Sağlığı Etkileyen Faktörler

İnsan sağlığı, birçok faktörden etkilenir ve öylece şekillenir. Şimdi sırayla, her birine göz atalım ve sağlığımızın, hangi unsurlardan etkilendiğine bakalım...

İşte sağlımızı ciddi olarak etkileyen 3 faktör:

  • 1- Kalıtım

Bir canlının büyümesi, gelişmesi ve hayatını devam ettirebilmesi için gerekli bilgileri taşıyan kalıtım birimlerine “gen” denir. Genler DNA’dan (deoksiribo nükleik asitten) oluşmuştur. Sıhhatli genler, afiyette olmamıza, hastalıklı genler ise farklı rahatsızlıklara yatkın olmamıza sebeptir. 

Kalıtsal hastalıklar ya da bozukluklar, kusurlu genlerin kuşaktan kuşağa aktarılmasından kaynaklanır. Her insan, kalıtım yoluyla anne ve babasından genler alır. Eğer genler normal ise, yani sağlıklı bir insanda bulunması gereken özellikleri taşıyor ve görevlerini eksiksiz yerine getirebiliyorsa, bebek sağlıklı doğar. Ama bazı bebeklerde, anne ya da babadan gelen kromozomların biri ya da bir kaçı kusurlu olabilir. Bu durumda vücuttaki bazı etkinlikler, bu bozuk genlerin aktardığı yanlış bilgiye göre yönlendirileceğinden, bebekte kalıtsal bir bozukluk ya da hastalık ortaya çıkar. Down Sendromu, albinizm, altı parmaklılık, renk körlüğü, tavşan dudaklılık ve hemofili, genetik hastalıklardan bazılarıdır. Bu hastalıkların oluşumunda, annenin yaşı ve sağlık durumu da önemli bir faktördür.  

Kalıtım yoluyla gelen hastalıkların tamamına yakını tedavi edilemez niteliktedir. Modern Tıp ancak düzeltici ameliyat ya da rehabilitasyon hizmetleri ile hastanın yaşayışını kolaylaştırmayı amaçlar.

  • 2- Çevre

Çevre faktörleri çok çeşitli olup, insan sağlığını sürekli olarak etkilemektedir. Ayrıntılara geçmeden evvel, çevrenin tanımına bir bakalım:

“Çevre, en yakınımızdan en uzağımıza kadar bizi saran, kuşatan, etkilediğimiz ve etkilendiğimiz alandır.”

En yakın çevremizi bulunduğumuz mekân olarak düşünürsek, en uzak çevremizin de galaksilere kadar uzanacağını söyleyebiliriz. Çünkü insan olarak, farkında olduğumuz yakın çevremizin ( ev ortamı, iş ortamı, yaşadığımız şehir…v.s. ) ve farkında olmadığımız uzak çevrelerin ( ülkemizdeki diğer şehirler, başka ülkeler, yıldızlar, ay, güneş…v.s. ) sürekli etkisine muhatabız. Hava, toprak, su gibi çevre faktörlerinin yanı sıra, içinde bulunduğumuz toplumdaki insan davranışları da sağlığımızı etkilemektedir. Evlerin çoğunda, neredeyse her gün açık halde bulunan televizyon ve bilgisayarlar ile gelen radyasyonun olumsuz etkisi, ayrıca dile getirilmelidir.

Çevrenin sıhhati bozucu etkileri ne kadar azaltılırsa, insan sağlığı da çevreden o kadar olumlu etkilenir. Suların, havanın, toprağın temizliği ve gürültü kirliliğinden arındırılmış bir ortam, şüphesiz insan sağlığına faydalı olacaktır.

Her gün can sıkıcı haberler almak, dünyada yaşanan bütün olumsuzlukları sürekli olarak duymak, çevresi sürekli sorunlu aileler veya insanlarla dolu olmak da insan psikolojisini olumsuz etkileyen faktörlerdendir. Bu sebeple huzurlu bir çevre, mütebessim ve sağlıklı bir hayat sürmek için çok önemlidir. 

  • 3- Hayat Tarzı:

Genleri normal, yaşadığı çevre son derece temiz ve sağlıklı olduğu halde, yine de insanların bazılarının sağlık problemleri yaşadığını görürüz. Buna, o kişinin yanlış bir hayat tarzını benimsemesi yol açar. Uykusu düzenli, beslenmesi sağlıklı, alışkanlıkları iyi olmayan biri, bu haliyle hastalıkları davet etmiş olur. Detaylarına ileriki sayfalarda gireceğimiz bu konuyu, şimdilik şu kadarıyla dile getirelim: Erken yatmayı ve erken kalkmayı düstur edinmeyen, yetersiz ya da fazla uyuyan; aklına her geldiğinde yemek yiyen ya da beslenmesini ihmal eden; sigara, alkol, uyuşturucu gibi kesinlikle zararlı olan unsurları hayatına almış bulunan herkes, sağlıksızlığa mahkûmdur.

Kaynak: Sağlik, Temizlik ve İlk Yardim, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

KORONAVİRÜS NEDİR?

Koronavirüs Nedir?

BULAŞICI HASTALIKLARLA İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Bulaşıcı Hastalıklarla İlgili Ayet ve Hadisler

PEYGAMBER EFENDİMİZİN TEMİZLİKLE İLGİLİ TAVSİYELERİ

Peygamber Efendimizin Temizlikle İlgili Tavsiyeleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.