Rûm Suresi 10. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Rûm Suresi 10. ayeti ne anlatıyor? Rûm Suresi 10. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Rûm Suresi 10. Ayetinin Arapçası:
ثُمَّ كَانَ عَاقِبَةَ الَّذ۪ينَ اَسَٓاؤُا السُّٓوآٰى اَنْ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَكَانُوا بِهَا يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟
Rûm Suresi 10. Ayetinin Meali (Anlamı):
Sonunda kötülüklere batmış o toplulukların âkıbeti çok fenâ oldu. Çünkü Allah’ın âyetlerini yalanlıyor ve onlarla alay edip duruyorlardı.
Rûm Suresi 10. Ayetinin Tefsiri:
Bu âyetlerde, Allah’ın kudretinin ve buna bağlı olarak âhiretin varlığının delilleri serdedilir. Bunlar, selim bir akılla düşünüldüğünde hemen anlaşılabilecek delillerdir:
Birincisi; Allah gökleri, yeri ve aralarında bulunan her şeyi “hak ile” yaratmıştır. Yani iş olsun veya abesle iştigal olsun diye değil, gerçek bir sebep ve derin bir hikmet ile, sağlam ve şaşmaz bir düzen içinde, hak ve adâlet temelleri üzerine yaratmıştır. Dünyada ciddi bir imtihanın ve âhirette de sıkı bir hesabın olmadığını düşündüğümüzde, bu muazzam kâinat çarkının boş yere döndüğünü söylemiş oluruz ki, bunun akla ve mantığa uygun olmadığı kesindir. Allah, iyilik yapanlara mükâfatlarını adâletle vermek, kötülük yapanları da müstahak oldukları şekilde cezalandırmak için bu kâinat sistemini kurmuş, kıyâmetle ona yeni bir düzen verecek ve öyle devam ettirecektir. (bk. Yûnus 10/4)
İkincisi; göklerin, yerin ve aralarında bulunan tüm varlıkların sona erecekleri belirli bir süre vardır. İnsanların, hayvanların ve bitkilerin hayatında bu gerçeği daha net görürüz. Kâinatın da bir eceli vardır ki, bu kıyâmet günüdür. O gün yeni bir sayfa açılacak, iyilik yapanlar ebedi bir mükâfata nâil olurken, kötülük yapanlar da ceza göreceklerdir.
Üçüncü delil tarihten verilir. Onlardan önce Nûh, Âd ve Semûd kavimleri gibi nice toplumlar bu dünya üzerinde hayat sürdüler. Çok üstün bir güç ve kuvvete sahiptiler. Dünya nimetlerinden tıka basa faydalandılar. Toprağı kazıp ziraat yaptılar; yeri yarıp su kanalları açtılar, madenler çıkardılar, bağlar bahçeler yetiştirdiler. Dünyayı bunlardan daha fazla imar ettiler. Benzeri olmayan muhteşem köşkler, saraylar yaptılar. Fakat Allah Teâlâ onları başıboş bırakmadı; peygamberleri vasıtasıyla mesajını onlara ulaştırdı. Peygamberlerine lütfettiği açık deliller ve mûcizelerle onları hidâyete çağırdı. Ancak onlar, âhiretin varlığını kabul etmedikleri için azgınlaştılar, günahlara düştüler. Neticede helak olup gittiler. Ne kuvvetleri, ne kazandıkları ne de dünyayı imarları, onları yok olmaktan kurtarabildi. Şimdi onlar küfür ve azgınlıklarının hesabını vermek ve neticesini görmek üzere son derece ıstıraplı kabir koridorunda mahşer sabahını beklemektedirler. Ancak netice bellidir: Allah’ın âyetlerini yalanlamaları ve onlarla alay etmeleri sebebiyle âkıbetleri çok kötü olacak ve cehennemi boylayacaklardır. Çünkü diken ekenin gül biçemeyeceği, afyon ekenin güzel meyveler toplayamayacağı gibi, ömür tarlalarına günah tohumu ekenler de herhalde hayırlı bir mahsul elde edemeyeceklerdir. Bu, Allah ve Rasûlü’nün çağrısına uymayan, bilakis onlara muhalif cephede yer alan kıyâmete kadar gelecek tüm fert ve toplumlara yönelik çok ciddi ilâhî bir uyarıdır.
O halde ey insanlar Allah’ı iyi tanıyın. Allah ve Rasûlü’nün buyruklarına uyarak, hiç kimseden fayda göremeyeceğiniz kıyâmet gününün kötülüğünden ve azâbından kendinizi koruyun:
Rûm Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Rûm Suresi 10. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...