Şafii Mezhebine Göre Oruç Fidyesi | Şafii Mezhebine Göre Orucun Kefareti
Fidye nedir? Fidyenin sebepleri nelerdir? Şafii mezhebine göre orucun kefareti nedir?
Şafi mezhebi; İmam Şafi’ye (r.a) nisbet edildiği için bu adla anılmıştır. Şâfi mezhebinin kurucusu sayılan İmam Şafi (r.a) 767 (Hicri 150) yılında Gazze şehrinde (Filistin) doğdu.
Şafi mezhebi önce Mısır’da sonra kısmen Suriye, Yemen, Irak ve Mâverâünnnehir’de yayıldı. Günümüzde Irak, Suriye ve Anadolu’nun güney ve doğu bölgelerinde Şafi mezhebi yaygındır.
ŞAFİİ MEZHEBİNE GÖRE ORUÇ FİDYESİ
Fidye; oruç tutmaya güç yetiremeyen kimselerin vermekle yükümlü oldukları maddî karşılıktır. Oruç için fidye verilmesi, "...(İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir..." (Bakara sûresi 184. ayet) âyetiyle sabittir.
Bir fidye, fakir bir kimseye tutulamayan bir günlük oruç için verilen bir müd miktarınca yiyecektir.
Fidyenin Sebepleri:
1- Oruç tutmaktan âciz bir yaşlı ve iyileşmesi umulmayan hasta olmak: Oruç tutmaya gücü yetmeyen çok yaşlı erkeklerle yaşlı kadınların ve iyileşme ihtimali bulunmayan hastaların fidye vermeleri vaciptir.
2- Hamile ve emzikli kadınların çocuklarına zarar gelmesinden korkmak: Bu durumda fidye ile birlikte kaza söz konusu olur.
3- Gelecek sene Ramazan'a kadar tutmayarak Ramazan'ın kazasında ihmal gösteren kimseler üzerine: Hanefiler dışındaki cumhura göre bu durumda fidye ile birlikte kaza lâzım gelir. Çünkü bunlar orucun hürmetini hafife almıştır.
Bir ramazana ait orucun kazasını diğer ramazan gelmeden önce tutmak gerekir. Önceki ramazan borcu tutulmadan ikinci bir ramazan gelince hem kaza hemde her gün için bir birer müd (iki avucun aldığı tahıl miktarı kadar) fidye vermek gerekir. Bir müd yaklaşık 832 gramın kadar buğday, arpa, pirinç gibi halkın yaygın olarak yediği şeylerdir.
Kaza oruçlarını tutamamış olan kişinin fidye borcu, yılların tekkerrürü ile katlanarak artar. Birden fazla orucun karşılığı olan fidyeler, bir kişiye bir defada verilebileceği gibi, birkaç kişiye de paylaştırılabilir.
Fidye ancak ikinci ramazanın girişinden önce kaza etme imkanı bulup da kaza etmeyen kişinin üzerine vacip olur. Kaza etme imkanı bulamadan bir sonraki ramazan ayına girilse bile fidye vermek gerekmez.
Hastalık, yolculuk, delilik, hayız yahut nifas gibi özürlere dayalı olarak orucun kazasını gelecek sene Ramazanına kadar tehir eden kimselere fidye vermek gerekmez.
YORUMLAR