyle kimse inkâr edemez dişleri fırçalamanın, vücut sağlığına dikkat etmenin ve elbiseleri temiz tutmanın önemini. Büyüklerimiz bu üç konuda da çok haklıdırlar, ısrarları ve bize öğretmek için gösterdikleri gayretler sebebiyle. Sağ olsunlar, Varolsunlar. Ancak bir noktanın ihmal edildiği kanaati uyanır bende her ne zaman bu konuları öğretmeye gösterilen ehemmiyeti ve titizliği görsem. Bence ruh sağlığı ve ruh temizliği de önemlidir en az beden sağlığı ve beden temizliği kadar; belki çok çok daha önemlidir. Çünkü ruh ve beden birbirinden bağımsız ve ayrı değildirler ki birine gösterdiğimiz ilgiyi diğerinden esirgemeye hakkımız olsun. Bilakis onlar birbirlerine kenetli ve birbirlerini birebir etkileyen bir bütünün iki parçasıdır.

Mesela grip olan bir insanın yaşadığı problem fizyolojik, organik, biyolojik bir problemdir ama psikolojik olarak da etkilenip, neşesi kaybolur, hayattan aldığı tat azalır. Buna mukabil depresyona girdiğinde de insan bağırsak sistemi yavaş işlemeye başlar. Kalpteki hareketlilik yavaşlar, kalp krizi ve bağırsak hastalığı geçirme riski artar. Yani ruh bedeni, beden ruhu bir bütün olarak etkiler.

RUHUMUZU SAĞLIKLI TUTMAK İÇİN EĞİTMELİYİZ

Dolayısıyla nasıl ki biz; vücut sağlığımıza önem veriyoruz ve çocuklarımıza önem vermeleri gerektiğini öğretiyoruz, ruh sağlığımıza da önem vermeli ve çocuklarımıza önem vermeleri gerektiğini öğretmeliyiz. Nasıl ki vücudumuzun temizliğine dikkat ediyor, elbiselerimiz yada vücudumuz üzerindeki en ufak bir lekeye/kire tahammül edemiyor, temizliyoruz; ruhumuzun da temizliğine dikkat edip ruhumuzun üzerindeki en ufak bir lekeye/ kire de tahammül edemeyip temizlemeliyiz.

En az dişlerimiz kadar önemlidir ruhumuz, temiz ve sağlıklı tutmak için dişlerimize gösterdiğimiz hassasiyeti ruhumuz için de göstermeli, çocuklarımıza dişleri üzerine verdiğimiz eğitimi ruhları üzerine de vermeliyiz. Ama tabi etkili olması için önce kendimizden başlamalıyız.

Haydi, fırçalayalım ruhlarımızı…

Kaynak: Mehmet Dinç, Altınoluk Dergisi, 372. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Ruhumuz nasıl temizleneceğini anlatmamışsınız yazida

    • Tekrar okuyunuz.:)

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.