Sadakası Kabul Edildi
Sahâbeden ibret alınması gereken kıymetli bir kıssa...
Ulbe bin Zeyd -radıyallâhu anh-, Tebük Seferi’ne iştirâk edebilmek için binek bulamayan fakir sahâbîlerdendi. Binek bulması için Fahr-i Kâinât Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e müracaat etmiş, fakat Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de imkânı olmadığı için yardım edememişti. Hazret-i Ulbe çok mahzun oldu. Gecenin bir kısmı geçince kalktı, namaz kıldı ve tazarrûda bulundu.
Sabah olunca Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanına gelip şöyle dedi:
“–Yâ Rasûlâllah! Elimde sadaka olarak verebileceğim bir şey yok. Şu bir parça eşyamı tasadduk ediyorum. Bundan dolayı beni üzen veya bana kötü söyleyen yahut da benimle alay eden kimseye de hakkımı helâl ediyorum!”
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-;
“–Allah sadakanı kabul etsin!” buyurdu ve başka bir şey söylemedi. Ertesi gün ise bu sahâbîye;
“–Ben senin sadakanı kabul ettim. Seni müjdelerim! Muhammed’in varlığı kudret elinde bulunan Allâh’a yemin ederim ki, sen sadakası kabul olunanların dîvânına yazıldın.” buyurdu. (İbn-i Hacer, el-İsâbe, II, 500; İbn-i Kesîr, es-Sîre, IV, 9; Vâkıdî, III, 994)
Hazret-i Ulbe, Allah yolunda imkânı nisbetinde bütün gayretini sarf etti. Bir de bütün mü’minlere bilhassa kendisini küçük görenlere bütün haklarını helâl etti. Bu güzel hâli vesilesiyle sadakası kabul edildi.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2022 Ay: Aralık, Sayı: 214