Sabahları Şiddetli Topuk Ağrınız Varsa Dikkat!

SIHHAT

Topuk ağrısı, uzun süreli bel, sırt ve boyun ağrısı gibi belirtiler gösteren ankilozan spondilit hastalığı, zamanında tedavi edilmediği takdirde kalıcı kemik ve eklem hasarlarına neden oluyor. Ankilozan spondilit hastalığı neden olur? Ankilozan spondilit hastalığına ne iyi gelir?

Türkiye'de en sık görülen romatizmal hastalıklardan biri olan ankilozan spondilit özellikle 45 yaş altı kişilerde ortaya çıkıyor. Üç aydan uzun süren bel, sırt ve boyun ağrılarıyla kendini gösterebilen ankilozan spondilit hastalığı hakkında bilgi veren Erciyes Üniversitesi İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı, Türkiye Romatoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Soner Şenel, istirahat sonrası görülen topuk ağrılarının bu hastalık için ayırıcı bir semptom olabileceğini belirtti. Zamanla, kemik dokuda büyümeye neden olan ve röntgen çekimlerinde topuk dikeni diye adlandırılan bulgunun ortaya çıkmasına neden olabilen ankilozan spondilit, zamanında teşhis ve tedavi edilmediği takdirde kalıcı kemik ve eklem hasarlarına neden oluyor.

Halk arasında iltihaplı bel-omurga romatizması olarak isimlendirilen ankilozan spondilit, önemli bir romatizma çeşididir. Türkiye'de en sık görülen iltihaplı romatizma türü olan ankilozan spondilit genellikle bel, sırt ve boyun ağrılarıyla ortaya çıkar. Toplumda ankilozan spondilitin tedavisi olmayan bir hastalık olduğu yönünde yanlış bir kanının bulunduğunu belirten Şenel, şunları kaydetti: "Toplumun bu hastalık konusunda bilinçlenmesi çok önemli. Artık ankilozan spondilitin tedavisini daha etkin bir şekilde yapabiliyoruz ve hastaların hayat kalitesini yükseltebiliyoruz.”

SABAHLARI ŞİDDETLENEN TOPUK AĞRISINA DİKKAT EDİLMELİ

Tüm ankilozan spondilit hastalarında olmasa da, çoğunda topuk ağrısı görüldüğünü söyleyen Şenel, topuk ağrısının önemli bir belirti olduğunu belirterek şunları söyledi: "Hastalık başlangıcı veya seyri esnasında, özellikle sabahları veya istirahat sonrasında topuk ağrısı ortaya çıkabilir. Özellikle 45 yaş altı, kilolu olmayan ve ağır fiziksel işlerde çalışmayan kişilerde görülen ve özellikle istirahat sonrası ortaya çıkan topuk ağrısı, ankilozan spondilit hastalığının önemli ve spesifik bulgularından kabul edilebilmektedir. Topuk ağrısı, hastalığın topuktaki entezis, yani tutunma bölgelerini etkilemesi sonucunda oluşmaktadır. Ankilozan spondilitte görülen topuk ağrısının nedeni, genellikle ayak tabanındaki kasların ve bacak arka grup kaslarının kalkaneus diye isimlendirdiğimiz topuk kemiğine bağlandığı yerdeki romatizmal tutulumdur.

Zaman içerisinde ayak tabanındaki bu tutulum kemik dokuda büyümeye neden olmakta ve röntgen çekimlerinde topuk dikeni diye adlandırdığımız bulgunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla 45 yaş öncesinde topuk dikeni saptanan hastaların, topuk dikeninin nedeni konusunda mutlaka ankilozan spondilit açısından tecrübeli bir hekime, mümkünse romatoloğa ulaşmasını tavsiye ediyoruz. Ancak her topuk ağrısının romatizmal hastalık belirtisi olmadığını da unutmamak gerekir. İncinmeye, zorlamaya, ağır yük taşımaya ve uzun süre ayakta kalmaya bağlı mekanik stres nedeniyle de topuk ağrısı ortaya çıkabilir. Ayrıca kilolu kadınlarda da menopoz sonrasında, romatizmal kaynaklı olmayan topuk ağrısı görülebilir.”

NEDENİ ANKİLOZAN SPONDİLİT OLABİLİR

Ankilozan spondilitin kadın ve erkeklerde aynı oranda görüldüğünü dile getiren Şenel şöyle devam etti: "Semptomların 45 yaş altı kişilerde görülmesi özellikle önemlidir. Çünkü topuk dikeni menopoz sonrası kadınlarda ya da çok aşırı kilolu kadınlarda mekanik strese bağlı olarak da görülebilir. Ya da ilerleyen yaşlarda kireçlenmenin bir bulgusu olarak karşımıza çıkabilir. Ankilozan spondilitin teşhisi için fiziksel muayene gerekir. Sonrasında yan ayak grafisiyle topuk dikeni görüntülenebilir. Bazı hastalarda ağrı olmasına rağmen kemikte bir değişiklik oluşmadığı için röntgende topuk dikeni görünmeyebilir ama bu bir problem olmadığı anlamına gelmez.

Hastanın ağrısı ve şikâyeti varsa, fizik muayene bulgusu varsa, bu da tek başına anlamlıdır. Bu hastalık kemiklerde büyümeye neden olduğu için, teşhis ve tedavide geç kalınması sonucunda omurga kemiklerinde, kalça kemiklerinde ve eklemlerde bozulmalar meydana gelebilir. Zamanla ilerleyen bu bozulmalarla hastaların hayat kalitesi çok düşer. Çalışmayı, ev işi yapmayı ve gündelik hayatı normal bir şekilde sürdürmeyi zorlaştırır. Bu nedenle özellikle 45 yaş altı kişiler, üç aydan uzun süren bel, sırt ve boyun ağrıları ve özellikle istirahat sonrası görülen topuk ağrısı yaşadıkları takdirde vakit kaybetmeden bir romatoloğa görünmelidir.”