Şaban Ayı ile İlgili Hadisler

Şaban ayı ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamber (s.a.v.) Efendimizin Şaban ayı ve önemi ile ilgili hadisleri...

Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) Şaban ayı hakkındaki hadis-i şerifleri...

ÜÇ AYLAR VE ŞABAN AYI DUASI

Rasül-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) üç aylarda şöyle dua ederlerdi:

اَللّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فيِ رَجَبٍ وَ شَعْبَانَ وَ بَلِّغْنَا رَمَضَان

"Allahım! Receb ve Şa'ban'ı hakkımızda mübarek kıl. Bizi Ramazan'a ulaştır." (Ahmed b. Hanbel; Müsned)

ŞABAN AYINDA ORUÇ İLE İLGİLİ HADİSLER

Peygamberimizin En Fazla Oruçlu Geçirdiği Ay

Âişe (radıyallahu anhâ) şöyle dedi:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hiç bir ayda, şaban ayında tuttuğu oruçtan daha fazla oruç tutmazdı. Şaban ayının tamamını oruçlu geçirirdi." (Müslim, Siyam 176; İbni Mâce, Siyam 30)

Başka bir rivayette: “Pek az bir kısmı hariç, şaban ayını baştan sona oruçlu geçirirdi” denilmektedir. (Buhârî, Savm 52; Müslim, Siyam 177)

Âlemlerin Rabbine Şaban Ayında Yükselir

Üsame ibni Zeyd (radıyallâhu anh) Resulullah (sallâllâhu aleyhi ve sellem) şu soruyu soruyor:

“Yâ Resulallah! Sizin Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu göremiyorum” dediğimde,

Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyururlar:

“Bu Receb ve Ramazan ayları arasında öyle faziletli bir aydır ki, insanların çoğu bundan gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Bu nedenle Ben de oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” (Nesai, Savm, 70.)

Peygamber Efendimiz Tüm Şaban Ayını Oruçlu Geçirecek Sanırdık

Hz. Âişe Validemiz (radıyallâhu anha) anlatıyor:

“Resulullah öyle oruç tutuyordu ki, hatta biz, orucu hiç bırakmayacak diyorduk. Bazen de uzun süre oruç tutmayı bırakıyordu ki, biz bu ay hiç oruç tutmayacak diyorduk. Resulullah'ın Ramazan ayından başka bir ayı tamamen oruç tuttuğunu görmedim. Şaban ayından daha fazla oruç tuttuğunu da görmedim” (Buhari, Savm,51.)

Şaban Ayının Onbeşini Oruçla Geçirin

"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (on beşinci günde) oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teala dünyaya en yakın göğe inerek (rahmet nazarı ile bakarak) fecir oluncaya kadar, 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Belaya duçar olan yok mu, ona afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?' buyurur." (İbni Mâce, İkâmet, 191)

Ramazan’ı Oruçla Karşılamayın

Ebû Hüreyre’den (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak ramazanı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun.” (Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Siyam 21)

Ramazan’dan Bir-İki Gün Önce

İbni Abbâs'tan (radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sallalhhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Ramazandan (bir-iki gün) önce oruç tutmayınız. Ramazan hilâlini gördüğünüzde oruca başlayınız; şevval hilâlini gördüğünüzde oruca son veriniz. Hilâli görmenize bulut mani olacak olursa, günü otuza tamamlayınız.” (Tirmizî, Savm 5)

Gücünüzün Yettiği Kadar

Resulullah (sallâllâhu aleyhi ve sellem) senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu:

“Amellerden gücünüzün yettiği kadar amel yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, usanmadıkça Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.” (Müslim, Siyam, 177.)

Şaban Ayında İnsanlar Gaflete Düşer

"Bu ay (Şaban ayı) Receb ile Ramazan arasında insanların gafil bulundukları bir aydır. Bu ayda ameller alemlerin Rabbi olan Allah'a arz olunur. Ben de amellerimin oruçlu iken Allah'a sunulmasını arzu ederim." (Nesâi, Sıyâm, 70)

ŞABAN AYININ ON BEŞİNCİ GECESİ (BERAT GECESİ) İLE İLGİLİ HADİSLER

Muaz b. Cebel (radıyallahu anh) Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) Efendimizden şöyle rivayet etmiştir:

“Allah Teâlâ Şaban ayının on beşinci gecesi bütün yarattıklarına muttali olup, Onların hepsini bağışlar. Ancak müşrik ve münafık olan kulları bağışlamaz.”Tergib ve Terhib 2/ 471.)

Allah Resulü (sallâllâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:

"Allah Teala, Şaban'ın on beşinci gecesi dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve Kelb kabilesine ait koyunların kıllarının sayısından daha fazla kişiyi bağışlar." (Tirmizi, Savm, 39)

Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) buyurmaktadır:

"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (on beşinci günde) oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teala dünyaya en yakın göğe inerek (rahmet nazarı ile bakarak) fecir oluncaya kadar, 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Belaya duçar olan yok mu, ona afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?' buyurur." (İbni Mâce, İkâmet, 191)

ŞABAN AYINDAKİ BAZI ÖNEMLİ HADİSELER

Mü’minlerin rûhâni hayatını kuvvetlendiren bir ibadet olarak “Ramazan orucu”, mü’minlere Medîne’ye hicretin on sekizinci ayında, Şaban ayı içinde farz kılındı. (İbn-i Sa’d, I, 248.)

Şâban ayında Hz. Peygamber’in (sallâllâhu aleyhi ve sellem) mübârek kız ı, Hz. Osman’ın (radıyallahu anh) da zevcesi Ümmü Gülsüm (radıyallahu anha) rahmet-i Rahmân’a kavuştu. (İbn-i Sa’d, VIII, 38.)

İslam ve İhsan

ŞABAN AYI NEDİR?

Şaban Ayı Nedir?

ŞABAN AYINDA YAPILACAK İBADETLER

Şaban Ayında Yapılacak İbadetler

ŞABAN AYININ ÖNEMİ, ANLAMI VE FAZİLETİ NEDİR?

Şaban Ayının Önemi, Anlamı ve Fazileti Nedir?

ŞABAN AYINDA NELER YAPILIR?

Şaban Ayında Neler Yapılır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • ÇOK GÜZEL AMA DAHA HADİSLER İSTİYORM

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.