Rusya Vatandaşı Hasegawa Tokyo Camii'nde İslam'la Tanıştı

Rusya vatandaşı Elena Hasegawa Japonya Tokyo Camii'nde düzenlenen ihtida töreninde Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldu.

İhtida töreni öncesinde Müslüman olma sürecini anlatan Hasegawa, şunları kaydetti:

"24 yıldır Tokyo’da yaşıyorum. Rusya’da yaşarken aslında İslam dinini biliyordum ancak bende korkutucu bir imajı vardı. Araştırmaya çekiniyordum. Tokyo’da çalıştığım şirkette beş yıl önce Endonezyalı Müslümanlarla tanıştım. Beraber aynı işyerinde çalışıyorduk ama onlar benim kafamdaki Müslüman imajından çok faklılardı. Çok nazik, kibar, insanları hoş karşılayan, güler yüzlü ve cana yakın insanlardı. Onların bu tutum ve davranışları benim İslam dinine olan bakışımı değiştirdi. İslam dinini araştırmaya, Hristiyanlıkla İslam dini arasındaki farkları gözlemlemeye başladım. Hristiyanlıkta kişinin söylediği ile yaptığı arasında birçok fark var. Kiliseye gitsem bile kendimi rahat hissedemiyordum. Kilise ikonlarla dolu ama kimse Allah’ın bilincinde değil. Hristiyanlıkta anlamını dahi bilmediğim birçok bayram var ama kimse bu bayramların bilincinde hareket etmiyor. Kiliseye sadece kötü bir şey olduğunda gidiyorsunuz.

- "Dinimi bulduğum için çok mutluyum"

İslam dinini araştırdıkça Allah’ı kalbimde hissetmeye başladım. Camiye her zaman gidebiliyorsunuz. Camiye gitmeniz için kötü bir şey olması gerekmiyor. Bilmediğim çok şey var ama endişelenmiyorum. Çok çalışıp yavaş yavaş öğreneceğim. Arkadaşlarım her zaman yanımda ve en büyük destekçilerim. Dinimi bulduğum için çok mutluyum. Göz yaşlarım mutluluğumdandır.

Akrabalarıma da anlattım ama ikna olmadılar. Her şeyi onlara doğru ve düzgün bir şekilde anlatmak istiyorum. En büyük üzüntüm annemin Hristiyan olarak ölmesiydi. Keşke o da İslam dini ile buluşmuş olsaydı."

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Tokyo Camii İmam Hatibi Muhammet Rıfat Çınar, Elena Hasegawa’ya İslam dininin iman, ibadet ve ahlak ilkelerinden bahsederek bilgiler verdi.

Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman olan Elena Hasegawa’ya İhtida Belgesi takdim edilerek Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından Rusça Kur’an-ı Kerim ve İslamiyet’le ilgili kitaplar hediye edildi.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.