Şafii Mezhebine Göre Hac ve Umre Nasıl Yapılır? Hac ve Umrenin Dualarla Yapılışı

Şafii mezhebine göre hac ve umre nasıl yapılır? Madde madde dualarla hac ve umrenin yapılışı...

Şafi mezhebine göre en efdâl olan hac, ifrad haccı olduğundan burada onun yapılışı hakkında bilgi veriyoruz:

Hac ve umre menâsiki, ihrâma girmekle başlar. İhrama girmeden önce tırnaklar kesilir, koltuk altı ve kasık kılları temizlenir, gerekiyorsa saç, sakal tıraşı olup bıyıklar düzeltilir. Mümkünse gusledilir veya abdest alınır. Gusül, abdestten efdaldir.

Hacda yapılması müstehap olan gusüller şunlardır:

  1. a) İhrama girerken.
  2. b) Hareme girerken.
  3. c) İhramsız olunsa dahi Mekke'ye girerken.
  4. d) Arafat vakfesine giderken.
  5. e) Kurban bayramının birinci günü fecirden sonra Müzdelife'de Meş'âr-i Haram'da vakfe yapmadan önce.
  6. f) Kurban bayramının iki, üç ve dördüncü günlerinde zeval vaktinden son­ra cemrelere taş atmaya giderken.
  7. g) Medine'ye girerken.

Gusülden sonra erkekler, üzerlerindeki bütün giysilerden soyunup izâr ve ridâ denilen iki parça ihrâm örtüsüne, usulüne göre sarınırlar. Güzel koku sürünürler. Başları açık, ayakları çıplaktır. Ayaklarına, topukları ve mümkün olduğunca üzeri açık terlik giyebilirler. Kadınlar normal elbise ve kıyafetlerini değiştirmezler. Onların her türlü giyim eşyası, kapalı ayakkabı, çorap ve eldiven giymelerinde bir sakınca yoktur. Yalnızca el ve yüzlerini örtmemeleri gerekir.

Hacca gidecek olan kişi kerâhet vakti değilse, yola çıkmadan önce evinde iki rek'at namaz kılmalı, hac dönüşü eve geldiğinde de iki rek'at namaz kılmalıdır. Yola çıkar­ken kıldığı namazdan sonra şu duayı okumalıdır:

“Allahım! Sana yöneldim, sana futundum, sana dayandım. Güvencim ve umudum sensin. Allahım! Benim için önemli olan ve olmayan şeyde, senin benden daha iyi bildiğin şeyde benim ihtiyacımı karşıla. Senin himayen güç­lüdür. Senden başka ilâh yoktur. Allahım! Beni takva ile azıktandır, günahla­rımı bağışla. Her nereye yönetirsem beni hayra yönelt. Yolculuğun zorlukla­rından, dolaşmanın sıkıntılarından, fazlalıktan sonra eksiklikten, ailemin ve malımın kötü durumlara düşmesinden sana sığınıyorum.”

İfrad haccı için mîkat mahallinde önce hac niyetiyle ihra­ma girilir. Niyet şöyledir: “Neveytül-hacce ve ehramtü bihî lillêhi teâlê. Lebbeyk allâhümme lebbeyk. Lebbeyke lê şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke vel-mülk. Lê şerîke lek.” (Allahü Teala için hac etmeye ve hac ibadetine girmeye niyet ettim. Ben, senin emrine âmâdeyim ya Rabbi, emrine âmâdeyim! Emrine âmâdeyim, senin ortağın yoktur, Emrine âmâdeyim. Hamd, nimet ve mülk senindir, ortağın yoktur.)

Niyet ettikten sonra telbiye getirilir. Hac esnasında namazların ardından, bir toplulukla karşılaşıldığı, yüksek bir yere çıkıldığı, bir vadiye inildiği, uykudan uyanıldığı zaman ve seher vakitlerinde sık sık okunan telbiye duâsı şudur:

لَـبَّـيْـكَ ، اَللَّهُـمَّ لَـبَّـيْـكَ ، لَـبَّـيْـكَ لآ شَـرِيـكَ لَـكَ لَـبَّـيْـكَ ، إِنَّ الْـحَـمْـدَ وَالنِّـعْـمَـةَ لَـكَ وَالْـمُـلـكُ ، لآ شَـرِيـكَ لَـكَ .

Anlamı: "Buyur, emret Allah'ım! Ben, senin emrine her zaman boyun eğer, itaat ederim. Buna da her zaman hazırım. Senin eşin, benzerin ve ortağın yoktur. Buyur Allah'ım! Senin emir ve davetine her zaman samimiyetle uyarım. Muhakkak ki hamd de nimet de mülk de senindir. Senin asla ortağın ve dengin yoktur."

İhramlının Mekke'ye gündüzleyin girmesi müstehaptır. Mekke'de kalınacak yere yerleşip mümkünse boy abdesti, değilse abdest alındıktan sonra telbiye söylenerek Harem-i şerif'e gidilir. Kâbe-i Muazzama'yı tazimde bulunmak maksadıyla onunla karşı karşıya gelmek için giriş, Mekke'nin üst tarafında Bâb-ı Muallâ diye bilinen kapıdan yapılmalıdır. Gündüzleyin girildiğinde mescide Benî Şeybe kapı­sından girmek menduptur. Girerken telbiye getirmek, tevazu ve huşu halinde olmak gerekir. Kabe ilk görüldüğünde elleri kaldırıp tekbir ve tehlil getirilmeli ve şu dua okunmalıdır:

"Allahım! Şu beytin şeref, azamet, üstünlük ve heybetini artır. Onu hac veya umre yaparak tazim edip şerefine şeref katanların şeref, üstünlük, aza­met ve iyiliklerini artır. Allahım! Sen noksanlıklarından salimsin. Esenlik sen­den gelir. Bizi esenlik içinde yaşat."

Mescid-i Harâm'a giren kişi yukarıdaki duayı okuduktan sonra farz namaz kılınmıyorsa Kabe'yi ta­vaf eder. Mekkeli olmayanlar kudüm tavafı yaparlar.

Müsait yer varsa, Makam-ı İbrâhim'in arkasında, orada yer yoksa uygun başka bir yerde tavaf namazı kılınıp dua edildikten sonra zemzem suyu içilir. Kıbleye yönelerek kana kana zemzem suyu içmeli ve içerken de şu duayı okumalıdır:

"Allahım! Senden faydalı ilim, geniş rızık ve her hastalığa şifa diliyo­rum."

Daha sonra Safa tepesine gidilerek Sa’y ibadeti yapılır. Kişi, Safa te­pesinin üstüne çıkmış olsa da olmasa da, Kabe'yi gördüğünde şu duayı oku­malıdır:

"Allah en büyüktür (üç defa). Hamd Allah'a mahsustur. Bize doğru yolu gösterdiği için Allah en büyüktür. Bize iyilik ve ihsanda bulunduğu için O'na hamdediyoruz. Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, ortağı yoktur, hükümran­lık O'nundur. Övgüler O'nadır. O yaşatır, O diriltir. Hayır O'nun elindedir. O her şeye güç yetirendir. Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, ortağı yoktur. Va­dini yerine getirmiş, kuluna (Muhammed'e) yardım etmiş, (İslâm'a ve müslümanlara saldıran müşrik) gruplarını yalnız başına yenilgiye uğratmıştır. Al­lah'tan başka ilâh yoktur. O'ndan başkasına kulluk etmeyiz. Kâfirler hoşlanmasalar da ihlâslı dindarlar olarak yalnızca O'na ibadet ederiz."

Sa'y etmekte olan kişi bu duadan sonra bildiği başka duaları da okur.

Safa tepesinden Merve’ye dört, Merve’den Safa’ya üç şavt yapılır. Merve tepesinde yedi şavt tamamlanır. İki yeşil direk arasında erkekler hervele yaparlar.

Sa’y ibadeti tamamlandıktan sonra Mekke’de konaklanır, her fırsatta Beytullah tavaf edilir.

Hac menâsiki yoğun olarak 8-13 Zilhicce arasındaki altı gün içinde eda edilir. Bu günlerden her birinde yapılan menâsik özetle şöyledir:

Terviye günü (8 Zilhicce): Terviye günü sabah namazından itibaren Mina'ya veya Arafat'a intikâl başlar. Terviye günü öğle namazından arafe günü sabah namazına kadarki beş vakit namazı Mina'da kılmak ve geceyi orada geçirip güneş doğduktan sonra Arafat'a hareket etmek sünnettir.

Arafe günü (9 Zilhicce): Arafat'ta zeval vaktine kadar çadırlarda dinlenilir ve ibadetle meşgul olunur. Zeval vaktinden sonra, mümkünse gusledilir. Öğle ve ikindi namazları cem’i takdîm ile kılındıktan sonra vakfe yapılır. Bütün gün telbiye, tekbir, tehlîl, zikir, tesbih, salavât-ı şerife, dua, namaz, tövbe-istiğfar, Kur'ân-ı Kerîm tilâveti gibi ibadetlerle değerlendirilir. Resûlullah "Bugün gözüne, kulağına ve diline sahip olanın geçmiş günahları bağışlanır"[1] buyurmuştur.

Vakfe esnasında şu dualar okunabilir:

[1] Müsned, I, 329, 356

"Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, ortağı yoktur. Hükümranlık O'nun dur. Hamd O'na mahsustur. O, her şeye güç yetirendir. Allahım! Kalbimi fe­rahlat, işimi kolaylaştır. Allahım! Dediğimiz gibi ve dediğimizden de alâ bir şe­kilde övgüler sana mahsustur."

"Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru. Allahım! Ben kendime çok yazık ettim. Günahları bağışlayan da ancak sensin. Kendi katından bir bağışlama ile beni bağışla ve bana mer­hamet eyle. Şüphesiz sensin çok bağışlayan ve esirgeyen."

"Allahım! Beni günahın zilletinden itaatin izzetine taşı. Haram işlemeyi bı­raktırarak helâllerinle beni yetindir. Lutfunla beni zenginleştirerek senden baş­kasına beni muhtaç eyleme. Kalbimi ve kabrimi nurlandır, beni doğru yola ilet. Bütün kötülüklerden beni koru, bütün iyilikleri bana nasip eyle. Allahım! Ben senden doğru yola ermeyi, yasaklarından uzak durmayı, iffetli, müstağni ve tenezzülsüz biri olmayı bana nasip etmeni diliyorum."

Güneş battıktan sonra akşam namazı kılınmadan Arafat'tan Müzdelife’ye intikal başlar. Akşam ve yatsı namazları, yatsı vakti girdikten sonra, Müzdelife'de cem’i tehîr ile kılınır. Bayram gecesi burada ibadet ve istirahatle geçirilir. Şeytan taşlamada kullanılmak için yeteri kadar taş toplanır.

Bayramın ilk günü (yevm-i nahr; 10 Zilhicce):

  1. a) Vakti girince sabah namazı Müzdelife'de erkence kılınır. Namazdan sonra ortalık aydınlanıncaya kadar vakfe yapılır. Dua, niyaz ve istiğfar edilir. Ortalık iyice aydınlanınca, güneş doğmadan Mina'ya hareket edilir.
  2. b) Mina'da eşyalar çadırlara yerleştirildikten sonra Akabe Cemresi'ne gidilir. Her birinde "Bismillâhi Allahüekber, rağmen li'ş-şeytâni ve hizbih" denilerek yedi taş atılır. İlk taşın atılması ile telbiye biter. Bundan sonra artık telbiye yapılmaz.
  3. c) Daha sonra Harem bölgesi sınırları içinde kurban kestirilir. Temettu’ ve Kırân haccı yapanların şükür kurbanı kesmeleri vâciptir. İfrad haccı yapanların kurban kesmeleri gerekmez; isterlerse nâfile olarak keserler.
  4. d) İfrad haccı yapanlar Akabe Cemresi'ne taş attıktan sonra; Temettu’ ve Kırân haccı yapanlar ise kurbanlarını kestirdikten sonra, saç tıraşı olup ihrâmdan çıkarlar. Böylece cinsel ilişki dışındaki diğer bütün ihrâm yasakları kalkar. Cinsel ilişkiyle ilgili yasak ise ancak ziyaret tavafı yapılınca kalkar. Haccedenler bizzat kendi saçlarını kesebilecekleri gibi birbirlerini de tıraş edebilirler. Tıraş olabilecek duruma gelmiş olan bir ihrâmlının henüz kendisi tıraş olmadan başka bir ihrâmlıyı tıraş etmesinde bir sakınca yoktur.
  5. e) Aynı gün imkân olursa, Mekke'ye inilerek ifâda tavafı yapılır. Kudüm tavafından sonra sa’y yapmamış olanlar ziyaret tavafından sonra hac sa’yını yaparlar. İfâda tavafının bayramın ilk günü yapılması efdaldir.
  6. f) Tavaftan sonra tekrar Mina'ya dönülüp şeytan taşlama günlerinde Mina'da gecelenir.

Bayramın 2, 3 ve 4. günleri (11, 12 ve 13 Zilhicce):

  1. a) Bayramın 2 ve 3. günleri zeval vaktinden sonra sırayla Küçük, Orta ve Akabe cemrelerine yedişer taş atılır. Küçük ve Orta cemrelere taş attıktan sonra uygun bir yere çekilerek dua edilir. Akabe Cemresi taşlandıktan sonra ise dua için artık durulmayıp orası hemen terkedilir. Bu iki gün zevalden önce "şeytan taşlama" yapılmaz.
  2. b) Bayramın 4. günü cemrelere taş atmayacak olanların, o gün fecr-i sâdıktan yani tan yeri ağarmaya başlamadan önce Mina'dan ayrılmış olmaları gerekir. 4. gün tan yeri ağarmaya başlamadan Mina'dan ayrılmamış olanların o gün de her üç cemreye yedişer taş atmaları gerekir. 4. gün taşlar atıldıktan sonra Mina'dan Mekke'ye inilir.

Hac ibadeti tamamlandıktan sonra Hill bölgesinin Harem'e en yakın yerinde umre ihramına girilip umre îfa edilir. Umre mîkatlarının en faziletlisi Ci'râne, sonra Ten'îm, sonra da Hudeybiye'dir.

Umre’ye şöyle niyet edilir: “Neveytü’l-umrate ve ehramtü bihê lillêhi teâlê. Lebbeyk allâhümme lebbeyk. Lebbeyke lê şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ven-ni’mete leke vel-mülk. Lâ şerîke lek.” (Allahü Teala için umre yapmaya ve umre ibadetine girmeye niyet ettim...)

Umre yapacak kimse umreye niyet eder, telbiyede bulunur. Mekke'ye girince Kâbe'yi tavaf eder, sonra Safa ile Merve arasında sa'y yapar. Sa'y bitince saçlarını keserek veya kısaltarak ihrâmdan çıkar. Böylece umreyi tamamlamış olur.

Âfâkiler, Mekke'den ayrılmadan önce vedâ tavafı yaparlar. Böylece ifrad haccı tamamlanmış olur.

Veda tavafı yaptıktan sonra, Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam'ın yaptığı gibi iki rekât namaz kılar, başkalarına sıkıntı vermeyecek ve izdihama sebep olmayacak ise ve imkan bulursa Hacer-i Esved ile Ka’be’nin kapısı arasında bulunan ve Mültezem denen yere gelir, sağ eli Ka’be’nin kapısına, sol eli de Hacer-i Esved’e doğru açarak göğsünü ve yüzünü Ka’be’nin duvarına dayar ve bu vaziyette dua eder.

Mültezem’de bu şekilde dua etme konusunda sahabeden Amr b. Şuayb şöyle demiştir: “(Ashaptan) Abdullah’la birlikte tavaf yaptım. Ka’be’nin arka tarafına geldiğimizde kendisine istiazede bulunmayacak mısın? dedim. Cehennem ateşinden Allah’a sığınırız dedi. Sonra tavafa devam etti, Hacer-i Esved’i istilam etti. Hacer-i Esved ile Ka’be’nin kapısı arasında durdu. Kollarını iki yana açarak göğsünü, yüzünü ve (yan tarafa açılmış) kollarını Ka’be’nin duvarına yasladı. Sonra da; Resulüllah aleyhisselatu vesselam’ın böyle yaptığını gördüm dedi.”[1]

Mültezem’den sonra Hatim’e gider, Altınoluk’un altında durup duâ eder, daha sonra zemzem içerek Mescid-i Haram’dan ayrılır.

[1] Ebu Davud. Menasik, 55, II, 452

Kaynak: Hasan Serhat Yeter, FIKIH 1 (Şafii Mezhebi), 2017

İslam ve İhsan

ŞAFİİ MEZHEBİNE GÖRE HACCIN VACİPLERİ NELERDİR?

Şafii Mezhebine Göre Haccın Vacipleri Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.