Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?

Sabah namazına nasıl kalkılır? Sabah namazına kaldıran dua nedir? Sabah namazı nasıl kılınır? Sabah namazı kaç rekât? Sabah namazından sonra okunacak dua... Sahah namazının fazileti... Sabah namazının sünnetleri... Sabah namazıyla ilgili bilmeniz gerekenleri bir araya getirdik. İşte Sabah namazıyla ilgili bütün her şey!..

SABAH NAMAZININ VAKTİ

Sabah namazının vakti, ikinci fecrin doğuşundan güneşin doğuşuna kadar olan namazdır. İkinci fecir, sabaha karşı doğu tarafın ufkundan yayılmaya başlayan bir aydınlıktan ibarettir. Bununla sabah vakti gerçek olarak girmiş olur. Bunun için buna "Fecr-i Sâdık" denir. Bunun karşılığı, birinci fecirdir ki, gökte iki tarafı karanlık dörtgen bir çizgi şeklinde beliren bir beyazlıktır. Bu az sonra kaybolur. Arkasından bir karanlık gelir. Bundan sonra ikinci fecir meydana gelir. Bu birinci fecre, sabahın gerçekten girdiğini göstermediğinden ve yalancı bir aydınlık olduğundan, Fecr-i Kâzib (yalancı fecir) adı verilmiştir. Bu fecir gece hükmündedir. Onun için bu vakitle ne yatsı vakti çıkmış, ne de sabah vakti girmiş olur. Öyle ki, bu vakit içinde yiyip içmek de, oruç tutan kimseye haram olmaz. [48]

Sabah namazını ortalık açılıp ağardığı zaman kılmak müstahabdır ve daha faziletlidir. Buna "İsfar" denir. Şöyle ki: İkinci fecrin aydınlığı tam meydana çıkıp da gecenin karanlığının açılacağı zamandır ki, atılan bir okun nereye düştüğünü atıcının görebileceği bir vakte kadar sabah namazı geciktirilmelidir. Aynı zamanda, kılınan bir sabah namazının fesadı halinde, o namazı güneş doğmadan önce sünneti ile kılabilecek bir zaman da kalmalıdır. Yalnız kurban bayramının ilk gününde Müzdelife'de bulunacak hacılar, için, o günün sabah namazını hemen fecrin arkasından daha ortalık karanlık iken kılmak daha faziletlidir. Buna "Tağlis" denilmektedir. Üç imama göre, her zaman tağlis daha faziletlidir. [49]

Kaynak: [Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Namaz Vakitleri Bahsi 48-49]

SABAH NAMAZININ VAKTİ NE ZAMAN BAŞLAR VE BİTER?

FECİR [الفجر] Güneşin doğmasından önce beliren tan yeri ağarması.

Arapça’da “yarmak, bir şeyi iki parçaya ayırmak, açığa çıkarmak, suya yol vermek” gibi anlamlara gelen fecir (fecr) isim olarak güneşin doğmasından önceki tan yeri ağarmasını ifade eder. Türkçe’de “şafak sökmesi, gün ağarması sabahın alaca karanlığı” denilen bu olay, gece ile gündüzü birbirinden ayırdığı veya gündüz aydınlığını ortaya çıkardığı için fecir diye adlandırılmıştır. Fecir vakti fıkıhta, özellikle sabah namazının vaktinin girdiğini veya sahur vaktinin bitip oruç tutma (imsak) zamanının başladığını bildirmesi açısından önem taşıdığından dinî literatürde bu vaktin tanım ve belirlenmesinin ayrı bir dikkatle ele alındığı görülür.

Kur’an’da fecir kelimesi, oruç ve namazla ilgili bazı dinî hükümlerin bildirilmesi (el-Bakara 2/187; el-İsrâ 17/78; en-Nûr 24/58), yemin (el-Fecr 89/1) ve Kadir gecesinin fazileti (el-Kadr 97/5) gibi münasebetlerle beş âyette geçmektedir. Bu âyetlerin hepsinde fecir, örfen yaygın kullanımına da uygun olarak “tan yeri ağarması, şafak vakti” anlamını taşımakla birlikte fecir vaktinin başlama ve bitiş sınırıyla ilgili olarak âyetlerde bir açıklama yer almaz. Ancak bunlardan oruçla ilgili âyette, “Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı) siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın” (el-Bakara 2/187) cümlesiyle fecir vaktinin başlangıcına işaret edilmiştir.

namaz_kilanin_onunden_gecmek2

Fecir vaktinin namaz ve oruçla ilgili mükellefiyetleri belirleyecek tarzda tesbiti Hz. Peygamber’in söz ve uygulamalarına dayanır. Sonraki dönemlerde fakihler tarafından konuyla ilgili olarak ileri sürülen görüşler arasında da bazı ayrıntılar dışında önemli bir farklılık bulunmaz.

İslâm hukukçuları hadislerdeki ifadelerden hareketle fecri “fecr-i kâzib, fecr-i sâdık” veya “birinci fecir, ikinci fecir” şeklinde ikiye ayırarak açıklamışlardır. Fecr-i kâzib, sabaha karşı doğuda tan yerinde ufuktan göğe doğru dikey olarak yükselen, piramit şeklinde, samanyolu ışığına benzeyen akçıl ve donuk beyazlıktır. Fıkıh literatüründe buna “uzunlamasına beyazlık” (beyâz-ı müs-tatîl) denildiği gibi Araplar arasında “kurt kuyruğu” (zenebü’s-sirhân) veya “yalancı sabah” (es-subhu’l-kâzib) olarak da anılır. Fecr-i kâzib gecenin bir bölümü kabul edildiği için ayrıca dinî bir hükme konu teşkil etmez. Bu geçici beyazlıktan sonra yine kısa bir süre karanlık basar. Ardından da ufukta yatay olarak boydan boya uzanan, giderek genişleyip yayılan fecr-i sâdık aydınlığı başlar. Fıkıh literatüründe bu ikinci fecre “enlemesine beyazlık” (beyâz-ı müsta‘razî) denilmesi, fecr-i sâdık beyazlığının doğu ufkunda tan yeri boyunca yayılarak genişlemesi sebebiyledir.

Sabah namazının vaktinin girmesi, sahurun sona erip orucun başlaması gibi dinî hükümlerde esas alınan bu ikinci fecirdir. Nitekim Hz. Peygamber, “İki çeşit fecir vardır. Kurt kuyruğu gibi olan fecir herhangi bir şeyi ne helâl ne de haram kılar. Ufukta genişliğine yayılan fecre gelince işte sabah namazı o vakitte kılınır, sahur yemeği de o vakitte haram olur” (Dârekutnî, II, 165) derken iki fecir arasındaki bu farka dikkat çekmiştir. Bununla birlikte fecr-i sâdıkın, ufukta beyazlığın enlemesine yayıldığı vakit mi, yoksa bu beyazlıktan sonra ufukta kızıllığın yayılması vakti mi olduğu, gerek hadislerde (Tirmizî, “Śavm”, 15; Ebû Dâvûd, “Śavm”, 17) gerekse sahabe ve tabiîn söz ve uygulamasında yer alan farklı ölçü ve ifadeler sebebiyle İslâm hukukçuları arasında tartışılmıştır.

Bazı fakihlere göre fecr-i sâdık ufukta aydınlığın oluşmaya başladığı vakitte, bir kısmına göre ise beyazlıktan sonra kızıllığın ufukta iyice ortaya çıkmasıyla başlar. Fakihlerin çoğunluğu bu konuda orta bir yol takip etmiş, fecr-i sâdıkın ufukta beyazlığın iyice yayılmasıyla başlayacağı görüşünü benimsemiştir. Cumhur, ilgili âyette geçen siyah-beyaz ayırımını gecenin siyahlığı ve gündüzün beyazlığı (Buhârî, “Śavm”, 16), fecri de ufukta yayılan beyazlık olarak açıklayan hadisleri ve ümmetin bu yöndeki uygulamasını esas almış, bazı hadislerde geçen “kızıllığın ortaya çıkışı” ifadesinin (Tirmizî, “Śavm”, 15; Ebû Dâvûd, “Śavm”, 17) veya bazı sahâbe ve tâbiînin sahuru bu vakte kadar geciktirdiğine dair rivayetlerin beyazlığın ufukta iyice yayılması ölçüsünü tekit edici bir anlam taşıdığı yorumunu yapmıştır (Tahâvî, II, 52-54; Hattâbî, II, 760; Aynî, X, 297).

Öyle anlaşılıyor ki cumhurun bu konuda ihtiyatlı bir görüşü tercih etmiş olması, sabah namazı vaktinin sahur vaktinin sona ermesini takiben başlamakta oluşu sebebiyle sabah namazının kılınabilmesine de yeterli bir zaman kalmasını sağlama, böylece hem oruç hem de sabah namazı için makul bir bitiş-başlangıç vakti belirleyebilme gibi bir amaç taşımaktadır.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı İslam Ansiklopedisi

SABAH NAMAZI NASIL KILINIR? 

Sabah namazı iki rekât sünnet, iki rekât farz olmak üzere 4 rekâttır. Sabah namazının hem sünnetinin hem de farzının kılınışı şu şekildedir:

SABAH NAMAZININ SÜNNETİNİN KILINIŞI

Sabah namazının iki rekât sünnetini kılmak için:

“Niyet ettim bugünkü sabah namazının sünnetini kılmaya” diye niyet eder, elleri, baş parmak kulaklarının yumuşağına gelecek kadar yukarıya kaldırıp, “Allahuekber” diye tekbir alır.

Bundan sonra elleri bağlar, “Sübhâneke’llâhümme ve bi hamdike ve tebârekesmüke ve teâlâ ceddüke ve lâ ilâhe gayruk” duasını okur ve “Eûzü billahi mine’ş-şeytânirracîm (İlâhî rahmetten kovulmuş olan şeytandan Allah’a sığınırım) - Bismillâhirrahmanirrahim (Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla başlarım)” der ve Fâtiha sûresini okur, sonra “âmin (kabul buyur, ey Rabb’imiz)” der ve bir miktar daha Kur’an okur. Bu bir miktarla kastedilen, en az bir sûre veya üç kısa âyet yahut üç kısa âyet uzunluğunda bir âyettir.

Bundan sonra “Allahuekber” diye rükûa varır, bu durumda en az üç kere, “Sübhâne rabbiye’l-azîm (Yüce Rabb’imi her türlü eksik sıfatlardan tenzih ederim )” der.

Sonra “semi allahü limen hamideh (Allah, hamdeden kulunun övgüsünü işitmiştir)” diyerek ayağa kalkar, ayakta “Allâhümme Rabbenâ leke’l-hamd (Allahım! Hamd sana mahsustur)” der, bundan sonra “Allahuekber” diyerek secdeye varır, secdede üç kere “Sübhâne rabbiye’l-a’lâ (Ey en yüce olan Rabb’im! Seni her türlü eksik sıfatlardan tenzih ederim)” der, sonra “Allahuekber” diyerek kalkar, bir tesbih miktarı oturup, yine “Allahuekber” diyerek ikinci secdeye varır, bunda da üç kere “Sübhâne rabbiye’l-a’lâ” der. Bununla bir rekât tamamlanmış olur.

Bu ikinci secdeden sonra “Allahuekber” denilerek ikinci rekâta kalkılır. Ayakta yalnız Besmele ile Fâtiha ve bir miktar daha Kur’an okunur, birinci rekâtta olduğu gibi rükû ve secdelere varılır, ikinci secdeden sonra oturulur ki bu iki rekâtlı bir namazda son oturuştur. Bunda Tehıyyât, salli-bârik ve “Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten...” duaları sonuna kadar okunur, sonra “es-selâmü aleyküm ve rahmetullah (Allah’ın selâmı ve rahmeti size olsun)” diyerek sağ tarafa, sonra da yine “es-selâmü aleyküm ve rahmetullah” diyerek sol tarafa yüz çevirip selâm verilir. Bununla sağ ve sol tarafta bulunan mü’minlere, meleklere ve mü’min cinlere selâm verilmiş olur. Böylece iki rekâtlı bir namaz bitmiş bulunur.

Bütün bu tekbirler, tesbih ve kıraatler gizli, yani namaz kılanın kendisinin işitebileceği bir sesle gizlice yapılır. Namazda erkekler ile kadınların ellerini kaldırma, bağlama şekli, rükû ile secdelerde ve oturuşlarda alacakları durumlar “Namazın sünnetleri ve âdâbı” konularına girdiği için burada açıklama yapmıyoruz. Dilerseniz İslam İlmihali kitabımızdan okuyabilirsiniz.

namaz

SABAH NAMAZININ İKİ REKAT FARZININ KILINIŞI

Sabah namazının iki rekât farzı ise şöyle kılınır:

Önce, erkeklere mahsus olmak üzere kâmet getirilir, sonra “bugünkü sabah namazının farzını kılmaya” diye niyet edilir ve eller kulakların hizasına kadar kaldırılarak “Allahu ekber” diye namaza başlanır ve sabah namazının sünnetinde belirtildiği üzere kılınıp tamamlanır. Ancak sabah namazının farzında Fâtiha’dan sonra biraz fazla Kur’an okunması sünnettir. Bu sünnetin en az miktarı kırk âyet kadardır. Bununla birlikte üç kısa âyet miktarı okunması da caizdir. Vaktin çıkmasından korkulduğu takdirde az âyet okunur. Hatta yalnız Fâtiha ile veya bir birkaç âyetle de yetinilebilir.

Ebû Hanife’ye göre, farz olan kıraatin alt sınırı, en az altı harfli bir âyettir. “Sümme nazara (sonra baktı)” ve “lem yelid (doğurmadı)” âyetlerinde olduğu gibi.

Tek başına namaz kılan kimse, bu farzı kılarken tekbirleri, Fâtiha’yı, ilâve edeceği sûre veya âyetleri ve “semi allahü limen hamideh” cümlesini açık (sesli) okuyabilir. [448. bk, Kâsânî, age, I, 0; İbnu’l-Humâm, age, I, 93, 05, 3 vd; İbn Âbidîn, age, I, 45; Zeylâî, Tebyînü’lHakâik, I, 04 vd.; Bilmen, age, s. 53 vd.]

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, İslam İlmihali, Erkam Yayınları

SABAH NAMAZINA NASIL KALKILIR?

Sabah namazı kılmayanların ya da zamanında uyanamayanların her zaman birtakım bahaneleri vardır. Bir kısmı iyi niyetlidir ama insan içinde bulunduğu şartları namaza engel zannetmiş, bir çözüm bulamamıştır. İşte bu bölümde sabah namazını kılmama bahanelerini sıralayıp, onlara aşma yollarını sıralıyoruz. Bunları sıralarken şu notu da düşmeyi unutmayalım: Her başarılı işte olduğu gibi Sabah namazına kalkmak da bir irade işidir. Sağlam bir irade ile aşağıdaki bahanelerden kurtulabilirsiniz. İşte sık karşılaşılan Sabah namazına kalkamama bahaneleri:

SABAH NAMAZININ BAHANELERİ

  1. Çok yorgunum, uykum var.

  2. Çocuk uykusuz bırakıyor, sonra da uyuyup kalıyorum.
  3. İhtilâm oldum, gusül yapmam gerekir.

    - Gusül için mutlaka sıcak suyla yıkanmanız gerekmez.

    - Gusül zamanı, köklü bir temizliğin yapılmasını gerektirmez.

    - Gusül için her şeyin en güzel ve en mükemmel olmasını beklemeyin.

    - Bazen kalabalık bir yerde kalıyor olabilirsiniz.

    - Guslettikten sonra bazı kimseler havluyla kurulanmaya ve giyinmeye uzun zaman harcarlar.

    - Gusülden sonra vakit çok darsa namaz kılmaya hemen başlayabilirsiniz.

  4. Güneş doğmak üzereydi.
  5. Yatağın içi sıcacık, dışarısı soğuk, üşeniyorum.
  6. Misafirlikte nasıl davranılacak.
  7. Saati kurmayı unuttum.
  8. Yatsı ve teheccüd sabah namazına engel mi?

SABAH NAMAZINA KALKMA FORMÜLLERİ

  1. Zamanında uyuyun. 
  2. Sabah namazına kalkmak için içten dua edin.
  3. Uyarıcı araçlardan yararlanın.

    - Çalar saat kurmak

    - Telefonu kullanmak

    - Uyandırması için birisine söylemek

    - Nöbetleşe beklemek

  4. Başka birinden destek alarak Sabah namazına kalkın.

    Sabah namazına kalkmak kadar kaldırmak da çok önemlidir ve beceri ister. Sabah namazına kaldıracağınız kişiye uygun hareket etmelisiniz. Öncelikle kimi kaldırıyorsanız ona tatlı, yumuşak, içten ve şefkatli bir dil kullanın.

SABAH NAMAZINA NASIL KALKILIR?

  1. Sabah namazına coşkuyla kalkın.
  2. Sabah namazını hızlı kılmayın.
  3. Namazı resmi ve üstünkörü kılmayın.
  4. Huşû ve tâdil-i erkân ile kılın.
  5. Cemaatle kılın.
  6. Büyük camilerde sabah namazı kılın.
  7. Tesbihat ve duayı hiç ihmal etmeyin.

Kaynak: Cemil Tokpınar, Sabah Namazına Nasıl Kalkılır? Nesil Yayınları

saferdua2

SABAH NAMAZINA KALKMAK İÇİN OKUNACAK DUA

Her kim gece yatarken:

sabah_kalkma_dua1

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. O’nu ne uyuklama tutar ne de uyku! Allah’ım, gözümü uyanık kıl, kalbimi nurlandır, benden çok uyumayı ve gaflet ağırlığını gider!” duâsını okuyup erkenden uyanmak niyetiyle yatar ise bi-iznillahi teâlâ dilediği saatte uyanır. Uyandığı zaman hemen kalkıp abdest alır, ibâdetine başlar.

Uykusu olmayan ve uyuyamamaktan dolayı muztarib olan kimse abdestli olarak yatağa yatarken:

sabah_kalkma_dua2

“Allah’ım, yıldızlar battı, bütün gözler sükûne erdi, Sen ise kendisini uyuklama ve uyku tutmayan Hayy ve Kayyûm’sun! Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah’ım, gecemi sükûna erdir ve gözlerimi uyut!” deyip Muavvizeteyn (Felâk ve Nâs) sûrelerini okuyup yatmalıdır. (Bkz. Heysemî, X, 178)

Buhâri’nin Berâ bin Âzib -radıyallahu anh-’dan rivayet ettiğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır: “Yatağa varmak istediğinde namaz için aldığın gibi bir abdest al, sonra sağ tarafın üzerine yat, sonra şöyle de:

sabah_kalkma_dua3

“Ey Rabbim, bütün varlığımı sana teslîm ettim, işimin tasarrufunu sana havale ettim, yönelişim sanadır, korkum da ancak sendendir, senin azâbından kaçıp sığınılacak ancak yine senin rahmetindir. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin Resulüne îmân ettim ey Rabbim!” demektir. Bunları söyler de uyur, o gecede ölür isen fıtrat üzere ölmüş olursun. Uyumadan evvel bunlar son sözlerin olsun.” (Buharî, Deavât, 7) Yine Buhârî’nin Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-’dan rivayet etdiğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Sizden herhangi biriniz yatağına vardığı vakit elbisesiyle yatağının üzerini silkelesin, yani temizlesin, çünkü o vakte kadar ne olduğunu bilmez; yani yatağında akrep ve sâir gibi eza verici şeyler bulunmuş olabilir. Sonra yatağına girince şöyle desin:

sabah_kalkma_dua4

“Senin isminle ey Rabbim yanımı yere koydum. Yine senin yardımınla kaldırırım. Eğer ruhumu alıkorsan (öldürürsen) ona rahmet eyle, eğer tekrar verirsen onu sâlihleri muhafaza ettiğin şeyle muhafaza eyle.” (Buharî, Deavât, 13) Yine Buhârî’nin Hüzeyfe -radıyallahu anh-’dan rivayet etdiğine göre, Hüzeyfe şöyle demiştir: “Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yatağına vardığında şöyle derlerdi:

sabah_kalkma_dua5

“Senin isminle ölür, Senin isminle dirilirim ey Allah’ım!” (Buhârî, Deavât, 8; Müslim, Zikir, 59) İbn-i Abbâs -radıyallahu ahn-’dan mervidir ki: Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: “Eğer bir kimse kendi haremine yaklaşırken besmeleden sonra:

sabah_kalkma_dua6

«Ya Rab beni şeytandan uzaklaştır, şeytanı da bize in’âm ve ihsan buyurduğun şeyden uzaklaştır» demiş olsa, sonra o zevceyn arasında evlâd takdîr olunursa o çocuğa ebediyyen şeytan zarar veremez.” (Buhârî, Deavât, 54)

Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- gece bir tarafından diğer tarafına dönünce:

sabah_kalkma_dua7

“Vâhid ve Kahhâr olan Allah’tan başka ilah yoktur. O, göklerin yerin ve ikisinin arasındaki herşeyin Rabbidir. O, Azîz ve Gaffâr’dır / üstün ve çok affedicidir.” derlerdi. (Hâkim, I, 724/1980)

sabah_namazina_kaldiran_dua

SABAH NAMAZINA KALKMAK İÇİN OKUNACAK DUA

Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-’dan rivayet olunduğuna göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Sizden herhangi biriniz uykuda iken şeytan ense kökünüze üç düğüm atar. Her bir düğümü bağladıkça: «Sen yat yat, daha gece uzundur» diyerek attığı düğümün üzerine eliyle vurur. Eğer bir kimse uykudan uyanır da Allah’ı zikreder, hatırlarsa bu düğümlerden biri çözülür, abdest alırsa biri daha çözülür, namaz kılarsa birisi daha çözülür ve zinde ve neş’eli olarak tertemiz bulunarak, sıklet ve tenbellik gibi şeylerden uzak olarak sabaha çıkmış olur. Böyle yapmayıp da güneş doğuncaya kadar gaflet üzere yatarsa vücûdu habîs ve tenbel olarak sabaha çıkmış olur.” (Buhârî, Teheccüd, 12; Müslim, Müsâfirîn, 207; Ebû Dâvud, Tatavvu’, 18)

Abdullah bin Mes’ud -radıyallahu anh-’dan gelen rivayette ise Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in huzurunda geceden uykuya dalarak tâ güneş doğuncaya kadar uyuyup sabah namazına kalkmayan kimse zikredilse:

O kimsenin kulağına şeytan işemişdir” buyururlardı. (Buhârî, Teheccüd, 13) Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

sabah_kalkma_dua8

“Muhakkak sabah namazı ile güneş doğması arasında bulunan rızık taksimi zamanını uykuda geçirmek rızkın bir kısmına mani olur” buyurmuşlardır. (İbn Hanbel, I, 73)

Kaynak: Mahmud Sami Ramazanoğlu, Dualar ve Zikirler, Erkam Yayınları, İstanbul, 2013

sabah_namazi

SABAH NAMAZINDAN SONRA OKUNACAK DUA AYETLERİ

Sabah Namazından Sonra Okunacak Duâ Âyetleri şunlardır:

“Kim sabahleyin üç def’a ِ

sabah_namazindan_sonra_okunacak_dua1

diyerek Sûregi Haşr’ın sonundan üç âyet okursa Allah Teâlâ onun için yetmiş bin melek vazifelendirir, akşama kadar ona duâ ederler, o gün ölürse şehîd olarak ölür, akg g şamleyin bunu yapan da aynı derecededir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’an, 22/2922)

“Sabaha çıkınca bin def’a;

sabah_namazindan_sonra_okunacak_dua2.2

diyen kimse nefsini Allah’dan satın almıştır.” (Heysemî, X, 151)

Kim sabah namazını kıldıktan sonra kalkarken yedi defa:

sabah_namazindan_sonra_okunacak_dua2

“Allah’a sarılmaktan başka kuvvet yokg g tur ne bir çare ne de bir hîle fâide vermez. Ne Allah’dan kurtulacak yer ne de O’ndan sığınacak yer vardır. Kurtuluş ve sığınış ang g cak O’na dayanıp ilticâ etmektedir” derse yetmiş türlü belâ ondan def’ olur. (Ali el-Müttakî, II, 144/3519)

miracgecesinamazi2

SABAH NAMAZININ ÖNEMİNİ ANLATAN HADİS-İ ŞERİFLER

Cündeb İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemşöyle buyurmuştur:

Sabah namazını cemaatle kılan kimse Allah’ın güvencesindedir. Sakın Allah, güvencesi altında olan bir şeyden dolayı sizi takibe almasın. Çünkü Allah güvence verdiği bir şeyden dolayı kimi takib ederse, onu yakalar sonra da onu yüzüstü cehennem ateşine atar. ” (Müslim, Mesâcid 261, 262)

***

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanlar ezan okumanın ve namazda birinci safta bulunmanın ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, sonra bunları yapabilmek için kur’a çekmek zorunda kalsalardı kur’a çekerlerdi. Şayet camide cemaate erken yetişmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi, birbirleriyle yarışa girerlerdi. Eğer yatsı namazı ile sabah namazındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek ve sürünerek de olsa bu iki namaza gelirlerdi. ” (Buhârî, Ezân 9, 32, Şehâdât 30; Müslim, Salât 129.)

***

Osman İbni Affân radıyallahu anh şöyle dedi:

– Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:

“Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece namaz kılmış gibidir”. (Müslim, Mesâcid 260)

***

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi. ” (Buhârî, Ezân 9, 32; Müslim, Salât 129. )

***

Ebû Hüreyre radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi. ” (Buhârî, Mevâkît 20, Ezân 34; Müslim, Mesâcid 252. )

***

Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem- öğle namazının farzından önceki dört rek`at ile sabah namazının farzından önceki iki rek`atı hiç terk etmezdi. (Buhârî, Teheccüd 34.)

 Yine Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazının iki rek`at sünnetine diğer nâfile namazlardan daha fazla önem verirdi. (Buhârî, Teheccüd 27; Müslim, Müsâfirîn 94.)

Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Sabah namazının iki rek`at sünneti, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır. ” (Müslim, Müsâfirîn 96)

***

Müslim’in bir rivayetine göre sabah namazının sünneti hakkında:

“O bana bütün dünyadan daha değerlidir” buyurdu. (Müslim, Müsâfirîn 97)

***

Resûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’in müezzini Ebû Abdullah Bilâl İbni Rebâh –radıyallahu anh-’den rivayet edildiğine göre, bir gün kendisi Resûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-’e sabah namazı vaktinin girdiğini haber vermeye gelmişti. Hz. Âişe, Bilâl’e bazı şeyler sorarak onu ortalık iyice ağarıncaya kadar meşgul etti. Bunun üzerine Bilâl Resûlullah’a namaz vaktinin girdiğini haber verdi. Hz. Peygamber namaza çıkmayınca, Bilâl namaz vaktinin girdiğini ona bir kere daha haber verdi. Resûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- mescide gelerek sabah namazını kıldırdı. O zaman Bilâl Resûlullah’a durumu anlattı. Kendisini Hz. Âişe’nin, sorduğu bir şey sebebiyle, ortalık ağarıncaya kadar meşgul ettiğini, Peygamber –aleyhisselâm- namaza gelmeyince, ikinci defa haber verdiğini söyledi.

O zaman Resûlullah:

“Ben sabah namazının iki rek`at sünnetini kılıyordum” buyurdu.

Bilâl:

– (İyi ama) Yâ Resûlallah! Namaza çok geç geldiniz, deyince Peygamber aleyhisselâm:

“Şayet daha geç kalsaydım, yine de bu iki rek`at sünneti bütün gereklerini yerine getirerek mükemmel şekilde kılardım” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Tatavvu 3)

SABAH NAMAZINA KALKMAYI KOLAYLAŞTIRACAK 6 TAVSİYE

sabahnamazi

SABAH NAMAZININ ÖNEMİNİ ANLATAN NOT!

not

BU FİLMİ İZLEYEN SABAH NAMAZINA KALKMAKTA ZORLANMAYACAK

sabah

VAKTİNİN ÇIKMASINA ÜÇ DAKİKA KALA KILINAN SABAH NAMAZI SAHİH OLUR MU?

Vaktinin Çıkmasına Üç Dakika Kala Kılınan Sabah Namazı Sahih Olur mu

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Paylaşımlarıniz için Rabbim ebeden razi olsunolsun.Mukemmel bir site olmus sizi takip etmekten yazilarinizi okumaktan cok haz duyuyorum.Emekleriniz icin Ummedi Muhammed adina Allah razi olsun diyorum.Selam ve dua ile

    merhaba, okadar güzel bir site yapmışsınız ki anlaşılır ve güzel hikayeler ile dolu, her gün sizin paylaşımlarınızı okuyor ve paylaşıyorum. Rabbim bu yolda ilerlemenizi devam ettirsin. başarılar Teşekkürler Allah razı olsun sizden.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.