Rüya Nedir?

Rüya ne demektir? Kısaca anlamı nedir?

Sözlükte "görmek" anlamına gelen rüya, terim olarak, düş, uykuda görülen şeyler demektir. Uykuda görülen şeyler, gerçeğe işaret olabileceği gibi, gerçek dışı şeyler veya uyanık iken zihnini meşgul eden şeyler, arzu edip de ulaşamadığı şeyler de olabilir. Bu itibarla rüyalar, rüyayı sâdıka ve rüyayı kâzibe olabilir. Sâdık rüyalar, Allah veya melekten; yalancı rüyalar ise, şeytan veya nefistendir.

Peygamberlere vahiy geliş yollarından biri de, rüyayı sâdıkadır. Peygamberimizin nübüvvetinin ilk yıllarında gördüğü rüyalar gerçek hayatta aynen vaki olmuştur. Rüyaların gerçek olacağına Kur'ân'da da işaret edilmektedir: "Yusuf babasına: `Babacığım! Onbir yıldız, güneş ve ayın bana secde ettiklerini gördüm' demişti. (Babası) Yavrucuğum! dedi; rüyanı sakın kardeşlerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! Çünkü şeytan apaçık bir düşmandır." (Yusuf, 12/4-5). Sâdık rüya, bazen imtihan için de olabilir: "Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca; Ey İbrahim! Rüya'yı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükafatlandırırız.." (Saffat, 37/103-105). Peygamberlerin gördüğü rüyalar doğru ve gerçek olduğu gibi, sâlih insanların gördüğü rüyalar da doğru ve gerçek olabilir. Hz. Peygamber de buna işaret etmiştir: "Her kim rüyasında beni görürse, muhakkak o, hak ve gerçek olarak beni görmüştür. Çünkü şeytan benim şekil ve hilkatime giremez." (Tecrid, No: 2105).

Mahiyeti kesin olarak bilinmemekle beraber insan rüya gerçeği ile sık sık karşılaşmaktadır. İslâm bilginleri iyi rüyaların Allah'tan, kötü olanların şeytandan geldiğini, bazılarının da bedenin fizyolojik ihtiyaçlarından dolayı ortaya çıktığını belirtmişlerdir. Ayrıca rüya sahibi sevdiği bir rüya görürse bunun Allah'tan olduğuna güvenmeli ve başkalarına da söylemelidir. Hoşlanmadığı bir rüya gördüğünde de onun şeytandan olduğunu düşünmeli, onun şerrinden Allah'a sığınmalı, başkalarına da açıklamamalıdır. Görülen rüyaların bilgili ve sâlih kişilere tabir ettirilmesi, onların da rüyayı hayra yormaları tavsiye edilmiştir. Bununla birlikte rüyalar bir delil değildir; bunlarla amel edilmez.

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

KAÇ ÇEŞİT RÜYA VARDIR?

Kaç Çeşit Rüya Vardır?

RÜYA İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Rüya ile İlgili Ayet ve Hadisler

RÜYA İLE AMEL ETMEK

Rüya ile Amel Etmek

RÜYA NEDİR? RÜYALAR KAÇ ÇEŞİTTİR?

Rüya Nedir? Rüyalar Kaç Çeşittir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.